Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

4 Temmuz 2013 Perşembe

Vicdansızlıklar İktidarı


İktidarın borazanı gazetelere sızdırılmasından öğreniyoruz ki, sözde yeni bir “demokratikleşme” paketi hazırlanıyormuş.. Türkiye çapındaki direnişi “Yahudi Diyasporası”na bağlayan, ama hemen arkasından ben böyle demedim diyen Beşir Atalay’a göre, bu paket kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar demokratikmiş.. Biliyoruz, sizin “ileri demokrasi” hayallerinizin yanına bile yaklaşamayız!
Açzıklayın halka kardeşim, madem o kadar “demokratik”siniz! Bilelim, tartışalım, eleştirelim, övelim, reddelim.. yani fikrimizi söyleyelim! Ne hazırladığınızı neden saklıyorsunuz? 
Cem evlerine kamuya yararlı “dernek statüsü” vereceklermiş ki elektrik ve su parası ödemesinlermiş.. Ama cem evlerini asla ibadethane olarak kabul etmiyorlar, laflarına bak “gitsinler camide ibadet etsinler”.. Bir yandan da RTE bütün inanışlara saygılı olduklarını dile getiriyor.. Peki Alevilerin inanışı inanış değil mi? Alevi topluluğu iki kuruşa, elektrik ve su parasına satın alacaklar, inanışın parayla ölçümü mü var? O zaman size de sorarlar, kaç para, diye!
Ama bunların ölçüsü tamamıyla para ile.. maddiyat ile.. Kalkıp nutuk atıyorlar, “yol yaptık, ev yaptık, ekmek dağıttık.. nankörler, bizi neden sevmiyorsunuz, eleştiriyorsunuz, karşı çıkıyorsunuz..” Ülkeyi yönettikleri için yapmaları gereken en sıradan ve normal şeyler için bile halka fatura çıkartan bir iktidar... tabii ki inançları da pazarlık konusu yapacaktır: Bedeli ne?
Taksim Direnişi, özgürlüklerin asla pazarlık konusu yapılamayacağının, satın alınamayacağının temel öğretisidir, bu iktidar için.. Sen istediğin kadar “gözün doysun, istediğin her mal var, daha ne istiyorsun” de.. 
İnsanın vicdanı satın alınamaz.. Özgürlüklerin hiç biri satın alınamaz.. Demokratik hak ve özgürlükler pazarlık konusu yapılamaz.. Vicdan, en değerli hazinemizdir bizim insan olarak..
Vicdansızlıklar ise, asla affedemeyeceklerimiz..
***
Bir örnek: Suriye’de iç savaştan Türkiye’ye kaçanlara kapılarını “insani nedenlerle” açtıklarını açıklayanlar kimdi? Erdoğan - Davutoğlu ikilisi.. Az buz değil, 400 bini aşkın Suriyeli Türkiye’de yaşıyor..
Peki, bu yaptığınız insani- vicdani görev oluyor da, Taksim Gezi Parkı’na bitişik Divan Oteli’nin, yaralananlara, polis saldırısından kaçan ve etkilenenlere kapısını açmasına, ilk yardım yapılmasına izin vermesine, RTE iktidarının bu saldırısı ne demek oluyor? TC Yurttaşı oldukları, size muhalefet ettikleri için mi? Sizin insani vicdani görev’in altını kazıdığınızda, siyasi çıkar, siyasi hedefler çıkıyor. Size hizmet eden vicdani ve insani, size hizmet etmeyen herkes düşman, ezile, yokedile..
İktidarınızda insani ve vicdani yokluktan bahsedebiliriz ancak..  Divan Oteli ve yöneticileri, bir vicdani abide olarak Gezi Direnişi tarihinde yerini almıştır..  Bu onlara hangi siyasi-parasal bedelle geri dönerse dönsün.. Yıkılıp gidecek bir vicdansızlık abidesi olmaktansa, ebedi bir vicdan abidesi olarak varlığını, namını sürdürmekten daha değerli ne olabilir!
Divan, şimdiden Taksim’in en önemli yaşayan tarih müzesi olmuştur..
***
Vicdan’dan söz açılmışken.. GeziDirenişi’nde doktorlarımız gönüllü ilk yardım hizmetleri sundu.. İktidar buna da ateş püskürdü! Bu insani hizmetleri verenlerden de hesap soracağını açıklayıp durdu iktidarbaşı.. Üstüne üstlük, bu ve benzeri ilk yardım hizmetlerini yasaklayan ve doktorlara, sağlık ekiplerine 3 yıl kadar hapis cezası öngören, ancak rezil diyebileceğimiz tasarı hazırladıklarını da açıkladılar..
Vicdanınız batsın diyeceğim, ama nerede...
Doktor hangi koşullarda olursa olsun, herkese ilk yardım yapar.. yapmayana lanet olsun! Araba içinde kalıp ölüm tehlikesi geçiren, örneğin Başbakan namında biri de olsa yapar! Uçakta da yapar, yolda da.. Savaşta da, çatışmada da.. Bu, hangi gezegenden gelen bir ahlak anlayışıdır ki, ilkyardımı yasaklama yoluna gideceksin.. Arkadaşlar, tasarıyı bu niteliğiyle bütün dünyaya yaymalıyız..
***
Son bir vicdansızlık ve ahlaksızlık tasarrufuna daha değinelim.. Bir iktidar kuruluşu, “borçlarına” karşılık, Karamehmet’in Akşam gazetesi ve televizyonlarına el koyuyor. Bu kurumların yayın politikaları belli. Başlarına bir adam atıyor ve medya bir gecede iktidar yanlısı yayın yapar hale geliyor, yazarlar atılıyor, yerlerine de adamları konuyor.
Bunu nasıl yaparlar? Yayın politikasına nasıl karışırlar? Vay borcun var, seni iktidar borazanı yaptım. Böyle bir şey var mı hayatta! Yasada? Hukukta? Ahlakta ve Vicdanda!??? Bu nasıl durdurulabilir, ey hukukçular!?
RTE iktidarı, ülkeyi her açıdan büyük bir erozyona uğratıyor.. Her anlamda ve alanda..
***
Demokrasi paketi demiştik değil mi.. Yüzde 10 barajını koruyan, Silivri’de insanlarımızı suçsuz yere içeride tutan bir iktidar..
İktidara önce bir vicdan ve insanlık paketi gerekir..  Demokrasiyi de sonra konuşuruz..
---4 Temmuz 2013 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

1 yorum:

  1. Gezi olaylarını tartışırken "Nankörlük etme. Bu iktidar döneminde ev aldın, araba aldın." diyen bir aile büyüğümüz geldi aklıma. Meseleye hem bu kadar sığ yaklaşan, hem de benim kendi emeğimi iktidarın lütfu zanneden böylesi bir zihniyet karşısında insan ne diyeceğini şaşırıyor bazen.

    YanıtlaSil