2 Aralık 2019 Pazartesi / Bilim ve
Siyaset - Orhan Bursalı
Ülke “karanlık bir tünelde”... ve “kurtarıcı” olarak Babacan meydanlara çıkıyor!
Babacan “karanlık tünel” derken kastettiği esas olarak ekonomik kriz.
Buradan yola çıkarak ülkenin içinde bulunduğu durumu tarif ediyor. Şöyle
soralım: ekonomik kriz olmasaydı Babacan da kendisine “ihtiyaç” da olmayacaktı,
öyle anlaşılıyor. Oysa karanlık her alanda, üstelik yeni de değil, 2015
Kasımına kadar kendisi hükümette iken de adalet, demokrasi, ifade özgürlüğü,
dış politikada derin sorunlar vardı.
Ama Babacan ortalıkta yoktu, daha doğrusu sorunların parçası ve ortak
sorumlusu olarak vardı.
Hadi diyelim, ekonomiden sorumluydu. Peki ekonomi iyiye mi gidiyordu, o
ayrıldıktan sonra pardon Bakanlar Kuruluna seçilmeyince ve bunun sonucu olarak
mı ekonomi krize girdi?! Babacan ekonominin harika çocuğu muydu..
Babacan’ın şu tablosuna bakalım (TÜİK verileri, kişi başı milli gelir $): 2006> 7.906; 2007> 9.656; 2008>10.931; 2009
> 8.980; 2010> 10.560; 2011 > 11.205; 2012 > 11.588; 2013
>12.580; 2014 > 12.112; 2015 > 11.019; 2016 > 10.883; 2017
> 10.602; 2018 > 9.632. Bu yıl
ise daha aşağı gerçekleşecek.
Türkiye ekonomisi tıkanmış, Orta gelir tuzağı adı verilen 12 bin dolarlarda
kalakalmış, sonra da baş aşağı gitmeye başlamış, emperyalist güçlerin oyun
alanının bir parçası olmuş, çünkü bir tweet ile berhava edilecek bir
kırılganlık ve zayıflıkta kalmış.
Borç ekonomisinin adı
Babacan, borç ekonomisinin adıdır. Finansal araçlarla ülkelerin refaha
ulaşabileceğini kalkınabileceğini düşünenler ekolündendir.
Nitekim Türkiye ekonomisinin ulaştığı kişi başı 12 bin küsur bin dolar
milli gelire paralel artan dış borçları giderek alacaklılar açısından riskli
olmaya başladı. 2019’da milli gelire olan borç oranı yüzde 61’i geçti. (30.9.
2019, Hazine açıklaması).. 2009’da 269 milyar dolar olan dış borç basamak
basamak yükselerek 2019’da 447 milyar dolara ulaştı.
Dolara bakalım (ortalama alış fiyatı TL)
2006 >1,4318;
2007>1.3015; 2008
>1,2930; 2009 >1,5474; 2010 >1.5011; 2011 >1,6708; 2012
>1,7921; 2013 > 1,9020; 2014 >2.1881; 2015 >
2,7209; 2016 >3,0123> 2017 > 3,6491; 2018
> 4.8154; 2019 > 5,6523
Babacan bu tabloya bakarak, “bakın ben
gittikten sonra her şey baş aşağı gitmeye başladı mı diyecek?
Babacan’ın ekonomide yeni bir sözü var
mı? Yoksa adalet ve demokrasinin gelişmesiyle Türkiye’ye yeniden güven gelir,
para akar ve biz de kalkınırız gibi, artık ucubeleşen eski ekonomik anlayışın
politikcısı mı?
Parti kursun tabii ki
Hayır, Babacan ve arkadaşları niye
parti kuruyor diyecek değilim. Amacım bugün tüm alanlarda dibe vurmakta
sorumluluğu olduğunu anımsatmak. Bir bellek tazelemek.
Babacan, RTE sona doğru hızlı
adımlarla koşarken, yeni bir AKP doğurmaya çalışıyor. Çizdiği politikayla
aynı yolda. Şansı var mı? AKP ve RTE’den kopanların gideceği kolay ve
kestirme yol oraya mı çıkar? Ne kadar şansı var, bilinmez.
Bu arada, RTE – AKP’nin iflasındn
kaçanlar, Babacan’ın partisine mi yoksa Davutoğlu’na mı akarlar?
Davutoğlu AKP taban teşkilatında daha
mı etkili? Sanki. Babacan’ın yanında Gül’ün varlığı, her iki liderin etkisini
de dengeler mi?
Ortada bir AKP – RTE mirası olacağı
açık. Bu mirasa iki lider de hevesli..
Ama belirtelim ki, artık AKP ve mirasçılarının ülkeye vereceği ne var,
sorusunun yanıtı yok.
CHP ve muhalif yol arkadaşları içinde
bulunduğumuz koşulları iyi değerlendirirlerse, mirasçılar umduklarını bulamazlar.
Son söz olarak şunu belirteyim: Henüz
işin başındayız ve siyasi tablo çok renklenecek ve yepyeni olasılıklar ortaya
çıkacak.
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder