16
Aralık 2019 Pazartesi / Bilim ve Siyaset - Orhan Bursalı
Okurlar
yeni partilerle ilgili sorular yöneltiyorlar ve “tutunabilirler mi” diye merak
ediyorlar. Bir sürü siyasi gevezelik edilebilir, AKP’den doğan partiler
üzerine. Babacan’ın kuracağı partiyi de katarak söylüyorum. Tutunabilecekler
mi, yüzde kaç oy alabilecekler, toplumda karşılıkları olacak mı, AKP’den mi en
çok seçmen devşirecekler yoksa diğer partilere oy verenlerden mi veya yüzer
gezer seçmenlerden mi...
Bunların
hepsi şimdilik spekülatif düşünceler olmaktan ileri gitmez.
Bu
partilerin ne olup olmayacağını belirleyecek olan, pratiktir; bilginin ve “doğru”
yanıtın pratikten doğar. Şu an yapılan “kamu oyu” yoklamalarının hiç bir anlamı
yok. Neredeyse, doğmamış partilere desteği vb sormak boştur.
Eldeki birinci gerçek şu: AKP doğurdu. Daha önceki, mesela
Abdüllatif Şener’in çok çok erken doğmuş partisi ile bu doğumları kıyaslamak
yanlıştır. Şener’in partisi, AKP’nin yükseliş zamanında bir yanlış doğumdu.
Şimdi ise AKP’nin düşüş, ancak bir manivela ile (MHP) iktidarda tutunabildiği bir
zamanda iki parti doğuyor. Bu bakımdan kıyaslama doğru değil, çünkü koşullar
değişik.
Ama
şunu söyleyebiliriz, bu nedenle toplumda bir karşılıkları olması beklenir.
Tabii, beklentilere yanıt verecek bir başarım gösterebilmeleri şartıyla.. Bir
görelim. Nasıl bir rüzgar estirecekler ve nasıl bir seçmen ortamı yaratacaklar
kendilerine.
İkinci gerçek: AKP öncesi eski “merkez ve merkez
sağ”ın yeniden biçimlenmesi, bir alternatif olarak doğmasının da koşulları
yaratılıyor denebilir. Süreç normal işleyecek deniyor ve 2023 seçimleri
düşünülüyorsa, İY Parti dahil, dahası Saadet dahil, çift yumurta ikizleri ile
birlikte merkez sağda yeni bir yapılanma ortaya çıkabilir. Tabi erken seçimi
dile getirenler var, RTE emin olmadan seçime gitmez. Seçim sistemini
değiştirmeye gider mi bilmiyoruz.
Üçüncü gerçek: Yüzde 1’lik seçmenin bile, bu yeni
sistemde gücü olacak. Çünkü asıl bu sistemde gerçek bir koalisyon dönemi
başladı. Cumhurbaşkanlığını koalisyonlar belirleyecek. Ama gerçek koalisyon;
her şeyi konuşulmuş ve belirlenmiş!
Dördüncü gerçek: Seçim yeni bir anayasal sisteme düzene
geçişi gündeme getirecek. Partiler arasında yeni anayasanın tartışılması bitmiş
ve üzerinde fikir birliği sağlanmış olacak. Padişahlık sistemi bitecek..
demokratik parlamenter sistem... Görevleri doğu belirlenmiş güçlü kurumlar ve
liyakat sistemi.
KİTAP:
BÜYÜK HESAPLAŞMA
Balyoz
davasının ortaya çıkardığı gerçeklerden biri, tutuklu subayların içlerinde
büyük bir yazarlık cevheri taşıdıkları. Hem düşünsel açıdan hem araştırmacılık
yüksek potansiyelleri bakımından hem de kurgu – roman senaryo yazarlığı
açısından... Çok örneğini görüyoruz. Ve hepsi düşünce dünyamızı zenginleştiren
eserler ortaya koyuyor.
Semih Çetin’in Büyük Hesaplaşma kitabı (Destek
yayınları) bunlardan biri. Tümamiral ve Donanma Kurmay Başkanı iken
tutuklanmıştı Çetin! Bir İhanetin Öyküsü
– Hasdal’da Bir Amiral ve Nerede Kalmıştık? Kumpas Açığa Çıktı kitaplarını
yayınladıktan sonra şimdi bir kurgu kitap – roman ile karşımızda.. Çok hoş ve
yaratıcı. Silivri’de tutuklu kumpas mağduru bir avuç vatansever, Cezaevinden
kaçarak Türkiye’yi zor durumlardan kurtaracak planların peşine düşüyor.. Çok
şey var.. İhanet, dostluk, gizli örgütün deşifre edilmemiş yüzleri..
Üç
arkadaşın öğrencilik yıllarında büyük dostluğu ile başlayan yürüyüşleri ve
büyük sürprizlerle biten yolculukları.
Keyifli
okumalar diyebilirim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder