Atatürk’ü anma
törenine katılmaktansa uzakdoğuda sultanlarla resim çektirmeyi tercih eden (*)
Başbakan uçağına aldığı gazetecilerin sorularını yanıtlarken bu kez Türk
Sistemi Başkanlık istedi.. Sözlerine baktım, bol soslu: katılımcı karar alma sistemi oluşturalım, en ideali için karar verelim...
RTE hangi yasada hangi
kararında katılımcı oldu, bunun tek bir örneği var mı ki katılımcı sözünü ediyor.. laf! RTE’nin en uzak olduğu konudur,
katılımcılık!
Şu sözüne bakın
hele: “Demokrasiyi geniş anlamda tabanda
istişare mekanizması olrak görüyorum?”
Durun
sinirlenmeyin, Başbakan böyle biri! Ama belki de taban ne demek, geniş
istişare mekanizması nedir.. bu kavramlarda Başbakanla tamamen ters düşüncelere
sahip olabiliriz! Tıpkı demokrasi kavramında olduğu gibi! Onun ileri
demokrasisi, uygulamada tamamen yarı
demokrasiye veya demokraside
gerilemeye denk düşüyor...
Başbakanla
terminolojide tamamen kavram kargaşası içindeyiz! Ama sadece ben veya biz
değil, dünya da! Başbakanın “ileri demokrasiye geçtik” tezi,
uluslararası kurumların demokrasi ölçümlerinde yarı özgür ülke sınıfına, yarı
demokrasiye, yarı basın özgürlüğüne, dolayısıyla Türkiye’nin alt sıralardaki
yerine denk düşüyor!
Dolayısıyla
Başbakanla bu konularda anlaşmak, evrensel ilkeler, düzeyler, kabuller,
uygulamalar söz konusu olduğunda, zerre kadar mümkün gözükmüyor!
Bu nedenle,
Başbakanın Başkanlık sistemi dayatmasının ülke, muhalefet hatta kendi partisi
için de taşıdığı büyük tehlikeyi görmek gerekir.
RTE’nin
bugününe bak, geleceğini gör!
***
Başbakanın
zamanı daralıyor... 2014 Ağustosunda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri göz
açıp kapayıncaya kadar gelecek. O zamana kadar başkanlık ve başkanlığa en yakın
bir hukuki veya pratik pozisyonu gerçekleştirmenin peşinde.. geride kalan
seçenek, düz Cumhurbaşkanlığıdır..
RTE’nin sahip
olduğu bu dünyanın en büyük hırsını dayanak yaparak, Başkanlığı sonuna kadar kabul
ettirmeye çalışacaktır, varsayımını kabul ederek konuya bakalım.
Başbakanın
adamları Anayasa Uzlaşma Komisyonu’a Başkanlık Sistemi önerilerini sundu. Aman
Allah! Doğrusu benim tüylerim diken diken oldu! Bütçeyi yapacak, bütün
adamlarını Meclis dışından atayacak.. Milletvekillerine de güya “katılımcılık”
sunuyor: Bütçemdeki kalemlerde
değişiklikler yapabilirsiniz! Pöh ki pöh!
Utku Çakırözer,
teklifi ilk gördüğünde, AKP masayı
(uzlaşma komisyonu!) deviriyor,
yorumunu yaptı!
Erdoğan’ın
Anayasa değişikliğini Meclis’te kabul ettirebilmesinin tek yolu, MHP desteğidir!
BDP ve CHP red vereceğine göre, 367’yi ancak MHP ile bulabilir. MHP buna onay
verir mi?
Devlet Bahçeli,
lafta Erdoğan’a çakan, ama fiiliyatta destek veren bir isim! MHP’nin Başkanlık
Sistemini öngörecek bir anayasa değişikliğine toptan evet demesi imkansız gibi.
Bahçeli karar alsa bile, MHP bölünür. Zaten MHP Kongresinin iradesi, Bahçeli’yi
denetleme yönünde oy kullandı! MHP’nin RTE’ye destek vermesi zor, sorunlu!
Ama RTE MHP
üzerinde yoğun çalışıyor! Ne yapıyor
derseniz, öncelikle ne kadar büyük milliyetçi
olduğunu gösterme peşinde.. Kürt politikası ve idam konularını bu çerçevede
değerlendirin. 1071, Alpaslan, 2071 falan filanı da..
Eğer MHP
bütünlüğünü korursa, ötedenberi gündeme taşınan, en son Özgür Mumcu’nun yazdığı, MHP’lileri
transfer silahı piyasaya sürülebilir. Ne kadarını? Hepsini transfer mümkün
olmasa gerek.
AKP: 326 milletvekili. Gerekli transfer sayısı 367-326: 41
milletvekili! MHP’nin 51 milletvekili var! 41’ini “çalması” gerekir.. Ne
karşılığı? Hepsine siyasi ikbal falan vaadedemezsin! 30’unu bile alamaz. Alamaz
mı? Benim bu tür siyasi düzenbazlıklara kafam basmıyor!
RTE’nin bu
konuda planı programı nedir bilemiyorum. Ama imkansız gibi bir şey.. MHP neden
RTE’ye bu kadar büyük yetkiyi vermeye kalksın, bir açıklaması yok.
Anayasa
değişikliğini referanduma götürebilecek bir Meclis sayısı elde edebilirler. Ama
referandum için zaman mı kalır? Kalsa bile, evet
çıkmasını yüzde 99 olanaksız görebiliyorum!
Ben Anayasa
değişikliğini sıfıra yakın görüyorum!
Önündeki en iyi
seçenek, AKP’nin başına, dediğinden çıkmayacak siyasetçiyi Başbakanlığa ve
Parti başkanlığına getirmek.. Ne zor iş!
Şimdilik her yer karanlık şarkısı aklıma
geliyor!
--
(*)
Twitter’daki şu mesaja bakın: “3 karısı olan
Brunei sultanı anayasaya kendisi için ‘hata yapmaz’ maddesi koydurmuş. Başbakan
10 Kasımda Brunei'deydi.”
Konumuzla birebir ilgili olmasa da: “Dinde zorlama yoktur, diye diye zorunlu din
dersine devam edenin, ‘Allah'ın verdiği canı Allah alır’ diye diye idam
istemesi anormal değil.”
12 Kasım 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder