1 Aralık Pazar, 2019 / Bilim ve
Siyaset - Orhan Bursalı
Babacan, Karar gazetesinden sonra, Fatih Altaylı’nın programında boy
gösterdi. Partisini kuracak; bu tür siyasetçilerin kuruluştaki tercihleri hep
“geniş cephe” politikası. Özal
başlattı, “4 eğilimi kucaklama”. AKP,
yani Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ali Babacan vb de, iyi sonuç veren 4 eğilimi
kucaklamaya sarıldı. Erbakan’a karşı yenilikçi grup olarak harekete geçtiler; Özalistlerden
bir kısmı, o zamanların merkez - orta sağ politikacılardan bir grup, demokrat
ve bazı sosyal demokrat katılımıyla, AKP’yi kurdular.
Grubun lideri o tarihte bir adım öne çıkan Tayyip Erdoğan’dı.
Ama: Erbakan’ın partisinde muhalefet şekillenirken de Tayyip Erdoğan bir
adım önde miydi, doğal lider pozisyonu var mıydı, yoksa liderlik pozisyonunu
İstanbul Belediye Başkanlığındaki görevi ve tanınmışlığı ile mi, o dönemde
hükmettiği ve parti kuruluşunda finansman kaynağı olabilecek maddi gücü elinde
bulundurmasından dolayı mı “kabul
edilmiş lider” olarak öndeydi, bilmiyorum.
Her halde başka hiç kimse RTE kadar kaynak üzerinde söz sahibi değildi.
Derken, RTE partideki muhaliflerini şu veya bu şekilde, bazen
şereflendirerek etkisizleşme politikasının sahibi iken..
Bir danışma kurulu kurarak, Arınç vb’ler gibi şereflendirerek
etkisizleştiremediği Ali Babacan, zamanın olgunlaştığı düşüncesiyle yeni parti
girişimine soyundu. Şüphesiz arkasında Abdullah beyin gücünü alarak. Gül
olmasaydı, doğum zor olabilirdi.
Gül, başka bir senaryoda, RTE’nin şu veya bu şekilde olmadığı
koşullarda, AKP’nin başına çağrılacak, oraya
gidecek kişidir. Çünkü AKP o koşullarda başsız tavuğa döner. O zaman Babacan ve
arkadaşları eski yuvayla birleşir..
Babacan’ın eksik iddiası
Ali Babacan, demokrasi, adalet, hukuk, insan hakları, ifade özgürlüğü, AB
hedefi dedi.
AKP kurulurken de bunları söylüyorlardı! Düşünün, yıllar aktı ve değişen
bir şey var sadece: Bu sayılanların hepsinde kötüye gidiş, dibe vuruş,
perişanlık!
Bugünkü muhalefet partileri de bunu söylüyor.
Eh, müstakbel bir muhalefet partisi olarak, Alı Babacan da bunları
söyleyecektir şüphesiz, yoksa iktidarı beğenmek ve desteklemek için bir parti kurulduğu
görülmemiştir.
Ali Babacan’ın iddiası
şu: AKP kuruluşta doğru politikalar
izliyordu, sonra bu politikalardan saptı. Sapmasaydı bugünkü ağır ekonomik
kriz, dış politikada yalnızlıklar, bugünkü sorunlar ortaya çıkmazdı. Ben ve
arkadaşların şimdi kuruluştaki politikaları izleyeceğiz. Çünkü o politikalar
sayesinde AKP parlak zamanlar yaşadı. Parlamenter sisteme geri döneceğiz.
Ali Babacan, 2015’e kadar AKP’nin ekonomi kurmayıydı. Dış işleri bakanlığı,
devlet bakanlığı, başbakan yardımcılığı yaptı. 2002’da 2015’e kadar 4 dönem
milletvekili seçildi. 2015 Kasım seçimlerinde ise hükümette kendisine görev
verilmedi.
Yani Ali Babacan saf dışı bırakıldı, RTE bakanları arasına alsaydı,
görevini sürdürecekti. Bunu not edelim. RTE artık aile bireylerini öne çıkartacaktı.
Fetö’ye övgü
Ali Babacan da iktidarın, tüm AKP gibi, iktidarın kirli ittifakı F.G ile de
“iltisaklı”ydı. Türkçe olimpiyatlarında F.G’ye
sevgilerini gönderiyordu: “Bütün bu çalışmalara yön veren, ilham kaynağı
olan çok değerli Fethullah Gülen Hocaefendiye burada şükranlarımı sunmak istiyorum.
..”
Evet övmeyen yoktu. AKP içinde F.G’ye karşı olan tek bir siyasetçi, tek bir
Allah’ın kulu var mıydı? Esas olan budur! F.G’yi iktidar ortağı yaparak, hepsi
kanlı askeri darbe girişiminin yollarını açmışlardı.
Ali Babacan, vaktiyle “yolsuzluklar
kimse göz yumamaz” diyecek, ancak bu konuda bir şey yapamayacaktı. 17
yıllık dönem, Türkiye’de kayırmacılığın, yolsuzluğun tepe yaptığı dönem olarak
kayda geçerken, Ali Babacan bu konuda susuyor. Altaylı’nın soruları arasında
yolsuzluk vb yoktu.
Babacan ekonomiyi yönetti, ülkede yolsuzluğun ulaştığı büyük boyutlar
konusunda tahmini rakamsal açıklamalar yapabilir. Bu gerçekleri, iktidarın bir
önemeli yapısı olarak, kendisinden başka daha iyi kim bilebilir? Evet sen de
orada değil miydin gibi sorular gelecektir, ama 17 yıllık iktidarı eleştirirken
bu konuda susmak? Nasıl ilerleyecek bunları gündeme getirmezse?
Mesele sadece “ifade özgürlüğü” mü? Değil tabii.. Babacan “olmadı baştan”
diyor.. Yarın devam!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder