19 Aralık 2019 Perşembe / Bilim ve
Siyaset - Orhan Bursalı
Şu grafiğe bakın, kimya alanında yapılan en değerli ve
nitelikli araştırmaların ülkelere –üniversitelere kurumlara– göre
dağılımını görüyorsunuz. 2018 yılı bilimsel makalelerin değerlendirilmesi var
grafikte. Dünyada en nitelikli 82 kimya mesleki dergisinde yayınlanan yüksek
nitelikli – değerli araştırmaların başka bilim insanları tarafından
kullanılması (atıf – referans verilmesi) oranlarına /paylarına göre düzenlenmiş bir grafik.
Bu liste başı, son 3 yıl hep ABD’li bilim insanları –
kurumlarıydı. Çin üçüncü sıradaydı. Bu yıl başa oturdu. Çin’in etkili kimya araştırmaları
üretimi, listede yer alan üç Asyalı komşusunun, Hindistan, Japonya ve Güney
Kore’nin toplamının iki katı! Almanya 3., Japon 4., İngiltere 5., Fransa 6.,
Güney Kore 7., Hindistan 8., Kanada 9., ve İspanya 10.sırada. Herhalde,
Türkiye’nin bu listede varsa bile çok uzağında olduğunu söylemeye gerek yok.
Dünkü yazımda Çin’in devasa ilerlemesini yazmıştım. Yukarıdaki
yeni açıklanan liste bunun kanıtlarından biri..
“Kurtuluşumuz bilim ile
olacak”
Pusula, matbaa, kağıt ve barut, Çin’in antik zamanlardaki yüksek
uygarlığının dünyaya hediyeleriydi. Sonra büyük kargaşalıklar durgunluklar iç
savaşlar yaşadı. Çinli genç bilim insanları daha sonra kurtuluşumuz bilimle
olacak diye harekete geçtiler. Geri kalmışlıklarımızın gerçek nedeni
bilimden uzak durmak dediler. Batı’nın askeri ve ekonomik gücünün altında bilimin yattığını gördüler
(HBT: Çin nasıl süper güç oldu?) Gençler, Çin’i bilimle kurtaracağız, dediler.
Mao zamanında Çin bilimle ilişkisinde çeşitli badireler atlattı, sonunda Deng
Siaoping Çin’in kesin bilimle buluşmasının yolunu açtı.
“1978 ve 2018 yılları arasında 5.860.000
Çinli öğrenci okumaları için yurtdışına gönderildi. Son yıllarda bu
öğrencilerin geri dönüp araştırmalarına kendi ülkelerinde devam etmeleri için
teşvik programları düzenleniyor. Son 150 yıl boyunca bilim ve teknolojinin
ülkeyi ileri götüreceği inancı Çin kültürüne iyice benimsenmiş durumda. Büyük
kentlerden, kırsal bölgelerdeki yerleşim alanlarına, duvar yazıları ve
posterler bunu açıkça gösteriyor. Bu yolda ilerlerken Çin’in süper güç olmasına
yol açan en önemli etmenlerden birinin de dışa açılma olduğu görülüyor. (HBT)
ABD’yi her alanda geçiyor
Çin’in
büyük gelişmesini anlamak için, yine HBT’de yayımlanan araştırmaya bakın:
“2000-2017 yılları arasında Çin’in yüksek
teknoloji yoğunluklu ürün ihracatı 41,7 milyar dolardan 504 milyar dolara
sıçrarken, ABD’nin yüksek teknoloji ihracatı 197,8 milyar dolardan 110 milyar
dolara düşmüş. 2000 yılına göre 2017 yılında ABD’nin yüksek teknoloji ürün
ihracatının toplam imalat sanayi ihracatı içerisindeki payı %33,8’den %13,8’e
gerilemiş, Çin’in payı ise %19’dan %23,8’e yükselmiş (Bayram Ali Eşiyok)
Ayrıca
“2005-2017
yılları arasında Çin’in imalat sanayi katma değeri 734 milyar dolardan 3,6
trilyon dolara, ABD’nin ise 1,7 trilyon dolardan 2,2 trilyon dolara yükseldi.”
Şu
tabloyu inceleyin:
2000
|
2016
|
||
Çin
|
Toplam Patent
|
51.906
|
1.338.503
|
Çin
|
Bilimsel Makale sayısı
|
426.165
|
|
Çin
|
Ar-Ge/GSYH (%)
|
0,89
|
2,11
|
ABD
|
Toplam Patent
|
295.895
|
605.571
|
ABD
|
Bilimsel Makale sayısı
|
408.985
|
|
ABD
|
Ar-Ge/GSYH (%)
|
2,62
|
2,74
|
Bilimsel
makale sayısında, toplam patent ve Gayri Safi Milli hasıladan ARGE’ye ayırdığı
payda ABD’yi geride bıraktı.
Çin 1980-2018 yılları arasında
yıllık ortalama %9,5 oranında büyürken, ABD %2,6 büyüdü.
Daha
neler...
ABD,
bütün gücüyle Çin’i durdurmaya çalışıyor. Ticaret savaşlarının ardında yatan
nedenleri merak mı ediyorsunuz..
Yukarıdaki
tabloları inceleyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder