Erdoğan
Berlin’e gitmeden önce Çankaya’ya çıktı, Gül ile 1,5 saat kadar özel görüşme
yaptı. Haftalık geleneksel görüşmeymiş. Öyle mi? Bu görüşme, Ulus’taki 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları konusunda ikisi arasındaki tutum farklılıkları
ve aralarındaki polemiğin ardından gerçekleşti.
Erdoğan
iki açıklama yaptı; ilkini, Çankaya’daki Bayram Kabulü’nde yaptı: Emine Hanım ile Hayrünisa hanım arasındaki
herhangi bir anlaşmazlık yok, boşuna sorun çıkarmaya ve aramaya çalışmayın.
İkinci açıklama, Gül ile görüşmesinden sonra geldi: İkimiz de aynı şeyi söylüyoruz, devlette Çift başlılık yok ve olamaz,
bu konuda da sorun aramayın..
Buraya
kadar tamam. İki hanım arasında sorun var mı, bilemem, varsa toplumu
ilgilendiren tarafı ancak şu olabilir: Liderlerin birbirleriyle ilişkilerini ve
kariyer tırmanışlarındaki kararlarını etkiler mi.. Varsa, bu olasılığı gelecek
öngörülerine bir parametre olarak sokmak durumundayız..
İlk
açıklama tamam, ama ikinci açıklaması
çok sorunlu! Küçük sorun, Gül ile aralarında hiç bir sorunun olmadığına
bizi inandırmaya çalışıyor olması. Çalışsın, ama konunun bizle doğrudan ilgisi
yok! Muhatabı Gül’ü inandırsın! Biz
gözlemciyiz… Bu saptamadan sonra, açıklamanın büyük sorunlu yanına gelelim:
***
RTE,
devamla, yönetimde çift başlılık yok ama
bu sorunun kesin çözümü, Çankaya’da Başkanlık, yarı başkanlık, bunlar olmazsa
partili başkanlıkla çözülür, dedi!
İki
lider Çankaya’da ne konuştular bilmiyoruz. Ama Erdoğan’ın açıklamasından
anlaşılıyor ki, meselenin özüne ilişkin bir çözüm /konuşma yok. Medyanın diline düşmeyelim falan demiş
olabilir Erdoğan. Önerdiği çözümlerin üçü de, Erdoğan’ın “kariyeri” ile
ilişkili! Çankaya’ya çıkmak istiyor, bir. Çıkarken de Başkanlık- Yarı Başkanlık
Sistemi istiyor, iki.
Bu şu demek: Cumhurbaşkanlığı yetkileri üstüne
Başbakanlık-hükümet yetkileri.. Başbakanı atayacak ve onun yoluyla hükümeti
kuracak ve faaliyetlerini yönlendirecek! Partisini de yönetecek.. İstediği
zaman hükümeti görevden alacak, yenilerini atayacak.. Yani ülkeyi her noktadan
yönetecek! Nerede bu yağma! Yemede yanında yat! Böylece, devlet içindeki sözde
“çift başlılık” sorununu temelden çözecek! RTE, bir çiftbaşlılık sorunu yaratıyor. Sonra da onu bütün yönetim sistemini
değiştirecek çözüm öneriyor..
Yersen,
yutarsan tabii.. Bu en tehlikeli girişim olur! Erdoğan’ın bu hırsı için minicik bir umut varsa bile engellenmelidir!
Bütün yetkileri elinde toplayacak bir diktatörü, bu ülke yaratamaz, kaldıramaz!
(*)
Önerdiği
üçüncü çözüm olan “Partili Cumhurbaşkanı”
da hemen hemen aynı yola çıkar. Çankaya’dan Partisini yönetecek. Bu yolla
hükümete başbakan atayacak, bakanlar kurulunu oluşturacak..
***
RTE’nin
her 3 çözümü de üç katlı ekmek
kadayıfıdır, tabii kendisi, bütün siyasi geleceği ve makamları için. Yakın
arkadaşlarını belediye başkanlıklarına falan yolluyor. Beş yıl sonra yeniden
siyasete dönmek üzere! Ölme eşeğim ölme! Dışarıdan ithal ettiği Kurtulmuş falanı hooop yerlerine
geçiriyor ve onlara ikbal kapılarını açıyor.
Bu RTE Planları’nda, Gül’e yer yok. Daha doğrusu şöyle olabilir: Bütün yetkiler bana geçerse ben de seni belki Başbakanlığa
atayabilirim, ama benim başbakanım olarak ve benim siyasetimi uygulamak,
dediklerimi yapmak koşuluyla.. Yoksa sana ekmek yok!
Merak
ediyorum: Gül, Çankaya’dan bütün bunlara kıs kıs gülüyor mu? Bu arada bilir
bilmez kişiler “Gül’ün şansı yok” diye fikir ileri sürüyorlar.. köprünün atından akan suları
görmüyorlar!..
Not: RTE’nin Başkanlık şansı nedir?
Partinin önde gelenleri için RTE’yi “düz cumhurbaşkanı” olarak Çankaya’ya
çıkartmaları, kendi siyasi kariyer ve yararları için en iyi çözüm mü, ne
dersiniz? Gündemimde bunlar var..
***
(*)
Baksanıza adım adım biçimlendiriyor Türkiye tasarımını: İdamları da geri getirecek..
Şüphesiz, şu idam meselesi, tamamen MHP’ye atılmış bir yem veya
kancadır! Hem Anayasa’ya Başkanlık sistemini sokuşturmak hem de
Cumhurbaşkanlığı seçimini garantilemek için, MHP ile bir ittifak arayışı /
girişimidir!
RTE,
MHP desteği olmadan ne başkanlık değişikliği yapabilir ne de büyük olasılıkla
Cumhurbaşkanı seçilebilir! RTE, giderek
daha fazla MHP’leşecektir! Hem Kürt hem de diğer meselelerde!
2011
genel seçimlerinde de MHP’yi çökertmek, Meclis dışına itmek amaçlı kaset operasyonu boşuna piyasaya
sürülmemişti! Ben olsam APO’yu asardım
seçim lafını dab u amaçla dile getirmişti.. Bunu başarsaydı, Anayasa’yı Meclis’te değiştirecek çoğunluğa
ulaşırdı! Allah korudu veya istemedi, farkında değil mi?!
RTE şimdi aynı idam yolundan gidiyor! MHP’yi kafakollaması mümkün mü, ne
kadar, ne karşılığı?
-- 5 Kasım 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder