Günden, CBT sayı 1454, 30 Ocak 2015
Önceki Çarşamba
günü Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV)’nin öncülük ettiği, bir
şükran-anma toplantısına katıldım. Refik Üreyen, ülkemizin teknoloji geliştirme
konusunda öncülerinden biriydi ve bir süre önce hayata veda etmişti. Ülkemizin
bu konuda uzman beyinlerini bir araya getiren toplantıda, Üreyen’in görüşlerini
dile getiren bir de kitap yayınlandı.
Panelde 7 kişi Üreyen üzerine anılarını,
onun görüşlerini paylaştı. Mahmut Kiper, Cengiz Ultav, Atilla Dikbaş, Birgül
Tantekin, İffet İyigün, Hakan Altınay, Yalçın Tanes’in özlü konuşmalarını
izledik. Ben de anılarımı paylaştım.
Refik Beyi
Arçelik ARGE müdürü olduğu sırada tanımıştım. Bu şirketin ARGE çalışmaları
ilgimizi çekmişti. Koç’a ARGE’yi ısrarla getiren ve ARGE’yi
kurumsallaştıran bir isimdi Üreyen. Mesela Almanlardan lisansla çamaşır
makinesi vb üretiyordu.. Aldıkları lisans her
zamanAlman şirketinin artık üretimini durdurdurduğu makinelere aitti. Yani
mesela Arçelikin yurtdışına mal satıp rekabet edebilmesi mümkün edğildi..
Refik Üreyen ve
arkadaşları, biz bunları burada üreteceğiz dediler. Bence devrim böyle başlar..
Aileyi ikna ettiler. ARÇELİK in bugun bir dünya markası olmasının ardında,
Üreyen ve arkadaşlarının bu doğru ve aynı zamanda yurtsever tutumu yatar.
Bayrağı göndere çektiler.
***
Refik beyle pek
çok toplantıda beraber olduk. Arçelik’ten ayrıldıktan sonra bu kez ARGE
konusunda ustalık dönemi bilgilerini, araştırmalarını, okumalarını yorum ve
değerlendirmelerini, neler yapılması gerektiğini, paylaşıp durdu..
Üniversite-
sanayi işbirliği mi, oradaydı.. MÜDEK’teydi.. (Mühendislik Dekanlığı Konseyi)
İSO- KATEK’de (İstanbul Sanayi Odası’nın KALİTE
VE TEKNOLOJİ İHTİSAS KURULU-şimdi gerek yok diye kaldırılan) Üreyen ile
birlikte olduk yıllarca. Tabii TTGV’nin istanbul başkanlığını da yaptı.
İnsanoğlu böyle, bence uzmanlığının tepe noktasında, bilgelik konumunda
aramızdan ayrılıp gidiyor..
Toplantıda çok
değerli gözlemler görüşler paylaşıldı. Özellikle Refik Beyin “ARGE ileriye
gönderilen öncülerdir” sözü paylaşıldı. Bazı notlar.. https://twitter.com/T_T_G_V twitter adresinden
(21 Ocak).
Cengiz Ultav: Herkesin lider kabul
ettiği Refik Bey Arçelik’te ARGE’ye yön verdi ve daha önce yapılmayan çok şey
yaptı. Refik bey kadar hızlı problem çözen
insanlar çok azdır..
Yalçın
Tanes: ARGE çok iyi elemanların girdiği bir yerdi, galiba
biz onlara kıymetli oyuncaklar ve öğrendiklerini uygulama şansı verdik.. İyi
elemanlarla beyaz eşya sektöründe rakiplerimize fark attık. ARGE'nin ekip işi
olduğunu anladık. Bizde ARGE'de birim yoktur, departman yoktur, müdür yoktur, ARGE ailesi denir,
roller hiyerarşik değildi.
İffet İyigün
Meydanlı: "ARGE'nin girdisi de çıktısı da bilgidir. Bilgiyi üretecek
ve toplayacak insanların doğru insanlar olması gerekiyor. Refik Bey'in sözü
"doğru projeleri tanımladığınızda ve yaptığınızda ARGE riskli birşey
değildir.
Mahmut Kiper: ARGE'cilerin öz
güveni ne kadar yüksek olursa kurumların da özgüveni ve başarıları o kadar
yüksek oluyor.
Hakan
Altınay: Kıymetli Refik Üreyen’e göre teknoloji “ben bu
işi yapabilirim” dedirten, bilgi, beceri ve yeteneklerin tümüdürAltınay
firmasının kapısını Refik beyin robot projesi teklifi araladı. Endüstriyel
çalışmalarımızda motivasyon sağladılar...
Atilla Dikbaş: Refik beyi Arı Teknokent
kuruluş çalışmaları konusunda önemli bir lider olarak gördüm.
Birgül Ersolmaz:
Refik bey MÜDEK’in kurumsallaşması ve tüzel kişilik kazanmasını sağladı,
MÜDEK’in tüm yapılanmasında öncü oldu.
***
Aykut Göker: 60’lı, 70’li yıllarda DPT’de, Devlet Yatırım Bankası’nda ve bir kısım iktisadî devlet
teşebbüslerinde yer alan ve aklın gereğini yapan seçkin, yurtsever kadroların
o dönemde uygulanan ‘ithal ikameci’
sanayi politikası çerçevesinde Türkiye’nin imalât yelpazesini genişletme, bir
kısım yatırım mallarının Türkiye’de üretilmesini sağlama ve ülkedeki
mühendislik yeteneğini yükseltme konusundaki çaba ve zorlamaları unutulamaz. Refik Üreyen kurulan o ittifakın yıldız
isimlerindendi. 23 Ocak’ta o yıldız kaydı. Bundan sonra anılar dünyasından
günümüz ve geleceğin yurtseverler kuşağına ışık saçmayı sürdürecek…
Kısacası, Üreyen’in tavsiyesi şu:
“Sanayi bugünün problemini üniversiteye, öğretim üyesine değil mühendise
çözdürmelidir... Üniversitenin problem çözme yetisi ile mezun ettiği, zaman
zaman sürekli eğitim vererek güncel tuttuğu mühendise... Sanayi [ancak]
geleceğin ürün ve üretim yöntemleri konusundaki bilgi ve teknoloji açığına
ilişkin sorunlarını üniversite ile paylaşmalı ve [çözüm için] 2-7 yıllık projeler
oluşturmalı, bunun için kaynak ayırmalı... Üniversite sanayi işbirliğinde zaman, gelecekte
başlar: Müşterinin sürekli değişen istekleri de göz önünde tutularak geleceğin
ürünleri tarif edilir. Gereken yeni bilgi ve yeni teknolojiler belirlenir. Bugüne
dönülerek araştırma program ve projelerinin tasarlanması ile sürer. Gelecekte,
müşterinin istediği anda ürünün pazara sunulması [işbirliğindeki] zaman
diliminin sonudur.” (15.7. 2008, CBT Deneyimlerimizi Paylaşmak -3)
***
Arkadaşları,
fikirdaşları ve meslektaşları Refik Üreyen’i çok güzel uğurladlıar
Şunu
belirteyim: Ülkemizde Bilim ve Teknoloji, ARGE politikaları konsunda çok iyi
gelişmiş bir topluluk var. Bunlardan üçü, Aykut Göker, Müfit Akyöz ve Ali
Akurgal düzenli olarak dergimizde yazıyorlar..
Adam
var da iktidar yok, siyaset ve siyasetçi yok.. Olanlarda da büyük düşünce yok..
***
Gelecek Cuma
yeniden .birlikte olalım..