Yarın sabah, hiç yüzyüze karşılaşmadığım,
telefonla bile konuşmadığım, ama sanki uzun yıllardır tanıyormuşum gibi
duyumsadığım ve sohbet etmeyi özlediğim Soner
Yalçın’ın mahkemesi var. Arkadaşları serbest bırakıldı, kendisiyle
birlikte, dünyanın en garip ama en intikamcı tutuklanmasına tanık olduğumuz Hanefi Avcı ve örgüt liderinden başka
herşey olabilecek Yalçın Küçük (ikisiyle
de hiç karşılaşmam ve konuşmam olmadı, Küçük’ü duruşmalarda gördüm), toplam 3
kişi tutuklu!
TÜBİTAK bir rapor daha göndermiş ki allahlık.
Mahkemeye açıklık getireceğine, işleri daha da karıştırdı! Ama bu bilirkişilere bu karıştırma görevinin
sanki verildiğini düşünelim.
Benim şüphem yok! Bilirkişi denen adamlar,
mahkemede suçlama konusu olan dosyaların dışında, Soner’in Hürriyet’e yazıp
gönderdiği dava ile ilgisiz yazılar üzerinde durup kafa karıştırıyorlarsa, emir
üzerine hareket ettiklerini düşünmekten başka çare kalmıyor..
Dava çökmüştür, ama bu davayı tezgahlayan sahtekarlar çetesi işin içinde!
Çöktüğünü kabul etmiyor, davayı uzatmak için binbir hile peşinde koşuyor,
davanın Ergenekon’a bağlanması için elinden geleni yapıyor. O zaman Odatv
davası uzamış olacak, Soner Yalçın ve arkadaşları içeride tutulacak ve
Ergenekon kararlarına dahil edilecek..
***
TÜBİTAK’tan göndertilen son raporun amacı da işte bu!
Mahkemeye bulanıklığı artıtrılmış bir rapor
göndermenin anlamı şudur: Biz sizi aptal yerine koyuyoruz, sen bu işin içinden
çıkamayacaksın! Bu rapora göre tutuklamaya devam kararı vermek zorundasın!
Ama bir yandan da
raporcular kendilerine kaçamak bir kapı da bırakıyorlar. Soner bunu saptamış,
diyor ki: “Bütün bu zorlamalara rağmen TÜBİTAK ek raporu şunu
demektedir.. İddianameye konu olan dokümanların her 3 bilgisayarda da
oluşturulmadığı, açılmadığı ve değiştirilmediğini söylemektedir. Ve hatta
işletim sistemi izleri ve dosya sistemi üst verilerinin bu kanaati daha da
kuvvetlendirdiğini açıkça ifade etmektedir.”
Yarın
Mahkeme, önlerine konan zırvalığı ellerinin tersiyle bir kenara itip,
vicdanlarının sesine, giydikleri yargıç cüppelerinin ahlakına, aldıkları hukuk
eğitiminin bilgisine, bu yargılamalardan daha önce verdikleri kararların
namusuna ve yüzü suyu hürmetine, asil davranmalı ve Soner ve arkadaşlarının
tutukluluk hallerini kaldırmalıdır.
Çetenin planları, bu kez, mahkemede
sökmemelidir ve arkadaki adalet mülkün temelidir yazısına çarpıp paramparça
olmalıdır.
Bu davayı, çetenin başına çalmak için elimizden
gelen herşeyi yapmalıyız arkadaşlar..
Bu sinsi, çetenin bu aptal geri zekâlı planı
bozulmalıdır.
Bu utanmazlık karşısında bütün dünyayı ayağa
kaldırmaya hazırlanalım!
Bu oyunun arkasında şimdi kim var acaba,
iktidarın dışlanan ortağı, cemaat mı hâlâ!?
***
O Mektubu Yazan Bendim
Hayır ben değilim: Balbay! Sevgili Balbay
yeni bir kitapla, hapishaneden 6. kitabıyla karşımızda! Bu kitap sevenlerinin,
okurlarının duygu ve düşüncelerini paylaştığı mektuplardan seçmelerden
oluşuyor. Balbay’a dört yıldır güvercinler uçuyor, mektup taşıyıp duruyorlar!
Binlerce mektup arasından Balbay çok güzel
bir seçki yapmış. Mektuplara bakıyorum, aslında gönderilen bütün mektuplar
sanki kitapta yer almış gibi! Herkes orada! Herkesin yazdıklarından bir parçayı
başkasının mektubunda bulacaktır.. Zaten yazanların isimlerini koymamış kitaba!
Yazanların el yazılarından fotoğraflarla belgeli hale gelmiş kitap.
Hapishanede ölen MİT uzmanı Kaşif Kozinoğlu’nun Balbay’a yazdığı
mektup da, tarihe tanıklık ediyor kitapta! Kozinoğlu’nun biliyorsunuz el yazılarıyla yazdığı ve
olayların arka planları hakkında verdiğ ibilgiler veya yaptığı
değerlendirmelerin belgeseli, Kaynak Yayınları’ndan da çıktığını anımsatalım.
Mektup- şiir.. başlıkları bile Türkiye’nin
duygu ve düşüncelerine ayna tutuyor..
İşte Cumhuriyet orada diyorsunuz.. Demokrasi
orada, gerçek insanlar orada..
Türkiye ki şu siyasi ve keyfi hapishane
dramını atlatamamış bir ülke!
Orada ne demokrasiden ne gelişmişlikten ne
uygarlıktan ne insanlıktan bahsedebiliriz..
Bu acı sürdüğü sürece, pusudaki
karanlıklardaki iki yüzle kurt-insanlardan kurtulamadığımız sürece, ülkenin işi
zor.
--- 15 Kasım 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder