28 Haziran 2018 Perşembe / Bilim ve
Siyaset - Cumhuriyet
Her gittiğim yerde siyasetle sahada çalışanlara vb hep şunu
sordum: AKP’ye oy veren seçmen kitlesinde bir kopma var mı? Tekil yanıtlar
dışında “evet var” diyen yoktu. Anket çalışmaları da AKP oylarını yüzde 42’nin
üzerinde ve Recep Tayyip Erdoğan da yüzde 50’lerde gösteriliyordu. Bu köşede,
AKP’nin 7 Haziran seçimleri gibi yüzde 40 ve altına düşebileceğini yazdım.
MHP’nin oyunun da yetmeyebileceğini ve İnce’nin yüzde 32’nin üzerinde oy alması
durumunda seçimlerin ikinci tura kalabileceğini..
Neyse tutmayan masalı bırakalım.. AKP’nin ana gövdesinden
anlamlı bir kopuş olmadı. AKP’nin oyu yüzde 40-43 civarında. 1 Kasım 2015
seçimlerinin yüzde 49,5’u normal – ortalama oy kabul etmek doğru olmaz.
Kazanımları- iktidarı
korumak
AKP’nin ana stratejisi bu gövdeyi bir arada tutma üzerine
kuruluydu. Bunu başardılar, propagandayı bunun üzerine inşa ettiler. Vaatler
yoktu veya sıradandı, “kazanımları korumak” vardı.
Bu nedenle “başörtüsü” ve geçmiş anımsatıldı. Gelinen nokta
bilinçlere çıkartıldı, “bir arada durmazsak bunları kaybederiz” dendi. Bir
anlamda korku gündemdeydi. “Beka” korkusu ile birlikte işlendi..
Bunun için yine düşman CHP idi, tabii daha çok İnce.
AKP “ara partileri” vitrinden tasfiye etti. AKP’den oy
kopartabilecek İyi Parti ve Saadet hiç dikkate alınmadı, sahneye de
çıkartılmadı, dolayısıyla onlar “pasif” bıraktırıldı.
Karşısında kenetlenilecek düşman, kazanımları yok edecekler “İnce” ve CHP idi. Bunu başarıyla
çalıştılar.
RTE’nin karizması, partisinden yüzde 7-10 daha çok. İnce
ile RTE karşı karşıya kaldığında, ki istenen buydu, “RTE kazanacaktı”, ki bu
hesap gerçekleşti.
İnce, RTE karşısında çok başarılı bir polemik ve söylem
tutturdu. Bu, muhalefeti çok memnun etti. Yüzde 30’un üzerine oy sıçraması bu
memnuniyetin ifadesiydi. CHP –ve ona yakın kitle– kahramanını bulmuştu. Güven
verdi İnce ve şimdi yaşanan onun arkasında kenetlenme isteği...
Bir başarısızlık var
İyi güzel de, amaç AKP’nin seçmen dış halkasını koparmaksa
ve en azından ikinci turu zorlamaksa eğer, bir
başarısızlık var diyeceğiz.
İnce’nin seçim propagandası, hedefleri, iyi tartışılmış ve
kotarılmış mıydı?
Amaç RTE miydi yoksa iktidar değişiminin ülkeye ve millete
ne kadar gerekli olduğu muydu? Ülkenin içine düşürülen durumu anlatılırken,
neyin ne kadar ve nasıl yapılması gerektiği, yani değişimin ana mesajları
verilebildi mi?
RTE- İnce arasındaki polemiklerin videolarını
seyrettiğinizde “ne güzel RTE’yi dövüyor” dersiniz..
Ama bu başarılı polemik, AKP kitlesinin RTE etrafında
kenetlenmesiyle sonuçlandı.
Bu anlamda RTE’yi hedef alan başarılı polemikten çok,
AKP’den kopmayı sağlayacak bir içerikle hedefe ulaşılabilseydi, amaç hasıl olacaktı.
Mesela İnce’nin salt bu vaatlerini ele alan bir video klibi
tartışmayı isterdim. Oradan mesajların nasıl verilemediğini görürdük.
Yani RTE’yi değil, sadece yapılacaklar üzerine bir mesaj
bombardımanı ve tekrarı ile bu propagandanın özellikle AKP mahallelerine bir
şekilde taşınmasını sağlayacak bir sistem kurmak, gençleri büyük bir dijital
örgütlenmeyle sefer etmek, arzu edileni sağlayabilir miydi?
Seçim- iletişim stratejisi bilimsel bir olaydır.
Not: AKP yoksulluğu başarıyla yönetti başlıklı bir yazım daha
gelecek.
(*) Devlet Bahçeli
bana teveccühünü göstermiş ve tam sayfa ilanlarda şikayetçi olduğu gazeteciler
listesine eklemiş. Bunu, tüm anket şirketleri ve diğer AKP ve muhalif yazarlar
gibi, “MHP oy yitirecek” yorumumdan dolayı, bu teveccühü fazlasıyla hakkettim.
Teşekkür ederim.
Bizim değerlendirmemiz doğru
çıksaydı, böyle bir ilan vermeyi akıl etmeyecektik.. Neyse, aklımızda olsun!