Bir yıldır Soner Yalçın üzerinde “çalışıyorlar” anlaşılan. Ama, Soner Yalçın ve arkadaşlarının “suçluluklarını kanıtlamak”, önemli değil burada. Sonuçta bütün bu davaların yüzde 95’i çökecektir. Zaten iktidar ve yandaşlarının da “mahkeme sonucu” ile ilgili bir beklentileri yok. Bu, yıllar sondaki olay! En erken 3, 5-10 yıl sonrası! Oradan beraat çıkması, umurlarında değil ve olmayacak!
Önemli olan bugün- şimdi, bu ay, bu dönem, bu yıllar!
Daha da açıkçası, ilk hedef bu seçimlere kadarki süre. Seçimlerden sonra duruma yeniden bakacaklar.. nasıl ilerlemeleri gerektiğine karar verecekler.
OdaTV aynı zamanda bir “seçim projesi”dir!
***
Mahkemeler, Silivri veya benzeri salonlarda kurulmuyor.. Oraları tamamen göstermelik yerler.. Esas mahkeme “Türkiye sahnesi”nde kuruluyor! Gösteri yeri, karar yeri, linç yeri bütün Türkiye!
Kadınların sokakta takır takır vurulması, öldürülmesi, linç edilmesi ile...
... en son Ergenekon veya Balyoz kazanına atılanların, suçsuzların (masuniyet karinesi!), ve şimdi de Soner Yalçınların mahkeme dışında, medya manşetlerinde, köşelerinde ve neredeyse yüzlerce ekranda kurulan gösteri sahnelerinde ipe çekilmeleri arasında, zerre kadar bir fark yoktur..
Bu dönemin cellatları, ellerine tutuşturulan “kararları” halkın yüzüne karşı okuyorlar! Türkiye tipi “ileri demokrasilerde” “kararlar”, çeşitli medya sayfalarına “asılıyor”!
Bunların adı, bazen Star, bazen Zaman, bazen Radikal, bazen Bugün, bazen Sabah, hatta bazen Vatan, Akşam veya benzerleri ve bunların ve iktidarın ekranları olabiliyor...
Kararları, bildik (yasal) mahkeme vermiyor..
Kurulan yasadışı “Mahkeme öncesi mahkemeler”in özel savcıları, emniyetteki adamları ve kullandıkları medyatik aletleri kararları veriyor ve toplu olarak uyguluyorlar!
Mahkemelerin derdest edilip, hukukun defterinin dürüldüğü ve tüm suçsuzların modern bir şekilde idam edildikleri zamanları yaşıyoruz.
Yasal mahkemelerin ancak yıllar sonra “konuşma’, yani karar verme hakkı olacaktır!
Bugünün esas yargıçları, iktidar ve medya şürekasının yayın yönetmenleridir! Köşe yazarlarıdır...
Mesela bir kızılsaçlı yargıç, Sonerlerin ne kadar suçlu olduklarının kararını, “belgelere” dayanarak, bütün Türkiye’ye okumaktadır! Çeşitli tipte benzeri “nefret küpleri”, köşelerinde ve renkli camlarında, “adaletin pençesi”ndeki suçsuzların idam fermanlarını “okumaktalar”!
***
Sonerler bir şekilde serbest kalacak, ancak tezgahı kuranlar, öncelikle seçimlere kadarki sürede, meyveleri toplayacaklar.
Dikkat edin: Ortada suç olabilecek hiç bir şey yoktur! CHP’yi destekleyen bir TV’yi “bize verin” demişler! İktidarın medyasındaki köşelerinden ateş ediyorlar: Bu gazetecilikle bağdaşır mıymış! (İşe bak!)
Hedef öncelikle seçimler ve CHP tabii ki!
Önce Kılıçdaroğlu Soner Yalçın’la görüştüğü için çarmıha gerildi!
Sonra da, partinin etkin isimlerinden Muammer İnce 12’den vuruldu! Efendim, bir gazeteci bayanla ilişki aramış!
Ucube demokrasinin yarattığı ucube medyacıların hepsi birer savcı, polis ve yargıç!
Böyle bir yasadışı makam ele geçirince, herkesin kellelerini uçuruyorlar; giyotinleri çalışıyor, kesilen başları, saçlarından tutup halka gösteriyorlar!
Ve haykırıyorlar: İleri demokrasiye doğru ileri, marş marş!
---
Not: Bir internet gazetesinden aradılar! Efendim, Soner Yalçın’ın gazeteciler listesine ne diyormuşum.. Bu konuda bir yazımda düşüncemi belirtmiştim.. Sineğin yağından kendine haber çıkartacak! “Boşver o konuyu, bir b.k değil o ‘belge’.. Bu konuda konuşmak istemiyorum, siz de beni aramamış ve bunu sormamış olun..” dedim Google alert, ertesi gün bir dizi sitede ‘bir b.k değil..” sözlerimin yayınladığını bildirdi! Aslında hiç bir açıklama yapmadığım halde! Bazı siteler de oradan almışlar, bunu Soner Yalçın’a karşı kullanmışlar. İnternet “gazeteciliği”nin yüzde 95’i aslında batak! Çok çok iyiler var tabii, gazetelerle yarışan..
--- 27 Şubat 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet