SAYFALAR

24 Haziran 2013 Pazartesi

“Eyvah Yıkılıyoruz!”


İktidar ve çevresini etkisi altına alan bir düşünce oldu, “Eyvah... yıkılıyoruz galiba. Hiç kimse büyük boyutlu ve ülke çapında bir “toplumsal deprem” karşısında “dimdik ayaktayız” diye afra tafra satamaz. En azından sarsılır! Sağa sola yatar, kalkar, ayakta durmaya çalışır.. O an veya izleyen zamanlarda küt diye yıkılır, kendi üzerine çöker, gider.. istediği kadar ama ben milli irade ile geldim diye bağır dur.. Onu çökerten de milli iradedir çünkü..
Jeolojik depremlerle sosyal depremler arasında müthiş bir ilişki vardır. Her ikisi de, sağlam olmayan, (zeminde- toplumda) meşruiyeti sorgulanan ve derin sorunlu yapıları yerle bir ederler..
İnşaat yapıları depreme uygun nitelikte değilse, bilimsel temellere göre inşa edilmemişse, sarsıntının vuruşuyle yıkılırlar.. iktidarlar ile apartmanlar arasında bu açıdan benzerlik vardır. Siyasal iktidarların da zeminini toplum oluşturur. Toplum bir aykırılık görürse, tıpkı deprem etkisiyle siyasal çatıyı sarsar, gerektiğinde yıkar geçer.. Toplumsal tarihi anımsatmam mı gerekir... Tarih, tamamen sosyal devrimler tarihinden ibarettir.
***
AKP’nin de yaşadığı budur, bir sosyal devrimle karşı karşıya bulunuyor. Deprem sürüyor aslında.. Ana deprem şiddetle vurdu.. Yeni fay kırıkları oluştu.. Ama bu depremin tek ana fay kırığından kaynalanmadı, çok boyutlu ve çok kırıklı bir fay hattı söz konusu! Bu kırıklarda enerjiler birikiyor.. Duran insanlar, forumlar... RTE, başlı başına fayların enerjisini dolduran muazzam bir potansiyel.. Başka bir şeye ihtiyaç bulunmuyor..
Çatıda büyük bir sarsıntı yaşıyor AKP.. Öyle ki, Bülent Arınç’ın reddettiği istifa söylentisi tepeyi vurdu. Parti içinde sarsıntı var.. En azından üç milletvekili resmen ve daha belki de onlarca gayri resmi olarak, RTE iktidarıyla paralel yürümüyor.. Başbakanlığa bağlı Afet işlerinin, ülkenin en iyi mühendisleriyle düzenlediği deprem yönetmenliğini yenileme toplantısı, sosyal sarsıntının etkisiyle açılıyor. Afet işlerinden konuşmacı, en az yarım saat Gezi sarsıntısının olumsuz etkilerinden bahsediyor!
Çatıdaki sarsıntının işaretleri çok... RTE’nin “milli irade mitingleri” başlı başına panik mitingleridir.. Bunların sosyal depremlere ilaç olduğu görülmemiştir.. Sadece daha şiddetli sorunlara yol açarlar. RTE, her zaman bildiği, yaptığı “kamplaşma/kutuplaşma” politikasıyla bundan sıyırılacağını sanıyor. Başka da bir politika bilmiyor. Toplumu bölmek, başlıbaşına bir iktidara meşruiyetini kaybettiren ana etkenlerden biri olduğunu, biri RTE ye söylese bile faydası sıfırdır. Çünkü RTE, gerilimden, bölünlüşlüklerden beslenen bir politikacı tipidir.. Ama bu politikası onun gidişine yol açan ana etken olabilir..
***
Çatıdaki sarsıntının izdüşümleri giderek çoğalıyor.
Paranoyayı da aşan bir durumla karşı karşıyayız. Delirmenin işaretleri belirdi! Örneğin sosyal depreme kayıtsız kalan kanalların penguen gösterileri de, hükümete “tezgahlanan komplo”nun bir parçasıymış!
Delirmenin bütün işaretlerini, iktidarın Yeni Şafak manşetlerinden de okuyoruz... Yayın yönetmenlerinin niye değiştiği de anlaşıldı, durmadan dış mihrak arayışlarına bakılacak olursa, böyle zamanlarda gerekli olacak bir komplo teorisi uzmanını hazırlamışlar.. Cia-mia, fazi lobisi, zelo, internet ağı, CHP derken, “Alman ergenekonu”nu piyasa sürmüş.. Komplo teorisiyle RET iktidarını giderek batağa sürüklediklerinin bile farkında değiller!
Kaygıları tepe noktası yaptı, Başbakan arındırılmış, homojen kitlelere karşı konuşuyor. Heterojen, yani karışık, kendiliğinden topluluklara büyük bir elveda yaptı.. Mersin'de Akdeniz Olimpiyatlarının açılış töreninde, bütün biletleri satın alıyorlar ve kendi güvendikleri insanlara dağıtıyorlar.. RTE’ye karşı olası protestoya tahammülleri yok. Galatasaray ve Fenerbahçe stadyumlarında başına gelenlerden sonra, artık toplumla RTE arasına Berlin Duvarı çekildi.. Aslında bugünkü sosyal patlamanın işaret fişekleri şüphesiz stadyumlarda da atılmıştı!
***
Aslında RTE Kuzey afrika’da iken, Gül- Arınç Gezi Parkı olayını çözmek için harekete geçmişlerdi.. Ama RTE o “büyük lider” edasıyla adeta tek başına meydan okudu, hem partisine hem de topluma… O büyük ve derin psikoloji sosyoloji bilgisiyle, gemiyi karaya oturtmuş vaziyette… Cumhurbaşkanı Gül de yazgısını RTE ile bağladığı için, sosyal depremin doğrudan etki alanı içine girmiş durumdadır..
Bütün bunların üzerine bir de AKP’nin ekonomik saadet zincirinde büyük bir kopuş gündeme oturdu. İktidar, 340 milyar borç para ile içeride caka satıyordu ve harcamalarını yapıyordu.. RTE ve adamları aslı şimdi faizin ne olduğunu öğrenecekler. ABD para genişlemesini durdurma işaretini verince, zincir koptu! AKP iktidarına ancak Cari Açık Hükümeti diyebiliriz.
***
Yılın şaşkın sözü: RTE “Avrupa’nın bizi eleştirmesi antidemokratiktir, çünkü biz AB üyesi değiliz! Zulmü eleştirmek için AB üyeliğini şart gören bir anlayış.. İktidarın cilası döküldü, altından zulümkar bir yüz çıktı, dünya RTE’yi dışladı..
RTE ya yelkenleri suya indirecek ya da çatışmayı sürdürecek. Her açıdan demokratik bir ülkeye kapıları ya açacak, ya çatışaka.. Reddettiği, seçim barajının yüzde 3’e düşürülmesi önerisi de, sokağın demokrasi bayraklarından birine yazılıp dalgalanacağa benziyor!
--23 Haziran 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder