TÜBA Ne Olacak, Genç Bilim İnsanları, Ayhan Ulubelen
Toplantı, TÜBA’nın başına gelenlerden çok önce
saptanmıştı. Türkiye Bilimler Akademisi’nin başarılı ve dünyaya da örnek
projesi olan Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı’nın (GEBİP) onuncu
yıllık toplantısı İzmir Ege Üniversitesi’nde yapılacaktı. Bu kargaşalıkta
kazaya uğrar, YÖK ve hükümet yeni
üyelerini ve başkanı atar, GEBİP de arada güme gider...diye düşünürken,
toplantı yapıldı...
Ayhan
Ulubelen
“Bilimin Gelişmesi” üzerine güzel bir konferans verdi, zevkle dinledik..
Ulubelen’in 80. Yaş günü de İstanbul Üniversitesi’nde ululararası katılımlı bir
bilimsel toplantı ile bu hafta başı kutlandı! Ne yazık ki toplantıda
bulunamadım! Toplantıya katılan Pakistanlı bilim insanı, Pakistan Bilim
Akademisi’nin başkanı, Bilim ve Teknoloji eski Bakanı, İslami Ülkeler Bilimler
Akademileri Ağı Başkanı Atta-ur-Rahman,
toplantıda, TÜBA üzerindeki siyasi denetime karşı çıktı.. İç sayfalarımızda
okuyacaksınız… Diyor ki, “Türk
hükümetinin kararından şoke oldum…”
Ulubelen’e dönelim: “Belki de bu TÜBA’nın son
toplantısı” dedi. “Toplumsal lişkileri yeniden inşa ederek bilimi de yeniden
inşa etmiş oluruz,” sözünden etkilendiğini söyledi! Türkiye’nin Nobel ödülü
alabilmesinin, toplumun ve bilimin gelişmişlik düzeyiyle ilişkisini gündeme
getirdi.. Kenan Evren adındaki
kişinin, darbeci olarak devletin tepesinde otururken, Istanbul Üniversitesi’ni
ziyaretinden anılar anlattı. O kişi, bilim insanlarından söz ederek “bunlar,
bayrağın ucundan tutmak için bile ‘kaç para’ diye sorarlar..” demiş! Tam
utanmazlık! Ayhan Ulubelen gibi, ülkesini tepeden tırnağa seven bir bilim
insanının bunu duymasıyla uğrayacağı travmayı düşünün!
Ulubelen, haklı bir saptama ile, “Osmanlı ileri gidebilseydi Arap dünyası da
ilerleyecekti” görüşünde.. Sartre’ın
“varoluş nedeni yaratıcılıktır”
sözünü anımsattı bize. Bilim ki, yaratıcılığın ana kaynaklarındandır! Ayhan
Hanım, bilgi sahibi olmadan bilirmiş gibi yapanların üniversitede gerçek
bilimcilere her zaman engel çıkartacaklarını anımsattı.. “Ama bizim dünyamızda
korkuya, başkasına darılmaya, ülkesini terketmeye yer yok..” dedi.. İstanbul
Üniversitesinde Eczacılığın başına gelenleri anlattı ki bu başka bir yazı
konusu olacak cinstendir…
Sevgili Ayhan Hocamıza nice 80 yaşlar
diliyoruz..
GEBİP PROJELERİ: “ORTA VE
ÜSTÜ”
GEBİP’I gözden kaçırmayalım: GEBİP ödülü alan 50
kadar genç bilimci ile TÜBA üyesi 25 danışmanı / yol göstericisi katıldı
toplantıya. Fen bilimleri, Sağlık ve Yaşam bilimleri, Mühendislik bilimleri ve
Sosyal bilimler dallarında, genç bilimciler projeleri ve çalışmaları üzerine
sunumlar yaptılar ve çalışmalarını tartışmaya açtılar. TÜBA iyi bir gelenek
yarattı!..
Eğitim gazetecisi olarak tanınan bir köşe
yazarının yazdığı boş, boş olduğu kadar daha çok iktidara yarayan yazısı aklıma
geldi. Diyordu ki, “TÜBA da ne yaptı ki…” Aslında internet sayfalarına baksa,
Akademi’nin etkinliklerini ve başka akademilerin etkinlikleriyle kıyaslayarak
izlese, bu yazıyı yazmaz. Ama ikitdarın haksız yere ağır saldırısına uğradığını
da düşünmek gerekir… Yine de, böyle bir yazı yazmaktansa, konuya hiç girmemeyi
tercih etmeliydi!
Bozkurt
Güvenç’e,
sosyal bilimlerde yapılan sunumların kalitesini sordum. “Orta ve üstü” yanıtını
verdi, sevindirici! Biri dışında diğer toplantılara girip yer yer sunumları
izledim; umut verici ve sorun çözücü kaliteli bilim konuları! İyi
üniversitelerimizde gerçekten kaliteli araştırmalar yapılıyor! TÜBA da bunları
ödüllendiriyor, destekliyor ve kapılar açıyor! Genç bilimcilere büyük başarılar
dileriz..
AKADEMİ
NE OLACAK
Hükümetin TÜBA’yı bitiren kararından sonra,
şüphesiz ne olacak şimdi sondajı yapıp durduk.. Akademi içinde bir kaç kişi
tarafından savunulan şöyle bir grüş var: “Akademi kurmak pahalı bir iş, yerimiz
yok, paramız yok, biz böyle bir işe kalkışamayız.. Gelenler arasında iyiler de
olacak, bekleyelim, yapacak bir şey yok..”
Dünyanın iyi bilim ülkelerinde böyle bir
uygulamaya karşı protestolar yükselirken… siyasi tasarruflara boyun eğmek… Bilemeyiz tabii, herkes kabul ettiği
ilişkiler içinde yaşamını, varlığını sürdürür.. Ama önemli bir çoğunluk,
yönetimsel ve bilimsel özerkliğin olmadığı yeni bir kurumun akademi
olamayacağını görüşünde. Sıradanlığın
egemen oluğu yerde, gerçeğin borusu ötmez!
Özgür ve gerçek bilim akademisinin kuruluşuna,
ilk taşı biz koyuyoruz! 5’er- 10’ar bin liralarla neler olmaz! Dünya biliminin
böyle bir girişime de katkısı olacağını varsaymalı.. Bilim insanı, kendi
özgürlüğü için, bazan bizzat kendi elini cebine atmak durumunda kalacaktır..
Ama “iktidarın akademisi”, iktidardan akacak
paralarla akademi üyeliğini sürdürmek, şüphesiz ki, Türkiye’nin
insan-devlet-siyaset kültür ilişkisine ve alışkanlığına da uyar, duruma pek de
yabancı kalmaz! TÜBA yasasını değiştirenler de bunun bilincinde! Neyse şimdilik
daha fazlasını yazmak gerekmez..
Umarım iktidar bir geri adım atar, Akademi’nin
kendilerinin “malı” değil, bu ülkenin “malı” olduğunu, bu ülke için
desteklenmesi gerektiğini, iktidarın istekleri varsa, bunu Akademi’yle konuşup
tartışmanın en iyi yol olduğunu anlar.. Doğan Kuban Akademi üzerine
yazılarında, İslam’da bilgiye, uzmanlığa verilen önemin altını her zaman
çizmiştir.. Osmanlı hiyerarşisinde de liyakat hep ön plandaydı!
Ama bu iktidarın temsilcisi olduğunhu iddia
ettiği geçmişle ilgili üstlendiği, devraldığı hiç iyi bir şey görmemiş bir bir
insan olarak, iktidarın bu kez doğrular üzerinde hidayete ereceğine ilişkin
elde ne veri var, derseniz, size bir şey diyemem..
Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle..
--Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji, sayı 1278, 16 Eylül 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder