İktidarın sözde “barış ve çözüm süreci” göz
boyaması ile, PKK’nın üç yıllık silah ve cephane yığınağına, dahası ilan ettiği
özyönetim örgütlenmesine bile göz yumması sonucu terör bugünkü dehşet boyutuna
ulaştı.
Şüpheniz olmasın, arka planda “biz nasıl olsa onları toptan hallederiz...”
gibi bir mantık da yürürlükteydi. Bu mantık, “siyasi kazanç” olasılığı ile
birleşti ve bu sütunda “şehir terörü
gelecektir” diye çok kez işaret ettiğimiz zamanları yaşar olduk.
“Barış” mı? Şüphesiz ki ülkenin en çok ihtiyacı
olduğu şey. Fakat barışı, Kaf dağını aşıp ardına baksanız bile göremezsiniz.
PKK ve siyasi yardakçılarının, yanı başımızdaki
PKK’severlerin dayattıkları hep ayrılık çözümü oldu. “Kimlik”li, ayrı yapı,
ayrı meclis, ayrı savunma, özerk yönetim... falan.
Burada yine yazdım: Birlikte yaşanamayacak
durumun faturası çok ağırdır, ama bu mutlak bir kaçınılmazlık ise, az ağrılı
olarak uzun zaman içinde olabilir. Ama Türkü Kürdü bu topraklarda öyle
karışmıştır ki, birlikte yaşamaktan başka da şansları çok azdır. Batıda
yerleşmiş bir Kürdü kessen doğuya zor gönderirsin.
Bunu PKK görmez olur mu.. Ama Orta Doğu’da
yakaladıklarını düşündükleri Suriye’de PKK devleti- üssü olasılığı ve ABD/Batı
askeri-siyasi desteği, terörü kentlerde büyük boyutlara taşımasına vesile oldu.
Şüphesiz, Doğu’da “özyönetim” alt yapısının parçalanması da, PKK’yı kent
kısasına yönlendirdi.
Halk sıfır
güvenlik içinde
Bu çapta bir terörün ve savaşın ana sorumlusu,
başta dediğimiz gibi siyasi iktidardır. Devlet ve kurumlarının elinden,
kentlerde terör ve elemanlarını denetim olasılığı sanki tamamen yok gibidir.
Siyasi sorumlular her ne kadar “neler
yakalıyoruz bir bilseniz..” deyip dursunlar.. İrili ufaklı bir şeyler
yakalamış olsalar bile, millet için önemli olan yakalayamadıkları,
önleyemedikleridir. Bir terör heyulası İstanbul ve tüm Türkiye’de esmektedir.
Terör, bir daha asla birlikte yaşanamayacak bir ortamın başarılı
kışkırtıcısıdır. Amacı bu, ama Kürtler hiç de PKK gibi düşünmüyor.
O halde niçin ve ne amaçla bombalıyorsun..
İntikam için mi? Ya tutarsa diye mi? Bunları bir kenara bırakalım ama siyasi
hedefleri var: Bıktırıp “dize getirme” stratejisinin uygulamasına geçtiler.
PKK’yı bu noktalara getiren, tonlarca bomba
yüklü araçları bile saptayabilecek yetenekten ve terör ağını dağıtmaktan yoksun
siyasi iktidar, politikalarıyla halkı teröre kırdırıyor; sıfır güvenlik,
korkunç bir yalnızlık...
CHP
ANAYASASI
Nihayet, burada yazıp çizdiğimiz konuyu çok geç
olsa da gündemine aldı CHP, özgrlükçü anayasa taslağı hazırmıyormuş ve AKP’nin
başkanlık anayasasına karşı seçenek olarak Meclis’e sunacakmış. Bu amaçla,
Parti Tüzüğü çalışması ertelenmiş.
Anayasa’nın 5 önemli niteliği de şöyle
olacakmış: Laik, demokratik, özgürlükçü, hukukun üstünlüğüne dayalı ve sosyal
devlet.
Hadi hayırlısı!
İKTİDARA
YİNE İHALE KIYAĞI
Saray’ın damadı Enerji Bakanı için ihale yasası
yine değiştirildi. Kaçıncı kez? Bakanlığın alımları vb Kamu İhale Yasası’nın
dışına çıkartıldı. İhaleleri artık yandaşlarına dağıtmanın yeni bir yolunu da
açtılar.
Bir diş teknisyeni şirketin yönetici ile
konuşuyorum.
“Orhan
Bey, devlet hastanelerinden tek bir ihale almak mümkün değil. En uygun fiyatı
verseniz bile.. Tümü, tamamen iktidarın doğrudan adamlarına veriliyor. Düşünün,
İstanbul’dan katılıyor İzmir’deki ihaleyi kazanıyor..”
Türkiye böyle bir dönem yaşamadı, bir daha da
yaşamayacak..
9 Haziran 2016 Perşembe / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder