Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

17 Kasım 2013 Pazar

Sandıkta Zayıflarsa İşi Bitik

İktidarın her adımının nasıl allanıp pullanıp muazzam işler, büyük adımlar diye ülkeye sunulduğunu öğrendik..
Barzani ile buluşma da onlardan biri! Hem de Diyarbakır’da.. Neden Diyarbakır diye sorarak yumağı çözmeye başlayalım:
Diyarbakır, Kürtlerinin merkezi. PKK, BDP için birinci derecede önemli büyük kentimiz. BDP yönetiminde.. 
Diyeceksiniz ki, ne var bunda, Barzani’nin de “Kuzeyin Güneşi”ne gelmesi doğal değil mi.. Şüphesiz ki.. Ama önemli olan, sazlı-sözlü, şiirli türkülü Diyarbakır sahnesini Erdoğan’ın kurmuş olmasıdır.
Neyse lafı uzatmayalım: Erdoğan, özellikle son aylarda iyice çatışan iki Kürt liderliğin arasına giriyor. Barzani’yi, PKK/BDP/İmralı’ya karşı çıkartıyor... Şimdi filmi biraz geriye saralım.
***
Erdoğan ve iktidarı, son iki yıl içinde Barzani ile üç farklı dönem yaşadı. Birinde, Irak merkezi hükümetini dışlayarak, Barzani’nin bölgesel yönetimi ile petrol, gaz anlaşmalarına soyundu. Öyle ki, Ankara adeta Irak’ı parçalayacak! Irak yönetimi ile kanlı bıçaklı oldu.. ABD bile bundan rahatsızlık duydu..
İkincisi, bu kez Barzani ile atışmalı dönemdi.. Bu dönemde İmralı’da Erdoğan ile Öcalan arasında, Suriye ve Irak kürtlerini de kapsayan bir Türkiye- Kürdistan Federasyonu kurulması zımni anlaşması ortaya çıkmıştı. Öcalan’ın Milliyet gazetesinde açıklanan kıyamet koparan görüşme tutanakları, bunu net gösteriyordu... Bugün bu anlaşma, sürünen eşek olarak çekiştirilip duruyor.
Tabii, bu “federasyon” hem bir düş hem de çok sorunlu bir ölü projeydi! İran’ın Kürt bölgesi? Suriye? Ya yıllardır Irak Kürdistan’ında tutan Barzani ve Talabayi’yi ne yapacaklardı?
Aslında bu “federasyon” düşü, Orta Doğu’da bugünkünden bir adım önceki fotoğraf üzerine kurulmuştu: Suriye’ye müdahale söz konusuydu, ABD esip gürlüyor, Fransa, İngiltere hazırlanıyor ve Ankara’daki savaş ağalarımız de avuçlarını oğuşturuyordu! Suriye’deki Kürt parçası, federasyonun ayağı olacak gibi duruyordu!..
İran-ABD-İsrail ise neredeyse savaşın eşiğine geliyordu. İran’ın atom bombası üretimini engellemenin başka yolu yok gibiydi.. Böyle bir savaş olursa, İran’daki Kürt parçası da özgürleşir ve “federasyon”un dördüncü parçası olurdu. Zaten Ankara da bu dönemde İran’a karşı mesafeli ve Amerikan-İsrail pozisyonuna yakındı.
Barzani-Talabani de, bu Orta Doğu savaşı içinde bertaraf edilebilir miydi, nasıl edilirdi, Federasyona ortak mı edilirdi, büyük muamma olarak ortadaydı. Ankara ile Barzani arasında diplomatik ilişkiler de küfürbazlı döneme girdi!
***
Ama bir ay içinde ortam ve ilişkiler değişti, ABD Suriye savaşından yan çizdi, baktı ki El Kaideciler olayı götürecek.. Derken beklenmedik bir şey oldu, İran’ın o müthiş diplomatik açılışı geldi. ABD- İran flörtü resmen başladı..
Aslında bu olan bitenler, Erdoğan- Öcalan arasındaki İmralı Anlaşmasını da çöpe attı! İki taraf da, sözde varmış davranıyor!
Önemli bir şey daha oldu: Suriye’de Kürt bölgesi! Buna “Ankara-Suriye Kürtleri savaşı” da denebilir! Kelle kesen El Kaide bağlantılı El Nusra’cıların, Suriye Kürtlerine karşı savaşının ardında Ankara epey vardı. Güneydoğu’dan binlerce Kürt ve PKK Suriye’de PDY’yi destek vermek için gitti. Sonuç: Kürtler kazandı, üstelik özerk yönetimlerini ilan ettiler!
Unutmayın ki orası, BDP-PKK yönetiminin bir parçası! Yani  aslında PKK resmen bir özerk bölge (devlet) sahibi! Suriye ile sınırımız 900 km.. Peki, Kürtlerle kaç kilometrelik yeni sınırımız oldu?!
***
Bu karmaşık gibi görünen sürecin önemli bir noktası daha var: Barzani-PKK/PYD çatışması! Barzani, Suriye’de PKK bağlantılı bir özerk bölge kurulmasını hiç istemedi. Burada sorun, Orta Doğu’dan boy pos atan “Kürdistan”ın patronu kimin olacağı konusudur.
***
İşte Kürt Meselesi’nin geldiği bu noktada (a- Barzani-PKK çatışması, b- Suriye’de istenmeyen Kürt bölgesi ve c- ölen İmralı anlaşması!), RTE iktidarı, Barzani’yi devreye sokuyor.. Hem de Diyarıbekir’e!
Hiç kuşkunuz olmasın: RTE önümüzdeki dönemde tek olayı düşünüyor: seçimler.. Çünkü, o büyük iddiasını sürdürmesinin tek dayanağı, sandıktan güçlü çıkmaktır. Başka herşey RTE’nin aleyhindedir. Sandıkta zayıfladığı an, işi bitiktir!
Bütün hesabı, Kürt oyları üzerindedir! Apo yerine Barzani verelim!

--17 Kasım 2013 Pazar / Bilim ve Siyaset / Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder