İktidar ve
çevresini etkisi altına alan bir düşünce oldu, “Eyvah... yıkılıyoruz galiba”.
Hiç kimse büyük boyutlu ve ülke çapında bir “toplumsal deprem” karşısında “dimdik ayaktayız” diye afra tafra
satamaz. En azından sarsılır! Sağa sola yatar, kalkar, ayakta durmaya çalışır..
O an veya izleyen zamanlarda küt diye yıkılır, kendi üzerine çöker, gider..
istediği kadar ama ben milli irade ile
geldim diye bağır dur.. Onu çökerten de milli iradedir çünkü..
Jeolojik depremlerle sosyal depremler arasında
müthiş bir ilişki vardır. Her ikisi de, sağlam olmayan, (zeminde- toplumda)
meşruiyeti sorgulanan ve derin sorunlu yapıları yerle bir ederler..
İnşaat yapıları
depreme uygun nitelikte değilse, bilimsel temellere göre inşa edilmemişse,
sarsıntının vuruşuyle yıkılırlar.. iktidarlar ile apartmanlar arasında bu
açıdan benzerlik vardır. Siyasal iktidarların da zeminini toplum oluşturur.
Toplum bir aykırılık görürse, tıpkı deprem etkisiyle siyasal çatıyı sarsar,
gerektiğinde yıkar geçer.. Toplumsal tarihi anımsatmam mı gerekir... Tarih,
tamamen sosyal devrimler tarihinden ibarettir.
***
AKP’nin de
yaşadığı budur, bir sosyal devrimle karşı karşıya bulunuyor. Deprem sürüyor
aslında.. Ana deprem şiddetle vurdu.. Yeni fay kırıkları oluştu.. Ama bu
depremin tek ana fay kırığından kaynalanmadı, çok boyutlu ve çok kırıklı bir
fay hattı söz konusu! Bu kırıklarda enerjiler birikiyor.. Duran insanlar,
forumlar... RTE, başlı başına fayların enerjisini dolduran muazzam bir
potansiyel.. Başka bir şeye ihtiyaç bulunmuyor..
Çatıda büyük
bir sarsıntı yaşıyor AKP.. Öyle ki, Bülent
Arınç’ın reddettiği istifa söylentisi tepeyi vurdu. Parti içinde sarsıntı
var.. En azından üç milletvekili resmen ve daha belki de onlarca gayri resmi
olarak, RTE iktidarıyla paralel yürümüyor.. Başbakanlığa bağlı Afet işlerinin,
ülkenin en iyi mühendisleriyle düzenlediği deprem yönetmenliğini yenileme
toplantısı, sosyal sarsıntının etkisiyle açılıyor. Afet işlerinden konuşmacı,
en az yarım saat Gezi sarsıntısının olumsuz etkilerinden bahsediyor!
Çatıdaki
sarsıntının işaretleri çok... RTE’nin “milli
irade mitingleri” başlı başına panik mitingleridir.. Bunların sosyal
depremlere ilaç olduğu görülmemiştir.. Sadece daha şiddetli sorunlara yol açarlar.
RTE, her zaman bildiği, yaptığı “kamplaşma/kutuplaşma” politikasıyla bundan
sıyırılacağını sanıyor. Başka da bir politika bilmiyor. Toplumu bölmek,
başlıbaşına bir iktidara meşruiyetini kaybettiren ana etkenlerden biri
olduğunu, biri RTE ye söylese bile faydası sıfırdır. Çünkü RTE, gerilimden,
bölünlüşlüklerden beslenen bir politikacı tipidir.. Ama bu politikası onun
gidişine yol açan ana etken olabilir..
***
Çatıdaki
sarsıntının izdüşümleri giderek çoğalıyor.
Paranoyayı da
aşan bir durumla karşı karşıyayız. Delirmenin işaretleri belirdi! Örneğin
sosyal depreme kayıtsız kalan kanalların penguen gösterileri de, hükümete
“tezgahlanan komplo”nun bir parçasıymış!
Delirmenin
bütün işaretlerini, iktidarın Yeni Şafak
manşetlerinden de okuyoruz... Yayın yönetmenlerinin niye değiştiği de
anlaşıldı, durmadan dış mihrak arayışlarına bakılacak olursa, böyle zamanlarda
gerekli olacak bir komplo teorisi uzmanını hazırlamışlar.. Cia-mia, fazi lobisi,
zelo, internet ağı, CHP derken, “Alman
ergenekonu”nu piyasa sürmüş.. Komplo teorisiyle RET iktidarını giderek
batağa sürüklediklerinin bile farkında değiller!
Kaygıları tepe noktası yaptı, Başbakan arındırılmış, homojen kitlelere
karşı konuşuyor. Heterojen, yani karışık, kendiliğinden topluluklara büyük bir
elveda yaptı.. Mersin'de Akdeniz
Olimpiyatlarının açılış töreninde, bütün biletleri satın alıyorlar ve kendi
güvendikleri insanlara dağıtıyorlar.. RTE’ye karşı olası protestoya
tahammülleri yok. Galatasaray ve Fenerbahçe stadyumlarında başına gelenlerden
sonra, artık toplumla RTE arasına Berlin
Duvarı çekildi.. Aslında bugünkü sosyal patlamanın işaret fişekleri
şüphesiz stadyumlarda da atılmıştı!
***
Aslında RTE Kuzey afrika’da iken, Gül- Arınç Gezi Parkı olayını çözmek
için harekete geçmişlerdi.. Ama RTE o “büyük lider” edasıyla adeta tek başına
meydan okudu, hem partisine hem de topluma… O büyük ve derin psikoloji
sosyoloji bilgisiyle, gemiyi karaya oturtmuş vaziyette… Cumhurbaşkanı Gül de yazgısını RTE ile bağladığı için, sosyal
depremin doğrudan etki alanı içine girmiş durumdadır..
Bütün bunların üzerine bir de AKP’nin ekonomik saadet zincirinde büyük bir
kopuş gündeme oturdu. İktidar, 340 milyar borç para ile içeride caka satıyordu
ve harcamalarını yapıyordu.. RTE ve adamları aslı şimdi faizin ne olduğunu
öğrenecekler. ABD para genişlemesini durdurma işaretini verince, zincir koptu!
AKP iktidarına ancak Cari Açık Hükümeti
diyebiliriz.
***
Yılın şaşkın sözü: RTE “Avrupa’nın bizi eleştirmesi antidemokratiktir,
çünkü biz AB üyesi değiliz! Zulmü eleştirmek için AB üyeliğini şart gören bir
anlayış.. İktidarın cilası döküldü, altından zulümkar bir yüz çıktı, dünya
RTE’yi dışladı..
RTE ya yelkenleri suya indirecek ya da çatışmayı sürdürecek. Her açıdan
demokratik bir ülkeye kapıları ya açacak, ya çatışaka.. Reddettiği, seçim barajının
yüzde 3’e düşürülmesi önerisi de, sokağın demokrasi bayraklarından birine
yazılıp dalgalanacağa benziyor!
-- 23 Haziran 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder