obursali@cumhuriyet.com.tr
Her şeye kendi karar verdi… ölümüne de nasıl nerede öleceğine de. Ölüm döşeğinde bile bu kadar kararlı bir insan bulmak zordur. Yanından ayrılmadan önce yatağında acı çekiyordu. Bir gün önceki daha istikrarlı Osman yoktu, kapıya doğru yürüdüm, her ne kadar ağrı kesici veriliyor olsa da, hemşireye söyleyelim morfin versinler dedim. Ağrısını sakinleştirici etki yapardı. Duymuş, morfin istemem Orhan dedi.
Buca bakım sağlık evinde el üstünde tutuluyordu. Fakat bir süre sonra beni buradan alın, Darüşşafaka’ya götürün, diye baskı yaptı. Bir gün bile orada kalmak istemiyordu.
Oraya götürülemeden hastaneye kaldırılmak zorunda kalındı. Yoğun bakımda, sonra serviste Darüşşafaka ısrarını sürdürdü, yarın gelip beni alsınlar buradan!
Kendisi için en iyisinin ne olacağı bilen gören bizleri dinlemiyordu. Kararı kesindi. Fakat gidemedi. İstanbul’da radyoterapiden sonra Pet çekimi yapılmasına direndi… Başka bir sürü şey.
KARARLI BİR KARAKTER
Bunları yazmamın neden bir “ölüm güncesi” tutmak değil, kararlı kişiliğini vurgulamak.
Sosyalizme olan inancını hiç sorgulamadı, evet sosyalizm denemesi çökmüştü, bürokratik bir diktaya dönüşmüştü. Stalin, Rusya’nın yüzbinlerce yetişmiş değerini kesip biçmişti, üretimi herkese yetecek kadar örgütleyememişti, insanlar yokluk çekmişti, sadece Stalin özgürlüğü vardı, askeri rejime dayalı bir zorbalık, sonuç büyük çöküş olmuştu.
Osman çok tartışılmasını istediği ama buna sağlığının elvermediği “Yeni Aydınlanma ve Sosyalizm” kitapçığını yazdı. Bunu e-kitap olarak Herkesebilimteknoloji.com web sitesinde HBT-Akademi e-kitaplığında yayınladık. Kendi yayınlarına bir isim bulmuştu: Bilim ve Düşünce Tarihi Kütüphanesi!
SOSYALİZM TEKRAR NASIL YÜKSELİR?
Temel bir sorundu bu. Kitabının bu bölümün başlangıcında diyordu ki:
“Sosyalizm için dünyada milyonlarca insan hayatlarını feda etme pahasına mücadele etti ve büyük fedakarlıklarda bulundu. Bu insanlar nihai ve sonsuz adaletin kurulması peşindeydiler. Ama Sovyetler Birliği’nde adalet için mücadele etmiş ve etmekte olan milyonlarca insan, halk düşmanı veya hain damgası vurularak yok edildi. Öldürülen bu insanların karşılaşmış olduklarından daha büyük bir adaletsizlik ve bu insanların yakınları ile onları tanıyanlar için de yaşadıklarından daha ağır bir psikolojik ve insani yıkım olabilir mi? Böylesine bir tarihsel yaşanmışlıktan sonra insanların sosyalizm mücadelesine tekrar şevkle katılabilmeleri için başka koşulların varlığı gerekmektedir.”
YÜKSEK KÜLTÜR SORUNU MU?
Ve ekliyordu: “Sosyalizm belirli bir düzeyde ekonomik temeli gerektirmekle birlikte aynı zamanda bir yüksek kültür sorunudur. Toplumun içselleştirmiş olduğu bir yüksek kültür düzeyiyle sosyalizm kurulabilir ve yaşatılabilir.”
Önemli bir tartışma konusuydu bu aramızda. Ben dünyanın bugünkü 8 milyarlık nüfus ve kapitalizmin toplumları getirdiği bireycilik ve tüketici aşamasında bir “yüksek kültür düzeye”ne ulaşmanın hayal olduğunu söylüyordum.
Tıpkı Pozitivistlerin artık bilim var aydınlanma herkesi kapsayacak mealinde inanışı gibi. Auguste Comte Osman’ın üzerinde çalıştığı önemli düşünürdü.
Şüphesiz sosyalizmin yeni koşullarda ve yeni biçimiyle ortaya çıkması ösz konusu olacaktır. Kapitalizmin bugünkü aşaması bir şekilde aşılacaktır. İnsanlığı kapitalizmle yaşaması ilelebet mümkün değildir. Osman bir çözüm ileri sürmüştür ve mutlaka tartışılması gerekir.
TARİHSEL MATERYALİZM
Osman, diyalektik ve tarihsel materyalizmin yanlışlığını biliyor, Marks’ın “kapitalizmden sonra sosyalizme geçilmesi zorunluluktur, saptamasına katılmıyordu. Ben de dahil! Marks’ın Komünist Manifestosu’nun dayandığı bir fikir de Zincirlerinizden başka kaybedeceğiniz bir şey yoktur sözüdür ve Manifesto böyle biter.. Oysa 1900’lere varmadan ve daha sonra işçi sınıfının zincirlerinden başka kaybedecek çok şeyi olmaya başlamıştı.
Konuyu daha tartışacağım…