Bu sözü
Başbakan sarfetti, biliyorsunuz. 29 Ekim’de Ulus’taki “yasak” gösteride, polis
barikatını kimin kaldırdığı ve yürüyüşe izin verildiği tartışmasına, RTE bu
sözlerle noktayı koydu.
Valilik, İçişleri
Bakanına ve Başbakana dayanarak, gösteriyi yasaklamıştı. Ama, yürüyüşe izin
verilmesiyle iktidarın yumuşadığı sanılırken, Cumhurbaşkanının resepsiyonunda
anlaşıldı ki, Gül Valiyi bir gün önce çağırmış ve gösteride çatışmalara meydan
verilmemesi konusunda ricada bulunmuş.
Sonuçta,
Ulus’ta önce gazlandı millet ve Başbakanın sert tutumu yansıtıldı; ama sonra da
barikatların aşılmasına izin verildi ve Cumhurbakanının da ricası yerine
getirildi. Sonuçta Gül’ün çatışma olmasın
dileği gerçekleşti. Talimatın kaynağını Emniyet Müdürü- Vali ikisinde arayın!
***
RTE, “polis görevini yapmadı” dedi: “Barikatların
kaldırılması noktasında, sonra da alanda atılan adımlarda olsun, polisimizin
olayı daha ciddi tutması gerekirdi. Orada bir zafiyet göstergesi var”. RTE
bu sözlerle aslında olası büyük ve kanlı çatışmayı göze aldığını, herkesi
terrorist, illegal örgüt üyesi, holiganlar ilan ederek gözükaralığını belli
ederken, konumuz açısından önemli sözler söyledi:
“Başbakan olarak benim görevim
bellidir, Sayın Cumhurbaşkanımızın da görev alanı bellidir. Kimse de böyle bir
gayretin içerisine girerek durumdan vazife çıkarmasın.”
Gül’e, işime karışma diyor. Ulus gösterisi, iki
siyasi lider arasında yönetim felsefesindeki farklılığı ve rekabeti net
gösterdi.
Bu ve önceki
farklı siyasetler, iki yıl sonra ortaya çıkacak yeni durumun habercileridir.
RTE, Çankaya’ya çıkmayı başarırsa, Gül’e hükümeti oluşturma yolunu yolunu
açacak gözükmüyor. RTE, Başkanlık sisteminin gerçekleştirilmesine öncelik
veriyor. Böylece “iki başlı yönetim” de engellenmiş olacak. Tabii, kendisi hem
Başkan hem de fiili başbakan olarak!
***
Peki Gül? İki yıl sonra ne yapacak?
Temel soru budur. Aynı zamanda, düğümü çözecek soru da.. Birileri sanıyor ki, “işte bir şeyler yapar anlaşırlar, onlar kardeş..”
Eğer “kardeşlik” ise konu, RTE, Köşke çıkarken, hükümeti de Gül’e bırakır. Ama
hepsini kendisine istiyorsa, orada kardeşlik falan yok, siyaset var, kariyer
hırsı var, tekelcilik var, “kardeşi yok sayma” var! Ülke yönetimini kimin
üstleneceği konusunda “kardeşçe paylaşım”
olabileceği gibi siyaset ve iktidar dışı bir zırvalığı, siyaset literatürüne
sokmayalım!
Peki, Erdoğan,
iki yıl sonra, hükümeti Gül’e bırakır mı? Olabilir. Zoru görünce, başkanlığı
hukuki ve reel olarak gerçekleştiremeyeceğini... veya Gül’ün önemli bir
atılımla RTE’ye açmaza düşüreceğini görünce..
Hükümeti Gül’e
bırakırsa, Gül tamamen kendi iktidarını kurar. Bu iktidarın bileşimi ve
yönetimi de, politikası da, Erdoğan’dan farklı olur. Erdoğan da seyreder! RTE,
seyretmeyi kabul edebilir mi?!
***
Herkes kendi
siyasi geleceğini inşa ediyor. RTE, Cumhurbaşkanlığına çıkmak istemesiyle,
siyasette “topal ördek” durumuna
düştü. Ya Anayasa değişikliği ile Başkan olarak çıkmayı deneyecek.. Bu çok
zor.. Herkes engelleyecektir! Partisi dahil! Ya da, oradan, hükümeti hukuken
olmasa da fiilen yönetecek bir “sistem” kuracaktır. Bir emanetçi politikacı..
Bu iki olasılığı da deniyor. Bu iki olasılık içinde, Gül’e yer yoktur! Ama
başkanlık ne kadar imkansızsa, emanetçilik de o kadar zor ve sürdürülebilir
değil.
Gül ne yapar?
Mesela Cumhurbaşkanlığına adaylığını
yeniden koyar. Bu hakkı olduğunu danışmanı Ahmet Sever’e açıklattı. Ama koyar mı? Olasılık çok az.
Şimdiden siyasi
olaylar karşısında aldığı tutumlarla, RTE’den farklılıklarını ortaya koyuyor,
adeta bir siyasi program ve kişilik inşa ediyor kendisine.. Devamını
bekleyelim.
Gül’ün önündeki
olasılıklardan biri, siyasetten
çekilmektir. Bunu yapar mı? Yapmaz. Niye yapsın? “Kardeşi”nin kellesini
almasına neden izin versin? Siyaseti bırakma konusunda hiç bir işaret almadım.
Tam tersi durum var.
Diğer olasılık:
başbakanlığı, RTE’nin elinden çekip alması.. Bu, parti içinde değişecek
dengelerle ilgili. Dengeler değişir mi, tabii ki; siyaset tam da budur. RTE
Çankaya’ya çıkarsa, herşey değişir. Bu dengelerde, Cemaatin de Gül’e destek
vermesi büyük olasılıktır. Gül’ün Partiyi yönetmesi (ele geçirme!) mümkün.
AKP’yi sahada bir arada tutacak bir başka lider şimdilik gözükmüyor.
Eğer bu
olmazsa... RTE Gül’ü dışlarsa, parti kontrolünü de bırakmazsa..
Gül, AKP içinden ikinci bir parti bile
çıkartabilir. Bu parti, şüphesiz ki, bugün kayıp olan
eski merkez sağın (veya ona yakın) partisi olur. Yeni bir kanla. Bu fikir geniş
destek bulur. Gül’ün arkasında ABD ve Avrupa da olacaktır!
Bugünkü
verilerle olasılıkları tartışıyorum. Hepsi bu.
--- 1 Kasım 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder