Fotoğraf: Prof. Dr. Mehmet Erbudak
Bilim dünyamız çok değerli bir insanını, ben de dostum Prof. Yavuz Nutku'yu yitirdik. Dünyaca ünlü bir teorik fizikçi. "İnsanlığın tarihi matematiksel fiziğin tarihidir; ben de buna küçük katkılarda bulundum...” onun sözleridir. Alman Lisesi'ni, Robert Koleji ve Berkeley Kaliforniya Üniversitesi, Şikago Üniversitesi, Maryland ve Princeton... TÜBİTAk Bilim Ödülü, Phi Beta Kappa Ödülü.. Bilkent Üniversitesi Matematik Bölüm Başkanlığı, TÜBiTAK Feza Gürsey Enstitüsü kurucu müdürü...
Onu sanrım Ağustos 2010'da evinde ziyaret ettik Yılmaz Akyıldız ve Selman Akbulut ile birlikte.. Hastaydı ve ziyaretten önce Cumhuriyet'te 18 Temmuzda şu yazıyı yazdım, en iyisi bu yazıyı biraz zenginleştirerek yayımlamak...
Yavuz Nutku
Yavuz'la 25 yıl kadar önce bir Domuzlar Körfezi (veya Koyu) yolculuğumuz var. Hayır Küba'dan bahsetmiyorum, burası Datça'dan o zamanlar ancak motorla yarım saatte gidilebilen bir yerdi. Yavuz'un orada kooperatifi üyeliği vardı. Evleri ya yapılmamıştı ya da inşa halindeydi, belki de orada öyle evler yapılmayacaktı, harita üzerinde görmüş bizleri oraya sürüklemiş de olabilirdi!!! Bildiğim, orada bir çadırda kalacağımız veya kaldığımızdı. Doğrusu gerçeğin de tam ne olduğu hiç umurumda değil! Ama çoluk çocuk oraya gittiğimizi, çadırda kaldığımızı, akrep olasılığına karşı çadırın dışına daire şeklinde ilaç serptiğini biliyorum.
Her türlü enerji dolu, bu nedenle de müthiş deli dolu biri! Bir gün çat telefon, "Orhan zengin olabiliriz, sana bir teklifim var”. Uzaya ilk uydular yerleştirilmişti, bak birilerini bul, bir-iki metre çapında çanaklar ürettirelim (anten).. Uydudan TV yayınlaır dünyada yeni başlamış...
Henüz Türkiye'de çanak anten nedir bilen yok. Uydudan televizyon yayınlarını almak için yıllar sonra çanaklar üretilecekti! Aman, benden de ne “girişimci” olurdu! Ik mık, yahu Yavuz kime ürettireceğim... Sonraları ortalık çanak antenle doldu! “Köşeyi dönerdik”!
Başka bir gün de, bir yabancı kaynaktan İkinci Dünya Savaşı'nda Almanların Balkanlardan saldırı planlarıyla ilgili bir Barbarossa Savunması okumuş, heyecanla haber veriyor ve Türkiye'de bunu kimse bilmiyor, diyordu! Yavuzla ilgili sıradan 3 olay yazdım, yazılmayacakları saklamak için sadece!!
***
Yüzde 99,9'unuzun kim bu Yavuz dediğine eminim. Gerçek insanlarla ilgilenilmeyen bir ülkede safsata, aptallık, düşük zekâ her zaman kol gezer ve toplumu esir alır. Gerçek seçkinler hiç önemli değildir! Uyduruktan zil takıp davul çalanlar ortalığı kaplamıştır. Vasat toplum ve onların köşebaşlarındaki medyatik temsilcileri, seçkinlerden de nefret eder.
Yavuz Nutku, çok zeki bir uluslararası (matematiksel) fizikçimiz. Arkadaşları, hakkında bir “Anılar Yavuz Nutku” kitabı hazırladılar. Önce Prof. Yılmaz Akyıldız CBT’de bir yazı yayımlayalım dedi, sonra iş büyüdü ve uluslararası katılımlı bir kitap oldu! Yılmaz öncülük etti tabii ki!
Sayfaları çeviriyorum, diyen diyene ve öven övene!
Ama önce şunu belirteyim: Caanıım Yavuz'un adı, Yavuz Zırhlısı'ndan geliyor. Tabii ki, baba, Cumhuriyet'in Gemi Sanayisinin kurucusu, Ord. Prof. Ata Nutku olunca!
Yavuz, fiziğin uç noktalarında araştırmacı; örneğin gravitayonel dalgalar, topolojik kütleli gravitasyonel alanlar, tamamıyla entegre edilebilen sistemler gibi... Einstein denklemleri, gravitasyonal çekim kuantum çekim kuramıyla ilgili çok özel katkıları ve kendi adıyla anılan modelleri ile fiziğe önemli katkıları oldu.
“Genel görecelikte dinamiğin geometrisi” de bunlardan biri! Ülkemizdeki az sayıda rölativite öncülerinden... “Çarpışan gravitasyonel dalga çözümü” araştırmasını, çalışmalarının en önemlisi olarak niteler; bu da, literatürde “Nutku- Halil Çözümü” olarak bilinir!
Ama felsefe, resim, sinema, edebiyat, tarih, arkeoloji, evrensel politika.. da özel ilgi alanlarıdır!
Maryland ve Princeton'da öğretim üyeliği yaptı, ODTÜ, Bilkent, Boğaziçi Üni.'de çalıştı. Uzmanlığı ile ilgili uluslararası bilim kuruluşlarının yanısıra, Türkiye Bilimler Akademisi üyesi.
***
Yavuz, kendini tanıtıyor: “Roger Penrose'un, Road to Reality: A complete guide to the Laws of the Universe, kitabınde dediği gibi, insanlığın tarihi matematiksel fiziğin tarihidir; ben de buna küçük katkılarda bulundum...”.
Annesiyle birlikte gece gökyüzünde yıldızlara baka baka, kendini evrenin yasalarını araştırırırken bulduğu anlaşılıyor! Babası da ona bir teleskop alınca!
"Aslında astronomi coğrafya gibidir, hayranlık uyandırır, fakat gerçekte iş fizikte biter” gerçeğini edindiğinde, henüz çok gençti! “Bütün aldığım dersler boyunca en derin hazzı klasik mekanikten aldım” der!
Anılar kitabını karıştırıyorum... Çalışma arkadaşlarından Alan Newell Best, “Yavuz'la boğaziçinde yüzdük.. derin koyu gözleri merak ve humor doludur.. daha çok dinlemeyi öğrenmeyi seviyordu..” Charles Misner: Gravitasyonel teori gurubumuzda, keskin zeka ve sorgulaman ve meraklı olman, Einstein üzerindeki derin bilginle, hem öğrencilere şol gösterci oldun ve onları verimli çalışmaya yönelttin.” Lionel Mason, Roger Penrose ve daha pek çok yabancı meslektaşı Yavuz'a mesajlar gönderdi.
Türkiye'den arkadaşları hoş anılarla Yavuz'un katkılarını anlatıyorlar. Ahme Eriş, Cihan Saçlıoğlu, Yılmaz Akyıldız, Ali Ülger, Ayşe Bilge, Ali Nesin, Aysel Karafistan, Selman Akbulut, Mehmet Erbudak, Mahmut Hortaçsu, İlhan İkeda ve başkaları...
***
2007 Nisan başında Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji'de Yavuz'un zehir zemberek bir yazısını yayımladım. “Bunu, virgülüne dokunmadan yayınla” dedi. Yılmaz'a danıştım: "Kucağına bir ateş topu bıraktı..”
Dürüst ve cesur bir yazıydı ve ünlülerin kötülüklerini de yerden yere vuruyordu ve hepsi doğruydu! Yazısının sonunda diyordu ki:
“Şimdi hayatımın sonuna gelirken ilerideki bilim adamlarımıza bir tavsiyem var: Bilimsel yaratıcılık tek bir insanın beyninin içindedir. Sakın "hocanızın" sultasına boyun eğmeyin. Bu sizin rahatınızı sağlamayacaktır ama bilim dünyasına kalıcı eser vermenizin yolunu açacaktır.”
Çağırırsa gideceğim ve yatağının başında içeceğiz!
***
Çağırmadı, ama biz gittik. Yatağının başında biz içmedik, ama o votka içiyordu, ağır şeker hastasıydı!
Cenaze töreni Levent camiinde olacak, ayın 9 unda yani bu perşembe.. Ne yazık ik katılamayacağım, Roma'ya uçarken gökyüzünden Yavuz'a el sallayacağım. Anısı önünde saygı ve sevgi ile eğiliyorum...
--
obursali@cumhuriyet.com.tr
yukardaki resim, 1988 yilinin ekim ayinda Gebze'deki TUBITAK MAM'da cekilmisti.
YanıtlaSil