Gündem, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji, sayı
1341, 30 Kasım 2012
Bugün Gündem’i,
anlı şanlı akademik unvanlarını ve beyinlerini müziğin nasıl dine göre haram
olduğunu kanıtlamak için harcayanlara ayırıyorum.. Toplumun önünü açmak için
çırpınan ilahiyatçıların bir avuç olduğununu biliyoruz, ama yüzde 99’unun,
çağdaşlıkla ne kadar ilintili oduğu tartışmaya açıktır. Yazık bu ülkeye
diyeceğim sadece.. Aşağıda hem
prof unvanlı hem de tanınmış dini hocaların müziğe ilişkin ilginç yorumlarından
bir derleme.. Bu araştırmayı yapan ve gönderenlere teşekkür ederim.
Selçuk
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğr. Üyesi Prof. Orhan Çeker; "Müzik için haram
diyemeyiz ama helâl de diyemeyiz. İçeriği İslâm'a uygun olmalıdır. Ama kadın
sesi içeren müzik kesinlikle caiz değildir"
www.habername.com/yazi-prof.-orhan-ceker-muzik-ile-musiki-farkli-midir-1890.htm
www.habername.com/yazi-prof.-orhan-ceker-muzik-ile-musiki-farkli-midir-1890.htm
Uludağ
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren; "Çalgı aletleri, bunları çalmak, satmak ya da
şarkı söylemekten para kazanmak, nefsi azdıran, örneğin diri bir kadının ya da
şarabın heyecan verici niteliklerini anlatan şarkılar (çalgısız dahi olsa) caiz
değildir.”
(www.hikmet.net/content/view/55197/13/)
(www.hikmet.net/content/view/55197/13/)
Marmara
Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Ekrem
Buğra Ekinci ise şarkı denilen şeyin ancak "eğer çalgı ve kadın sesi
içermiyor, sözleri de dinen sakıncalı değilse" dinlenebileceğini
belirtiyor.
(www.ekrembugraekinci.com/cevaplar.asp?text=Teganni
(www.ekrembugraekinci.com/cevaplar.asp?text=Teganni
Türkiye Gazetesi
'ilim' yazarı Mehmet Ali Demirbaş'ın
dilinde ise yıllardır tüy bitmiş bulunuyor; "Müzik ne kelime, ilâhi bile
haramdır" demekten.
www.mehmetalidemirbas.com/print.asp?Aid=1054
www.mehmetalidemirbas.com/print.asp?Aid=1054
İstanbul müftü
yardımcılığı, Yeni Cami ve Şehzadebaşı Camii vaizliği yapmış Timurtaş Hoca da
(tüyler ürperten konuşmasında) aynı şeyi söylüyor ve
okullara müzik dersi koyanları lânetliyor.
www.youtube.com/watch?v=8CkGGVvEdm8&feature=related
okullara müzik dersi koyanları lânetliyor.
www.youtube.com/watch?v=8CkGGVvEdm8&feature=related
Beyoğlu
Belediye Başkanı'nın babası ve 'İslâmî seks uzmanı' olarak da
ünlenmiş Ali Rıza Demircan, "iş yerlerinin telefonlarında arayanı bekletme
süresi içinde İslâm zaviyesinden sakıncalı olabilecek türden müzik
çalınmaması" gereğine bile işaret ediyor.
www.alirizademircan.net/makaleler/detay.aspx?SectionID=zMZohgBeVsDvCSlSRj%2ByMA%3D%3D&ContentID=jhF5vzx1MoSQ86PDUKFTMQ%3D%3D
10. madde)
ünlenmiş Ali Rıza Demircan, "iş yerlerinin telefonlarında arayanı bekletme
süresi içinde İslâm zaviyesinden sakıncalı olabilecek türden müzik
çalınmaması" gereğine bile işaret ediyor.
www.alirizademircan.net/makaleler/detay.aspx?SectionID=zMZohgBeVsDvCSlSRj%2ByMA%3D%3D&ContentID=jhF5vzx1MoSQ86PDUKFTMQ%3D%3D
10. madde)
İslâm Hukuku
profesörü Hayrettin Karaman
"(ülkemizde mensuplarının
çoğunluğu oluşturduğu bilinen) Hanefî mezhebine göre müziğin icrası da,
dinlenmesi de haramdır. Bir değneğin, bir çubuğun bir yere ahenkli
bir şekilde vurulması bile bu hükme dahildir ve haramdır" hükmünü
aktarıyor.
www.hayrettinkaraman.net/kitap/helalharam/0135.htm*
çoğunluğu oluşturduğu bilinen) Hanefî mezhebine göre müziğin icrası da,
dinlenmesi de haramdır. Bir değneğin, bir çubuğun bir yere ahenkli
bir şekilde vurulması bile bu hükme dahildir ve haramdır" hükmünü
aktarıyor.
www.hayrettinkaraman.net/kitap/helalharam/0135.htm*
Bir yazısında
veya yaptığı bir konuşmada, Doğan Kuban hoca, bizim ilahiyatçılar arasında
İslam dininde yorumlarıyla toplumun önünü açacak ve yol gösterecek pek kimse
çıkmadığını söylemişti. Belki bu saptamaya şu açıdan neden aramak doğru olur
mu: Bunun temel nedeni, sünni hiyerarşik siyasi yapılanmanın, ilahiyatçılara
özgür bir alan tanımamasıdır. Sivrilebilecek ilahiyatçıların nasıl dışlandığına
ilişkin olgular bol sayıda vardır.. Sünni kalıp yapılanma nasıl kırılabilir?
İlahiyatçılara en geniş özgürlük alanı yaratılabilir?
YÜZYIL:
REKTÖRÜN İSTİFASI
Daha önce bu
köşede haberini verdiğimiz için fikri takıp yapalım. BİA internet sitesinde Nilay Vardar’ın haberinden özetleyelim:
“Üç yıl önce kurulan Yeni
Yüzyıl Üniversitesi’nin 4. rektörü Prof. Dr. İzzet Bozkurt da istifa etmek zorunda kaldı. Bozkurt’a, üniversite
yönetimindeki mali ve idari uygulamalara itiraz ettiği için mütevelli heyeti
tarafından baskı uygulanıyordu. Makam aracı alınan, makam odasının kapısının
kilidi değiştirilen Rektör Bozkurt, bir süredir yıllık iznini kullanmak
zorundaydı; çünkü fiilen üniversiteye giremiyordu. Sonunda rektör üniversiteden
istifa etmek zorunda kaldı.
Zaten üç yıl önce kurulan üniversitede üç
rektör değişti; yedi mütevelli heyeti üyesi istifa etti; on dekan ve onlarca
öğretim üyesinin işine son verildi. Son olarak bu yılın yaz aylarında
üniversiteden üçü dekan 17 öğretim üyesinin işine rektörün onayı olmadan hukuk
dışı bir şekilde Mütevelli Heyeti Başkan Vekili eski gazeteci Ekrem Çalkılıç’ın
imzasıyla son verilmişti.
Konuyu mahkemeye taşıyan
öğretim üyeleri üniversitede yaşananları anlatan bir metni YÖK’e yollamışlardı.
Yazıda, Ekrem Çalkılıç’ın üniversitede adeta “rektör” gibi davranarak “iki
başlılık” yarattığı kendi talimatlarına uymayan öğretim üyelerinin işlerine son
verildiği, kadrolaşma olduğu, maaş ödemelerinde ayrımcılık yapıldığı,
üniversitedeki evrakların çalındığı, notların değiştirildiği belirtilmişti. Üniversiteden
üst düzey bir yetkili, “Üniversitede kamusal suç işleniyor” diyor, YÖK’ün hala
harekete geçmemiş olmasının ciddi bir aksaklık olduğunu belirterek bunda
üniversite yönetimi ile iktidar arasındaki yakın ilişkilerin YÖK üzerinde baskı
unsuru olduğuna dikkat çekiyordu.
Girişine bu sene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün büstü konan
üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Alman Hastanesi sahibi ve Vatan Sağlık
ve Eğitim Vakfı (VASEV) Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu. Üniversitenin eski İletişim
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel Aziz,
geçen sene iş sözleşmeleri yenilenirken şartların hukuka aykırı şekilde
değiştirilmesine itiraz ettiği için işine son verilenlerden bir tanesiydi.
Aziz, işe iade davasında tazminat kazanmıştı.”
Acaba bu gelişmeyi neden
duyuruyorum.. Mutlaka bir nedeni vardır!
***
Gelecek Cuma yeniden
birlikte olmak üzere..