Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

24 Temmuz 2012 Salı

Enkazın Altından Yükselen Çığlık


İnsan şaşırıyor, acaba hangisi yazsam diye.. Sayısız konu önünüzden akıp gidiyor, şu sırada en çok ilgi alanınız içindekilerden ikisi “ağa” takılıyor.. Birincisi tabii ki iktidarın fosladığı ve giderek Türkiye’nin boynuna/ bedenine ilmik ilmik doladıkları Suriye.. Diğeri de Zaman gazetesi adlı basılı kağıdın “İşte Balyoz’un ıslak imzalı delilleri” diye manşetten verdiği sahte ve kasıtlı “haber”.
Yetti artık, diyerek bu “haber”e bakacağız tabii... Eskiden bu gazete, bu tür uyduruk ve sahte haberleri mümkün olduğu kadar “ekürisi” gazetelerde yayımlatırdı.. Şimdi onlar da bunlara itibar etmiyorlar mı ne.. Kendisi manşete çekiyor..
Bu “gazete” Haziran ayında da aynı konuyu gündeme getirmişti. Konu, Genel Kurmaydan mahkemeye iletilen bir takım “belgeler”. Mahkeme sormuş, Gölcükte elde edilen CD çıktılarının ıslak imzalı orijinalleri var mı diye.. Çünkü, daha sonra Gölcük’te “buldukları” CD’ler ile, Balyoz davasına yol açan CD’ler arasında, suçlamaya konu olan kısımlar aynıydı..
Davaya konu olan bütün belgeler CD’de kayıtlı, imzalı ve orjiinali olmayan dijital yazılardı.. Orijinalilleri yoktu, çünkü aslı astarları yoktu! Ayrıca, bütün CD’lerdeki kayıtların da 2003’te değil en erken 2007 sonrası hazırlandığı bilirkişi ve adli incelemeler sonucu ortaya çıkmıştı! Mahkeme dosyası bu sahtekarlık raporlarıyla doluydu!
Gerçekte fiilen çöken dava için, “sahte belge imal çetesi” orijinal ve ıslak imzalı belge imalatı peşindeydi! Ama bu olasılık da tamamen sıfırdı!
Davaların geldiği nokta, “büyük çöküş” ile nitelendirebileceğimiz bir durumdu! Tıpkı depremlerde gördüğümüz bazı evlerin kendi üzerine yıkılması gibi!
***
Genel Kurmay istek üzerine mahkemeye bir takım belgeler gönderdi. Ama belgelerin hiç biri Balyoz davasında suçlama konusu olan belgelerle ilgili değil. Ya neyle ilgili? Hepsi, Hava Kuvvetlerinin istihbarat raporları!
Davayı en iyi izleyen Dani Rodrik’in “Balyoz Davası ve Gerçekler” internet sayfalarında bu konu şöyle açıklanmıştı: ( http://balyozdavasivegercekler.com/2012/07/04/balyoz-mahkeme-baskani-bilmiyor-ve-yaniltiyor-zaman-yine-carpitiyor/ ) : “Balyoz ‘mahkeme’ başkanı, anlaşılıyor ki hakkında bilgi istediği belgelerin nereden çıktığından bi-haber. Eskişehir’de el konulan flaş bellekte kayıtlı olan (ve Hava Kuvvetleri tarafından asılları mahkemeye gönderilen) taranmış orijinal belgeler için ‘Gölcük’ten çıkan belgelerdiyor.”
Balyoz Mahkemesi Başkanı büyük bir sevinçle, işte istediğimiz Gölcük belgelerinin orijinallere geldi, konuyu yanlış, bilmeden veya kasıtlı duruşma zabıtlarına geçirirken, Zaman adlı basılı kağıt da birgün sonra, 16 Hasziran 2012’de bu uydurukluğu haber yapmıştı:
“Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Balyoz darbe planı davasına bakan mahkemeye gönderilen yazı, sanıkların savunmalarını çökertti. Yazıda, Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgelerin birçoğunun gerçek olduğu aktarıldı. Orijinal nüshalar ve onaylı suretleri gönderildi. Sanıklar, söz konusu belgelerin sahte olduğunu ileri sürmüş ve savunmalarını da bu tez üzerine kurmuştu.”
***
Şimdi son kullanıcıya bir milyona yakın bedava dağıtılan bu basılı kağıt, bir ay önce yanlış ve sahte olduğu belgelenmiş konuyu yeniden ısıtıp manşetine çekiyor.. Göksel Genç isimli birinin imzasıylaGenelkurmay Başkanlığı'nın İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği orijinal belgeler, Balyoz delillerinin sahte olduğu iddialarını çürüttü” diye, bir aylık kokmuş pilavı yeniden ısıtıp millete yedirmeye çalışıyor. Neden?
Kardeşim, bizimle sahtekarlıkla ısrarda yarışamazsın”, demek için mi?
Bir koku mu aldılar, “eyvah dava dayanaklarının sahteliğinin ortaya çıkması ve çürütülmesi karşısında, mahkeme artık dayanamaz ve gelecek hafta bazı tahliyelere karar verir” endişesiyle mi?
Mahkemelerdeki kendi adamlarıyla başbaşa verip aralarında “karşı kamuoyu yaratalım, bize destek çıkın ki biz de tahliye vermek zorunda kalmayalım” gibi bir görüşme oldu mu?
Yoksa, bütün bu sahte davaları kotaran, mahkemeleri kullanan cemaat ve iktidarın sivil-güvenlik “beyin”lerinin verdikleri bir kararla mı bu haberi yaptınız?
Amaç, mahkeme iradesini tamamen kendi baskıları altında tutmak ve bir “taşduvar” gibi davranmalarını sürdürmelerini sağlamak ve muhtemel tahliyeleri önlemek mı?
Tabii bir özel soru daha var, bunu da gazetecilik merakıma sayın:
Taraf vb gibi tetikçileri, Görmüş gibileri, bu haberiniz için, geçmişte olduğu gibi neden kullanmayı tercih etmediniz? Bir “sorun” (güven sorunu) mu var?
***
Cemaatçilerin dünkü manşetlerine bakınca şunu gördüm: Balyoz enkazının altında kalmışlar ve imdaaaaaat diye bağırıyorlar, “kurtaran yok mu?”
Yanıtı verelim:
Yok kardeşim.. Sizi kurtaracak bir teknoloji henüz imal edilmedi!
--23 Temmuz 2012 / Bilim ve Siyaset – CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder