Gül ile Erdoğan restleşmesi... Bu köşenin
okurları şaşırmamıştır. Tıpkı Cemaat-Erdoğan çatışmasında olduğu gibi... Tek
adam, MİT, HSYK yasası ile ditatörlüge benzer yönetiminin temel taşlarını
koydu.. Dar bölge seçim sistemini de dayatacak ve herşeyi kontrol edecek.
Tarihteki tüm diktatörlerin “kontrol” mekanizması.. Bu konuya yarın gireceğim.
Bu arada, Cemaat-Erdoğan ve Gül çatışmasını
yazıyorum, biter yakında kitap.. Bugün kitapta kullandığım kısa bir bölümü
alıyorum buraya.. Yaşadığımız Cemaat- Erdoğan-Gül çatışmalarını 2011
Aralığı’nda yorumlayan yazılarımdan kısa notlar..
***
Gül-
Erdoğan- Cemaat Kavgası: “İktidar
odakları arasında mücadele ateşlenmiştir. Bu, sorun çözülünceye kadar sürecek.
Güçlü bir olasılıkla, bu mücadele sonunda saflar ve destekler değişecektir..
Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi en geç 2014’de yapılacaksa, Türkiye’nin zirvesinde
Üç Koltuk boşalıyor. Kişiler ve
şapkalar değişecek. Gül, Cumhurbaşkanlığından
ayrılıyor. Erdoğan, Başbakanlıktan.
Ve Erdoğan Parti Başkanlığı’ndan..” (11 Aralık
2011; “3 Koltuk Boşalıyor”)
***
“Cemaati siyaset yükseltti, siyaset
batıracak”: “Siyasi
çatışmanın dozu yüksektir ve çözüm hiç de öyle yağdan kıl çeker gibi olmayacak.
Çünkü arada üçüncü bir güç var: Cemaat! Cemaat siyasetin göbeğinin de
göbeğinde. Bu siyasi –dini kurum, bir süredir Erdoğan’ın bazı bakanlarını hedef
aldı... Cemaat, güç topladığı emniyet ve adalet gibi kurumlarda, AKP ile
çatışıyor. Erdoğan’ın, boş koltukler meselesini yağdan kıl çeker gibi çözmesine
engel, bu durumdur. Tehditler ve yeni saflaşmalar dönemindeyiz.. Cemaati
yükselten, doğrudan siyaset yapması ve iktidar odağı haline gelmesidir!
İktidarın nimetlerinden menfaat dağıtması, iktidar olanaklarıyla örgütlenmesidir.
Cemaati yükselten siyaset, batmasına da
neden olacaktır!”(12 Aralık 2011: 3 Koltuk Boşalıyor-2)
***
Cemaat
Erdoğan’ı Suçluyor: “Cemaat.. Erdoğan’ın Ergenekon’u tafsattığı
ve bugün gelinen noktada artık bir uzlaşma ile davaları sonuçlandırmak istediği
düşüncesinde... Bu iki yapının arasında büyük bir çelişki olduğu açık. Ama
gelinen noktada, AKP, büyük bir baskı altındadır, hem dış hem iç.. Burada
durmak istiyor!
Subayları daha ne kadar, artık esarete
dönen yargılamada içeride tutabilirsin? Gazetecileri
daha ne kadar terör örgütü faaliyetleri şaklabanlığıyla, uydurmacasıyla içeride
tutabilirsin? İçeriyi ve dışarıyı daha ne kadar aldatabilirsin veya
oyalayabilirsin? Seçilmiş milletvekillerini içeride tut...
Erdoğan
ile Cemaat çatışıyor.. Anlıyoruz ki,
siyasi davalar üzerinde süren cemaat
vesayeti, hukuksuzluğu ve zorbalığı, AKPyi bunalttı!.. Şike olayı da, Cemaat ile Erdoğan arasındaki kırılmanın tam dışa
vurumu...Cemaat herşeyi “organize ağır suç”a sokarak, sözde temizlik yaftası
altında, aslında futbolda kendisine yer açmak istiyor.” (13 Aralık 2011: 3 Koltuk Boşalıyor-3; Cemaat-Erdoğan İkiliği)
***
“Cemaat: Bedel Ödeme Zamanı..” : Cemaat, üçüncü “eşit güç” olarak büyüdüğünü
düşünmektedir! Dolayısıyla tepelerde 3 Koltuk için 3 Güç çarpışmaktadır! Erdoğan ile Cemaat arasında, eski ittifakın yürüyeceğini artık
sanmıyorum. Camlar kırılmıştır. Cemaat, varlığını, Erdoğan’ın iktidar ve
gücüyle eşitlediği(ni düşündüğü) zamandan beri, bu böyle!
Bazı yorumlara göre, Cemaat-AKP ittifakı
bozulmaz. Tartıştığımız bu değil. Cemaat, kendisi için en uygun koşulları
yaratmak için, liderlikte kimin olacağı konusuna ağırlık koyuyor.. Bu “politika
oyunu”nu kaybetmesi durumumda, bir de bedeli olacaktır! Cemaat, artık bir
siyasi iktidar odağıdır! Bunun de bedelini er geç ödeyecektir!” (15 Aralık
2011)
***
Erdoğan
10 yılın Denklemini Kuruyor: “Temel siyasi gerçek şudur: Erdoğan bugün sahip olduğu liderlik gücüne dayanarak, eğer
siyasetten emekli olmaya niyeti yoksa, Cumhurbaşkanlığını, Parti Başkanlığını
ve Başbakanlığı, öyle bir şekilde “bağlamaya” çalışacak ki, önümüzdeki 10 yılda kendisini ve geleceğini
görebilsin.
Lider
konumundaki bir politikacı, bu hesaplamaları ve buna yönelik stratejileri,
zirvede olduğu sırada yaparsa, en yüksek
yararı sağlayacak denklemler kurar!.. Öyleyse, Erdoğan için temel soru: 10 yıl sonra da Türkiye’de egemen kişi
olma hesabı, politik denklemi nedir?
Şunu
söyleyebiliriz: Parti Başkanlığını ve
Başbakanlığı da himayesi-vesayeti altına alacak bir Köşk... Bunun en
kestirme çözümü ise, şüphesiz Başkanlık
Sistemi’ne geçiştir. Erdoğan iki-üç yıldır bunun iklimini yaratacak
çalışmalar yapıyor.
Bu
arada Gül’e gelince, cemaat
güçleriyle ittifak yapabilir.. Ama hiç bir siyasi lider, bir Cemaat
politikacısı olarak liderlikte kalamaz. Ta ki, cemaat, AKP’nin içini tam oymuş
olsun. Zaten o zaman AKP diye bir şey kalmamıştır.” (20 Aralık 2011, Erdoğan Vesayet Arıyor)
***
Cemaat’in
Erdoğan’ı Kuşatması: Yargı ile Erdoğan’ı vurur mu? “Cemaatin devleti ve
AKP’yi- Erdoğan’ı kuşatması.. Cemaatin üzerinde çalıştığı yeni hedefi, MİT’te
yapılanma... Cemaat- Erdoğan siyasi
çatışmasında, akla gelen fantastik sorulardan biri de, acaba cemaat Erdoğan’a da hukuk mızrağının ucunu gösterir
mi? Bu fantezi sorunun ardındaki olgu, Cemaatin kendisine karşı olan ve rakip
olarak gördüklerine her türlü hukuki tuzağı kurabilecek bir güce ulaştığını
sanmasıdır. (2 Ocak 2012: 2012 Beklentiler:
Erdoğan- Cemaat)
***
Bu son nottan bir ay sonra, Cemaatin yargısı,
MİT üzerinden Erdoğan’a yönelmişti..
Ama ne demiştik: Siyasetle yükselen
siyasetle düşer..
Şimdi Gül konusuna bakacağız..
-- 20 Nisan 2014 / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder