24 Aralık 2019 Salı / Bilim ve
Siyaset - Orhan Bursalı
Dün Ekrem İmamoğlu’nu dinledik.. Büyük bir medya ordusu
ile birlikte. Tüm kadrosu arkasındaydı. Ne
yapıyor bu adam, sağa sola gezmekten ve siyasetle uğraşmaktan başka,
derken, dört başı mamur bir programla karşılaştık. Bir de siyasi ve yetkili
insan cesaretiyle..
Burada siyasilere övgü genellikle yoktur veya kıyısından
köşesinden iyi yaptı vb gibi yorumlar olur. Ekrem beyi de övmeyi düşünmem. Yaptığıyla
zaten övgü veya yergi alır milletten! Medya ise nesnel davranmalı. Ama siyasi
ve pratik eylemlerini değerlendirmede olumlu puanı da esirgememeli.. Peki neye göre?
Geçmiş büyükşehrin gizli saklı, ihaleleri yandaşlara
genellikle rekabetsiz, kayırıcı ve pahalı olarak veren ve bunu bir ülke ve
belediye yönetimlerinin artık doğmatikleşmiş bir uygulamasına dönüştüren, ülke
ve İstanbul’u yiyip bitiren politikalarına göre...
Başarının sırrı nerede
olacak?
Yani, İmamoğlu’nun mottosu şeffaflık ve katılımcılık olunca, buna kayıtsız kalmak mümkün
olmaz. Bir de, “hesap vermek” gibi
bir ilkeyi açıklarsanız.. 25 yıl hesap veren bir belediye gördük mü? Böylece
elimize, gazeteci olarak, kamu, ülke, İstanbul yararını öncelikle gözetmek için
büyük bir fırsat çıkıyor. Medya bunu ister. İmamoğlu “hesap vermeye yanaşmıyorsa
yönetici, orada işler ters gidiyordur” diyor. Çok doğru!
Zaten bu ilkeler, İmamoğlu’nu yükseltecek, başarılı
kılacak ve İstanbul’un bir daha karanlığa teslim edilmesini önleyecek en önemli
kıstaslardandır.. Bu çerçevede gerçekten 16 milyonun, İstanbul’un yararına,
insanların doğrudan hayatlarına dokunacak başarılı işlerde bulunursanız, halka
ve ülkeye hizmet edersiniz. Övgü ve takdiri sizde kalır.. Bir yönetici daha ne
ister?
“Adam belediyede değil, geziyor” deniyor ya, işin aslını
öğrendik: Tüm yöneticilerine, saptadıkları ilkeler çerçevesinde yetki verilmiş.
Hiç biri, tepeden gelecek emir ve talimatlara göre hareket etmiyor dedi İmamoğlu.. Bu önemli. Deneyimli
yönetici için bulunmaz bir fırsat.. Eskinin yöneticilerinin kulağı
nerelerdeydi? Belediye başkanında bile değil, AKP örgütünde ve Ankara
yönetiminde!
Kapalı kapılar ardında hesapsız kitapsız iş yapılmayacak,
diyor İmamoğlu; yapılırsa görülür, ayrıca belediye daha da batar, kaynakları
heba eder, halk da ilk fırsatta gereğini yapar...
6 aylık hesapta, 3,2 milyar liralık tasarruf yapmışlar.
Yani 1300 kreşe denk düşecek kadar. Net finansman ihtiyacını 6,4’ten 3 milyar
liraya düşürmüşler. 27 şirktin çoğunu zarardan kurtarmışlar. İhalelerde rekabet
sağlanınca, mesela 400 milyonluk ihale 200 milyona düşürülmüş. Eski yönetimin,
belediye şirketlerinin belediye ihalelerine girmesini engellemiş.. Nasıl?
Borçlu kılarak ve bu yolla ihalelere girmesini engelleyerek. Böylece ihaleler
yüksek bedellerle peşkeş çekilmiş. İstanbul’un hakkı hukuku malı..
Peki İspark’ın
6 aylık gelir gider dengesi ne oldu?
İlkeleri:
İsraf yok.. En çok tasarruf.. gereksiz işlere para yok..
Kaynaklar 16 milyon için.. Demokratik katılım ve ortak akıl..
Neler yaptıklarını sağda solda okuyacaksınız. Ben
İstanbul için üç ana çerveveyi beğendim: Adil, Yeşil, Yaratıcı.. En önemlisi,
bilim ve aklı yönetime sokacağız sözü. Bu amaçla İstanbul 2050 Vizyonu
planlaması. Bu amaçla, eski yönetime Ankara’nın (daha iyi yağma için)
lağvettirdiği İstanbul Master Planlaması Vizyon
İstanbul Ofisi’nce yeniden diriltiliyor. İstanbul İstatistik Ofisi ve
Enstitü İstanbul kuruluyor.
Şu önemli: Tüm çocukların, zengin yoksul, benzer
koşullarda yetişmesi. En zor konudur ve gerçekleştirilmesi de olanaksızdır. Ama
bu yolda çaba sarf etmek takdire değer. Kadın istihdamına öncelik vermek de
önemli..
Kırsalı kentle bütünleştirmek, üreticiye destek
organizasyonları önemli.. Köyleri kentle buluşturmak, kırsalın düşünce – sosyal
yapısını da değiştirecek önemli bir adımdır.
Daha bir sürü şey.
Doyurucu bir sunum. Bize izlemek düşecek.
İstanbul’un hakkını
savunmak
İstanbul gibi 16 milyonluk bir yapı ve ülke için önemi,
İmamoğlu’nu siyasi olarak da öne çıkartıyor.
İstanbul’u Ankara’ya yedirmemek için elinden geleni
yapacak heyecan ve gençlik var.
Ankara ile çok çatışmasını izleyeceğiz. İstanbul’un
hakkını savunacak bir yönetim işbaşında gözüküyor.
Bu da İmamoğlu’nun siyasi yükselişini hızlandıracak etki
yapacak, hele kent yönetim başarısıyla birleşirse...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder