Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Mustafa Kemal ve arkadaşları, padişahlığı ve kulluğu mezara gömdü ve kurduğu
Cumhuriyetin ilelebet yaşayacağını ilan etti. Egemen ulusundu artık. Bunun için
de Kuruluş çalışmaları, bilinçli yurttaşlar ve bir ulus oluşturmanın programıdır. Bu ikisi olmadan Cumhuriyet ne
gerçek anlamda kurulur, ne sürer ne de kalıcı olurdu. Cumhuriyet, her bir
yurttaşın ülkenin en tepesine oturabilmesini ve ülkeyi yönetmesini içerir.
13 yıllık RTE iktidarının, Cumhuriyetçi olduğunu söyleyebilir
miyiz?
Bugün şu saptamayı rahatlıkla
yapabiliriz: Bu iktidar, Atatürk ve arkadaşlarının kurdukları Cumhuriyet’in
değil, yıktıkları “Padişah ve sultanlık”
ile “padişahım çok yaşa”cıların
iktidarıdır.
“Cumhuriyet bir reklam arasıdır”
diyen onlardır.
“Biz Osmanlı’nın devamıyız, Yeni Osmanlılarız”
diyenler onlar.
“Ulusu savunmanın devri geçmiştir”
diyen ve milletin yerine ümmeti
geçirerek İslami bir toplum, ülke, devlet oluşturma ve “Osmanlı bakiyesi”
dedikleri topraklar üzerinde “tarihsel ve
kültürel hak” iddia edenler onlar..
“RTE halifeliği ilan edecek, fırsat kolluyor”
diyenler onlar..
Başkanlığı, sultanlığa eşdeğer görerek,
dayatan onlar..
İlelebet
iktidarda kalmayı, padişah koltuğunda oturmayı planlayanlar onlar.
Merkel’i Osmanlı saray koltuklarında
oturtan onlar.
Beştepe’de kurdukları saraylarla, tüm Osmanlıyı
geride bırakan ve en büyük “sultan” yaratan onlar.. Çamlıca’da kendine Osmanlı
camileri diken onlar..
Ve seçim sonuçlarını beğenmeyerek iptal
eden, sultanı seçin yoksa hepiniz
yanarsınız diye “kullarını tehdit eden” “padişahım çok yaşa”cılar
onlar..
Bu seçimde sultanı seçtiniz seeçmediniz
yoksa yeniden seçime gidersiniz, çocuklarınız iş bulamaz, ayvayı yersiniz
diyerek
“kullarını” aşağılayanlar onlar.
Özetle: bugün iktidarı ele geçirenler,
Cumhuriyetin sürdürücüleri olamaz, ancak yıkıcıları olur. Nitekim adım adım bu
görevlerini yerine getiriyorlar.
1 Kasım, milletin kul değil yurttaş,
Padişahlık değil Cumhuriyet diyecekleri an olacaktır aynı zamanda.
Yaşasın Cumhuriyet!
Taha
Özmen doktorasını nereden aldı?
AKP’ye politika üreten düşünce kuruluşu SETA’nın uzun süre Başkanlığını
yapan Taha Özmen, önce Başbakan iken RTE’nin, sonra da Davutoğlu’nun hem Dış
İşleri hem de Başbakanlığı sırasında başdanışmanlığını yaptı. Sonra Haziran
seçimlerinde de Malatya’dan milletvekili seçildi. Şimdi yine aday. Önce şu
tanıtım afişine bakalım:
Dr. Taha Özhan diyor. Dr., tıp doktoru değil, doktora unvanını
belirtiyor. Bir dostum uyardı, bir baksana hangi üniversiteden doktorasını
almış ben bulamadım, dedi. Özhan’ın SETA’da ve kendi web sitesinde, çeşitli
yerlerde biyografisini okuyorum, ama doktorasını nereden aldığına ilişkin kesin
bir bilgi bulamıyorum.
Şöyle diyor kendisi: Üniversiteyi “New York’ta,
yüksek lisansını ise aynı şehirdeki New School for Social Research’de ‘Küresel
Ekonomi-Politik’ alanında tamamladı. Aynı bölümde sürdürdüğü doktora
çalışmaları sırasında üniversitelerde çeşitli dersler de veren Özhan,
doktorasını ‘Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler’ alanında yaptı… 2005
yılında Türkiye’ye döndü.”
Okuduğunuzda, sanki doktorasını “New School for Social Research’ten
aldığını sanıyorsunuz Ancak, hem üniversiteden hem de ABD’deki doktora veri
tabanında yaptığımız araştırma, Taha Özhan’a böyle bir doktora diploması verilmediğini
görüyoruz, adı yok yani. Ama kurduğu cümle, o sanıyı veriyor! Fakat
“doktorasını oradan aldı” demekten kaçınıyor. Fakat biyografisinde kesin bir
bilgi var: “doktorasını… yaptı”.
Biyografisinde ve yazılarında “Dr.” unvanını kullanmamış. Fakat seçim
afişinde Dr. titri var. Biz de iz sürdük, acaba nereden Dr. unvanı aldı diye.
Ve İngiltere’de Keele University’ye
dayandık. Orada “kayıtlı öğrencilerimiz”
sayfasında Taha Özhan’ın ismi var. Halen öğrenci görülüyor. Doktorasını orada
tamamladı mı? Ama 2005’ta ülkeye dönüyor.
Kesin bilgi: doktorasını New School for
Social Research’de tamamlamadığıdır.
Orada tamamlayamamış, gitmiş Keele University’ye kaydolmuş. Orada hala öğrenci
görünüyor. Diplomasını alıp cebine koydu mu koymadı mı? Bize bilgi verse
seviniriz, yoksa uyduruk bir Dr. unvanı kullandığı biçiminde bir algı oluşacak.
29 Ekim 2015 Perşembe / Bilim ve Siyaset Cumhuriyet