Malatya
Üniversitesi’ndeki fotoğraf tüyler ürperticiydi.. Yukarıda bir bakın. Pek çok
açıdan kötü, karamsar.
Sadece,
iki-üç bin yıl öncesinin ilkelliklerini toplum düzeni olarak bugüne satmaya
çalışan IŞİD’ci ve benzeri uygarlık yıkıcısı kafaların üniversitelerde
bulunuyor olması açısından değil. Bu hep olacak. Batı toplumlarında da olacak,
bizde de. Şüphesiz bizde daha çok çünkü bu kafanın izdüşümü yukarıda doğru
iktidar ortamına kadar uzanıyor.
Tüyler
ürpertici veya dehşet uyandıran yönü olayın, taşıdıkları veya ilan ettikleri “ODTÜ Yıkılsın Üniversite Kurulsun”
sloganında yatıyor.
ODTÜ
üniversite değil mi? Hem de ülkemizin en baba bir kaçından biri.
Üniversite
nedir? Üretendir, araştırandır ve yetiştirendir, öğretendir öncelikle.
Toplumların
gelecekleri orada filizlendirilmeye çalışılır.
Bunlar
hiç tartışılmayan konulardır.
Ama
bu sloganı taşıyan örümcek kafa, bunların hepsini reddediyor.
ODTÜ
dünyanın sayılı üniversitelerinden biriyse eğer, birileri ODTÜ’nün yıkılmasını
istiyorsa, burada tam bir ihanet var demektir. Ülkenin geleceğini ayaklar
altına alan bir ihanet, tabii ki topluma karşı bir ihanet.
Toplumun
daha mutlu ve refah içinde yaşamasını sağlayacak, bu isteğe katkıda bulunacak
iyi bir kurumun yıkılmasını istemek, geleceğin yıkıcılığına soyunmaktır.
Hainlik buradadır.
Üniversitenin sitesindeki duyurulardan
ODTÜ yıkılsın, üniversite kurulsun diyenlerin kafalarındaki “üniversite düşü” nedir diye
baktığınızda, şunları görürsünüz.
*
Panel: Vahyin Işığında Salih Amel ve
Müslümanlar
*
Konferans: Edebiyat ve Sembolün Dili
*
Din ve Trafik Sempozyumu
*
Konferans: Orta Dönem İslam Devlet Düşüncesinde Siyasal İktidarın Meşruiyeti
(maverdi Örneği)
*
Konferans: Dindarlık ve Küresel Süreç
*
Konferans: Kur'an ve Medeniyet Tasavvurumuz
*
Panel: Ehl-i Beyt, Hz. Hüseyin ve Kerbela
*
Çalıştay: Uluslararası Arapça Çalıştayı
*
Uluslararası Fazlur Rahman Sempozyumu
* “Diriliş Dünya Görüşü ve Sezai Karakoç”
Sempozyumu Yapıldı
*
Ve bazı değişik haberler daha.. Bir de bir gazeteden haber var: İnönü
Üniversitesi Türkiye’ye Model Oldu
Burası hangi üniversite?
Peki
bu hangi üniversite? Mısır’daki El Ezher veya Suudi Arabistan’da bir üniversite
mi?
Hayır
Malatya’daki İnönü Üniversitesi. Ve
hemen hepsi İlahiyat Fakültesi’nin aktiviteleri.. Sanki baştan sona bir İlahiyat
Üniversitesi sanırsınız.
O
pankartçılar da orada yürümüşler. Eylem haremlik selamlık biçiminde vuku buldu
ayrıca. Eylemi düzenleyenler de “İnönü Üniversitesi Müslüman Öğrenciler
İnisyatifi” imiş.
Şimdi
tabii ki o pankartı taşıyan ilkel beyinler, bakıyorlar ki ODTÜ’nün
duyurularında böyle bir şey yok.. Eh öyleyse orası üniversite değil diyorlar. Yıkılsın ve dini tartışmaların
yapıldığı bir üniversite kurulsun istiyorlar.
Parlayan bilim yuvasıydı
İlahiyat
Fakültesi, bir zamanlar tarikat yuvası haline geldiği için YÖK’çe kapatılmıştı,
bugün ise üniversitenin parlayan yıldızı olduğunu söylüyor oradaki bazı öğretim üyeleri.
Peki
bilim? Yani Fizik, Kimya ve Biyoloji Bölümleri ne durumda? Eski rektör Fatih Hilmioğlu orayı bir bilim yuvasına dönüştürmek için büyük yatırımlar
yapmış, İnönü Üniversitesi’nin bilim yuvası olarak yıldızı parlamıştı. Ben bu durumu yakından
izleyen bir insandım. Hilmioğlu’nun bu parlak başarısı, Ergenekon davasına
dahil edilmesi ve Silivri’ye tıkılmasıyla ödüllendirildi! Derecesiz bir
alçaklık yaşadık.
Sonrası,
bugünkü yapı ortaya çıktı; bu bölümlerin araştırma görevlisi kadroları çok azaldı. 8 yıldır buralara tek asistan bile alınmadığı ileri
sürülüyor.
Bir
öğretim üyesi diyor ki “Büyük emeklerle 30 yıl önce kurulmuş olan ve geçen yıla
kadar varlığını sürdüren Drosophila (meyve sineği) laboratuvarı son yetişmiş
elemanı da rektör tarafından işten atıldığı için (50D
kadrosu asistanı olduğundan) kapanmıştır. Nobel ödüllü ilim insanı Prof.
Sancar, araştırmalarını bu organizma üzerinden yürütüyordu!”
Şimdi
fotoğrafa bir daha bakın ve taşınan yazının anlamı üzerine yeniden düşünün..
29 Aralık 2015 Salı / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı