Alo polisssss, alo valiiiii, alo emniyet müdürüüüü, alo orası başbakanlık mıııı. Alo akpeee… hem aşağıda hem yukarıda bi şiler var.. orada kızlı erkekli sesler duyuyoruz.. Bizim ahlakımız bozuluyor, yetişşş..
--
Başbakanın
gençlerin kaldığı evlere yönelik söylediği, bence tamamen “gayri meşru” sözler
(yasalara, hukuka, insan hak ve özgürlüklerine aykırılık) gerçi partisi içinde
görüş ayrılıklarına neden oldu.. Ama bu “ayrılıklara” sonra değineceğim.. Çok
daha önemlisi, bu sözlerin sarfedilmiş olması ve Başbakan’ın beynini bu açıdan
da topluma açmasıdır.. Niyeti nedir?
Bazıları, “Sarıgül’ün adaylığının toplumda tartışılarak
AKP’yi zora sokmasını önlemeye yönelik bir gündem değişikliği..” Üzerinde durulmayacak bir gerekçe..
Daha önce de Başbakan’ın toplumu giderek daha büyük muhafazakar kalıplara
sokmaya yönelik sözleri oldu ve bunların yasalaştığını gördük. Bu tür
gerekçeler yerine, Başbakan’ın kızlı erkekli bir apartmanda yaşamalara karşı
çıkışı, düzenli ve istikrarlı bir islami
idelolojik siyasi çizgisinin devamı olarak görülmeli.
Muhafazakar
deyip duruyoruz, bir saçmalık da burada! “Muhafazakar”, batılı bir siyasal
eğilimi tanımlamak için siyaset/sosyoloji literatürüne girmiştir.. Örneğin
Almanya’da Hristiyan demokrat parti.. ABD’de Cumhuriyetçi Parti ve Avrupa’da
benzer pek çok parti.
AKP’nin ve
RTE’nin, kendilerine yakıştırdıkları “muhafazakar
demokrat’ tanımı ile Batılı topumlardaki (sağcı) muhafazakar partiler
arasında bir içerik ilişkisi bile kurmakta zorlanırsınız.. Başbakan toplumu
cendereye sokan yasaları savunurken, açıkça dinimiz böyle diyor bile
demektedir.. Bunu geleneksel bir Avrupalı muhafazakar parti demez, diyemez..
Yani demek
istediğim, Başbakan’ın görüşlerinin,
çağdaş muhafazakar demokrat partilerin politikalarıyla zerre kadar ilişkisi
bulunmuyor. Ancak, inandığı dinci ideolojinin gereklerini doğrultusunda
hareket ediyor diyebiliriz.. Bunun varacağı yer, dinsel yaşam koşullarının
topluma dayatılmasıdır, buna islamofaşizm diye diyen vardır..
***
Birey-insan
özgürlükleri yasaların teminatı altındadır. 18 yaşını bitiren reşittir,
kararlarında özgürdür.. Bu bireyler üzerinde Başbakanın hiç bir tasarrufu
olamayacağı gibi, aslında, ana- babaların da olamaz. Ana babaların çocuklarından o kadar çok şikayeti var ki, hepsini
buraya sıralayalım mı?! Başbakan bunlar arasından “cinsellik” kaygısı kokan bir
yaşam biçimini neden çekip öne çıkartıyor da, reşitler arasındaki karşılıklı
ilişkilerin nasıl olması gerektiği konusunda karar verici konuma
yükselebiliyor?
Nedir bu
cinsellikle ilgili sorunları bu iktidar ve çevresinin? AKP içinde evli
erkeklerin ikinci üçüncü sevgilileri üzerine yazılıp çizilenler ayyuka
çıkmışken?!
Ayrıca şöyle bir akıl bozukluğu var:
Kızlar ve erkekler aynı apartmanda otururlarsa, aralarında mutlaka bir
cinsellik vardır! Ayrıca varsa var, size ne? Bu bir sorunsa eğer, ailelerini
arkadaşlarını ilgilendiren bir sorundur, size ne?
Ayrıca
apatmanlarda bekar/ yalnız yaşayan kızlı erkeklerin olup olmadığı bile
bilinmeyen ilişkilerine fuhuş gözüyle bakan alçaklıklar türedi.. Medyada
bakıyoruz, h mi utanmak yok diyoruz! Fuhuş ticari bir kurumdur... Diyelim ki,
kızlı erkekli sevgililer arasında varsayılan bu ilişkilere böyle utanmazca
saldırmak, sık dile getirilen “muhafazakarlığın”, insanlık dışı şanından mı
ileri geliyor? Kapı arkalarında ve tolumun önünde siyasilerin becerdiği her
türlü ahlaksızlık tanımı içine sokulabilecek işleri sayıp döksek yüzleri
bulur..
Bırakın gençleri!
***
Başbakan evleri
denetleyecek yasa çıkartır mı? Belli olmaz, ama sanmıyorum... Yasa ile resmen
bir “ahlak polisliği” kurumu
yaratacaktı.. Ama buna gerek kalmadan bu kurumu yarattı diyebiliriz! Gönüllü ahlak polisleri türedi!
Alo polisssss,
alo valiiiii, alo emniyet müdürüüüü, alo orası başbakanlık mıııı. Alo akpeee… hem aşağıda hem yukarıda bi şiler var.. orada kızlı erkekli sesler duyuyoruz..
Bizim ahlakımız bozuluyor, yetişşş..
Gençler
varlık-yokluk içinde kıt kanaat, evlerde barınarak, kendilerini hayata
hazırlama uğraşı içindeyken, şimdi tepelerine bir ev sahibi, bir yan komşu, bir
mahallenin namus bekçisi, bir sekso manyak, bir cinselliği bozuk... dikilmekte
ve onlara hadi yallah evden..
demektedir..
Böylece Başbakan toplumda iharcı ağlarına
bir yenisini daha ekledi! Biliyorsunuz daha önce tencere tava çalanları ihbar edin diye kampanya açmıştı.. Bu işi
sevdi!
Şimdi de yalnız
yaşayan kızları erkekleri ihbar edecek ve onlara hayatlarını dar edecek bir
toplumsal baskı oluşturuyor. Bu açıkça gönüllü namus bekçiliğidir.. Ahlakları
sorgulanır bir bekçiler güruhu!
Resmi polise
yasaya ne gerek var!
Hayat
biçimleri, RTE’nin namus bekçilerinin teminatı altındadır!
-- 12 Kasım 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder