Bu kadar siyasi kargaşalık var ortada..
İktidarın kucağına, Suriye’de kitlesel ölümlere neden olan kimyasal gaz bombası fitili çekilmiş olarak bırakılmış... uzaktan
kumanda ile patlatılacak ama zamanını bilmiyoruz... Baş varlık nedeni,
yasaların, icraatların Anayasa’ya uygunluğunu denetlemek olan Anayasa
Mahkemesi’ni, tabii ki RTE topa tutmakla meşgul.. Çünkü, kendi yaptığı yasalar
ve dile getirdiği sözler, bütün yasaların da üzerinde, uygunluğu ve doğruluğu
tartışılmaz birer “üst yasa” niteliğinde.. Anayasa Mahkemesi de bizzat
kendisi..
Ve biz kalkmış, Cumhurbaşkanlığına aday
olacak mı gevezeliği yapıyoruz.. Yapalım bakalım, çünkü burası önemli bir
düğüm..
***
RTE- Gül arasında iki yılı aşkın süren bilek güreşi, Marmaray
töreninde “genel anlaşma” ile sonuçlanmıştı (http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2013/06/gul-sizce-nerede-ve-bu-resimler-ne.html)..
RTE bir manevra ile Gül’ün dikenlerini etkisizleştirmişti.. Ama ayrıntılar
belirsizdi.. Gül bu belirsizlikte tahammülünün sonuna geldi, yerel seçimler
bitince, medya üzerinden mesaj gönderdi RTE’ye: Artık konuşalım şunu!
RTE ilk ipuçlarını verdi, ter döken koşan bir
Cumhurbaşkanı! Herkes bunu, partidaşları dahil, “Çankaya’ya çıkacağının ilk
–hatta kesin!- işareti” diye yorumladı. Evet bir güçlü işaret! Ama RTE henüz
kararını vermiş değil, iki arada bir derede. Çıkmak mı kolay kalmak mı zor..
Cumhurbaşkanlığını tabii ki istiyor..
Cumhurbaşkanı olmadan siyasi hayatını kaparsa gözleri arkada kalacağı kesin.
Ama ertelerse, burası Türkiye, bir daha rüyasını bile göremeyebilir... Ama...?
“Terleyen bir Cumhurbaşkanı” tarifi, hem
Gül’e bir eleştiri.. Hem de eğer seçimini Köşk adaylığından yana koyarsa,
kendini tarif.. Nasıl bir Cumhurbaşkanlığı yapacağına ilişkin.. Şimdi buna
bakalım:
1)
Gül’den siyasi üstünlüğü, kazanırsa, seçimle gelmişliğini
şüphesiz ki fazlasıyla hissettirecek ve kullanacaktır.
2)
Cumhurbaşkanlığının anayasal bütün görevlerini
yerine getirecektir. Sık sık Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek dahil..
3)
Özetle, Bakanlar Kurulu’nu ve kim olursa olsun
Başbakanı gölgede bırakacak bir siyasi kimlik sergileyeceği kesin.. RTE’den
başka türlüsü çıkamaz.
***
Diyelim ki, aday oldu ve seçildi.. Siyasal
beklentilere uygun davrandı.. Gül Parti başkanlığına getirildi, mesela Arınç geçici Başbakan olarak yeni
hükümeti kurdu, bir ara seçimle Gül Bayburt
milletvekili oldu, “Arınç hükümeti”
istifa etti, Gül Başbakan olarak atandı ve yeni hükümeti kurdu.. Tabii,
“siyasal etik” kuralları böyle işlerse..
Erdoğan’ın aynı zamanda gölge başbakan olarak
davranmasını ve Gül ile derin çekişme yaşamasını beklersiniz..
RTE, beklentilere uygun davranmayabilir mi,
Gül’ü dışlayıp parti başına ve başbakanlığa, bol miktarda var olan güvenilir
bir emanetçiyi atar mı.. Bu yola saparsa, Gül’e büyük kazık atmış olur, parti
de karışır.. Etik mi var siyasette diyebilirsiniz..
***
Dile getirilmeyen bir nokta var ki, yabana
atılamaz: Aslında Arınç ve Parti’de pek çok Arınç gibi düşünen, mesela büyük
propagandist, hakikatı yalan, yalanı hakikat gösterme ustalarından H. Çelik bile, Erdoğan’ın
Cumhurbakanlığına adaylığını koymasını istiyor. Bise söyleyeyim: hepsi suspus
gibi görünse de, Erdoğan’dan kurtulup rahat nefes almak istiyorlar. Hepsi
RTE’nin karşısında ezilmişler, kendileri olamıyorlar, mesela Arınç fikirler
ileri sürse derhal RTE tarafından düzeltiliyor veya bastırılıyor.. Medyaya
yansıyan azarlamalar tutun..
Yani, RTE’nin Çankaya’ya adaylığını koymasını
istiyorlar.. Seçilirse, hepsinin sahip olacakları yeni anayasal - yasal
konumlarını kimyesey peşkeş çekeceklerini sanmıyorum.. RTE bir emanetçilerle
siyaset yapmaya kalksa dahi, onların da işinin zorzolacağını şimdiden söyleyebiliriz..
RTE gücünü hep sandıktan aldı, emanetçiler iktidarlarını güçlerini nereden
alacaklar?! Makara ile bağlı oldukları Çankaya’dan mı?!
Gördüğüm kadar, RTE Çankaya’ya çıkarsa, orada
dökeceği ter kadar, hükümetle ve parti ile sorun yaşayacaktır.
***
Bunların hepsi, RTE’nin neden Çankaya için
kolay karar veremediğinin göstergeleridir. Bu saatten sonra Anayasal değişiklik
yapabilmesi, örneğin partili cumhurbaşkanlığını kabul ettirebilmesi imkansız
gibidir.
RTE şöyle düşünebilir: Kazanırım, beş yıl
Çankaya’da kalırım, 2019’da sonra yeniden Başbakanlığa soyunurum, 2023’te
başbakan olarak Cumhuriyetin 100.yılına girerim..
Varın yapsınlar: Türkiye, bütün bu hesapları
altüst edecek büyük dinamiklerle, dönüşümlerle, olaylarla dolu.. Yerel
seçimlerde 2,5 milyon insanın RTE’den desteğini çekmesi ilk büyük işarettir..
Bu gelişme sürecektir.. Siyaset, içeride ve dışarıda hangi süreçleri ülkenin ve
siyasetçilerin önüne koyar, kestirmek zordur. Ama mutlaka koyar.. RTE’nin ev
hesapları çarşıya uymaz..
***
Ben hâlâ RTE’nin Çankaya’ya adaylığını
koymaktansa, Başbakan olarak kalma olasılığının da güçlü olduğunu düşünüyorum.
Bugüne kadar Başbakan olarak yaptığı bütün
güç birikimini, (MİT Yasası dahil) kendisi kullanmadan nasıl rahat edecek?
Bunları Gül veya başkası için mi yaptı dersiniz...
Bu nedenle, çıkmak mı zor kalmak mı.. Hangisi
acaba RTE’nin en çok siyasi yararına olur? Çankaya’ya bir daha çıkamama
olasılığını mı göze almalı, yoksa bu şansı kullanmayı şimdiden denemeli mi..
Tabii, Cumhurbaşkanlığı seçim sonucu ne olur,
bence tartışmalıdır.. 4 ay içinde seçmen kaybı sürerse, BDP’nin mutlak gözüken
desteği yetişmeyecektir..
Görüne o ki, herkes ilk turda kendi adayıyla
çıkacaktır.
CHP ise, ilk turda da, MHP ve diğerlerinin de
destekleyebileceği bir adayla...
--- 13 Nisan 2014 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder