Üzerinde büyük
tartışma olan Ankara’daki seçimlere itiraz, Yüksek Seçim Kurulu’nun önünde. Vicdanlar yaralı.. Şüpheler yoğun..
Ankaralı seçmenin yarısı, iktidarın hile ve desise ile seçimleri kazandığı
inancında. Lanet üzerine laünet okuyor. Gerçi lanet okumanın ve bedduaların hiç
birinin iktidarın umurunda bile olmadığını, bu konuda bir inancının da
bulunmadığını biliyoruz..
Ama Yüksek
Seçim Kurulu, sandık sayımlarının adil yapıldığına ilişkin vicdanları tatmin
eden bir karar almalıdır. YSK’nun
varoluşunun en temel nedeni budur.
***
Ankara seçim
sonuçları üzerine önce bir olguyla
yaklaşalım:
AKP iktidarı,
yerel seçimlerde, 2011 genel seçimlerine oranla önemli ölçüde oy yitireceğini,
görmüştü. Yerel seçimler tam bir genel seçim havasına sokulmuş ve AKP
iktidarının adeta referandumla kabul veya reddine, iktidarı
destekleyenler-desteklemeyenler oylamasına dönüştürülmüştü.
Şimdi bir varsayım ileri sürelim: AKP’nin
genel oy düşüşünü gösterecek sonuçların tersine çevrilmesi, bugün için mümkün
olmadığına göre, iktidar için özellikle
İstanbul ve Ankara’nın korunması öncelik kazandı.
İstanbul büyük
bir rant bölgesi, Ankara ise siyasal yönetimin kalbiydi. Herhangi birinin
kaybı, AKP için büyük bir karizma çizimi olacaktı..
AKP İstanbul
için fazla endişe etmiyordu, ama RTE’nin konut bölgesi olarak Üsküdar önemliydi.. Ankara da
tehlikedeydi.. Her ikisi de kaptırılmamalıydı. Nitekim, şüphelerin en çok
yoğunlaştığı yerler de buraları oldu.
Ankara’da, ilçe
ve il seçim kurulları, sandıklarda CHP aleyhine gerçekleştiği belirtilen
özellikle birleştirilmiş tutanaklardaki sahteciliklere ve sayılmayan oyların
görülmemiş yüksekliğine rağmen, sandıkların yeniden sayımını reddetti. CHP
Yüksek Seçim Kurulu’nun kapısını çaldı. Görülen o ki, sonuna kadar gidecekler.
***
Ankara yerel
seçimlerdeki sahtekarlık üzerine çok ciddi bir istatiksel bilimsel araştırma,
İsveçli siyaset bilimci Erik Meyersson’dan
geldi. O, bir ilköğretim okulu sandık sonuçlarını dikkate alarak, geçersiz oyların yüksek oranda olduğu
sandıkların hemen hepsinde AKP’nin kazandı, bunun nedeni CHP oylarının yüksek
oranda geçersiz ilan edilmesi olabilir, diyor.
Ankara’daki
durumu inceleyen bir başka bilim insanımız daha var: ABD’den A. Murat Eren. O da bu iddiayı
sandıklarda yaptığı daha ayrıntılı araştırma ile doğrular, en azından büyük
şüphe duyulması gereken bir sonuca varıyor. Eren’in twitter hesabında bu konuda
süren tartışma da izlenebilir!
CHP-AKP
arasındaki o dağılımının hemen hemen benzer olduğu dikkate alınırsa, alsında,
geçersiz oyların dağılımında da yaklaşık benzerlik olması gerekir.. Ama AKPnin
kazandığı sandıklardan sürekli yüksek oranda geçersiz oy çıkması, AKP lehine
hilelerin yapıldığını gösteriyor ve kesinlikle incelenmesi gereken bir durumun
varlığını gösteriyor olabilir..
Şaka maka
değil, Ankara’da geçersiz oy oranı 124
binin üzerinde! İki belediye başkan adayı arasındaki o farkı ise 32 bin
kadar... Geçersiz oyların CHP aleyhine toplamı ise yine istatistiki hesaba göre
20 bin küsur oy.
Ama Eren, daha
sonra, geçersiz oyların yüksek olduğu sandık bölgelerinde, geçersiz oyların
yüksekliğini, eğitim düzeyinin düşüklüğü ile açıklayan başka bir veri
kullanıyor ve durumu öyle izah ediyor. Tabii, bu saptama da doğrulanmaya muhtaç..
Tıpkı ilk veri gibi..
***
Bunun da tek
yolu, sandıkların yeniden sayılmasından geçer.. Hem yapılan usulsüzlükler
saptanır, hem de 124 bini aşan geçersiz oyun, neden ve nasıl geçersiz kılındığı
görülür!
Ayrıca,
toplumsal olarak, CHP’ye oy vermiş, Ankara’nın yarısını oluşturan insanlar
olarak, Ankara seçimleri üzerindeki şaibenin tamamen kalkması gerekir.
Yüksek Seçim Kurulu,
Ankara seçmenin öbür yarısının OYLAR YENİDEN SAYILSIN isteğine yanıt vermeli,
toplumsal vicdandaki büyük yarayı tedavi etmeli ve şüpheleri ortadan
kaldırmalıdır.
Bunu yaparak,
aynı zamanda yargının seçimler konusundaki tarafsızlığını da göstermiş olur.
Yargıçlar şunu biliyordur:
Hiç bir şey, vicdanları rahatlatmaktan daha önemli değildir.
Ankara Belediye
Başkanı, seçimlerde yapılan sistematik hilelerle üç kağıtlarla mı seçilmiştir,
yoksa sandık sonuçları gerçekten Ankaralıların tercihini mi yansıtmaktadır.
***
BİR KİTAP: Girdap Balıkçısı
Ali Deniz Uslu,
gazetemizin 10 yıldır çalışanı bir genç arkadaşımız! Röportajlarını Cumhuriyet
Pazar ve gazetemizde keyifle okuyoruz. Diğer bir özelliği de, belki de daha çok,
müzik eleştirmeni ve yazarı olması.. Yitik Ülke Yayınları’nda, Girdap Balıkçısı
adıyla küçük bir deneme kitabı yayımlandı. Kısa ve öz. “Sahibini arayan ruhlar” gibi. Bazen bir güzel şarkı tadında..
İnsanların tek ortak noktalarının korku olduğunu iddia edecek kadar..
“Kötülerin ve
yalancıların gölgesi ve yansıması olmaz”lığını ondan öğreniyorum... Derken
önümüze şiir mi desem manzum mu, yeni bir ifade biçimi ile yer değiştirerek, küçük
adımlarla kısa kısa ve vurucu vurucu ilerliyor Ali Deniz..
Bir ilk adım,
kolay gelsin diyelim ve okuyalım..
--6 Nisan 2014 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder