Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

26 Ocak 2014 Pazar

Türkiye de Özgür Değil, Okumuşları da

İki olay üst üste düştü, tabii ki cuk diye örtüştü, hem de nasıl!
İlki, Freedom House’un her yıl yayımladığı “Dünyada Özgürlük-2014” araştırmasının sonuçları.
İkincisi de Cemaat’in organize ettiği  “100 Aydın’dan Hükümete, Yetti Artık, Yolsuzluğu, Ergenekoncuları ve Balyozcuları AK’lama” imzalı bildirisi..
***
İlkinde, Türkiye yarı özgür ülkeler arasındaki konumunu koruyor. Puanı 3,5. (bilgi:1-2,5 puan: özgür; 3-5 puan: yarı özgür; 5,5-7 puan: özgür değil..)
Türkiye’nin bu özgürsüzlüğü yeni değil, yıllardır böyle (*). Başka araştırmalar da bunu destekliyor ve bizi diktatörlüklerin bir üzerindeki sınıfta, Melez Ülkeler arasında gösteriyor (The Economist Intelligence Unit)... Türkiye bu son araştırmada Medeni Haklar-İnsan Haklarından 4 puan, Politik Haklar’dan 3 puan almış (1 en iyi, 7 en kötü). Ama alt başlıklarda eksilere düşüş var.
***
İkinci olay, Cemaatin son bildirisine imza koyan okumuşlarımız konusu. Türkiye Yarı Özgür haberinden iki gün sonra bu bildiri sökün etti! “Yolsuzluğu Aklama”ya tamam da, “Ergenekon ve Balyozcuları Aklama” ne oluyor? Bu davaları sürdüren Cemaat polisi ve yargısı.. delilleri sahte, yüzlerce kişi yıllardır içeride.. Neden? Darbeye mi kalkıştılar? Bunun belgesi nerede?
Bu bildiriye imza koyanlardan birinin bile, namusluca, dürüstçe, kendi aklı ve beynini kullanarak suçlamalara, delillere ve savunmalara bakarak, davalar hakkında bilgi sahibi olduğunu %99 sanmıyorum. Bunları bir araya getiren unsurlar şöyle:
a) Kalıplaşmış önyargıları var, atom bombasıyla bile bunu parçalayamazsın (aralarında akademisyenler de var, düşünün artık!);
b) Ciddi bir delilin olup olmaması zerre kadar önemli değil, “bu siyasi davadır; asker- subay olsun da defteri sonuna kadar dürülsün, soyuna sopuna kadar”;
c) Bir kısmı Cemaat gazetelerinde yazıyor, yani çıkarları böyle gerektiriyor;
d) Bir kısmı Cemaatçi veya Cemaate yakın..
e) Bir kısmı arkadaş çevresinin kurbanı, “gel bi imza at”...
Siyasi ve Cemaatçi konumlar dışındakilerin ortak özellikleri, araştırma, öğrenme, bilgi, bilgi edinme özürlü olmaları. Bunlara “özgür olmayan beyinler” rahatça diyebilirsiniz.
“Yarı özgür” ülkenin, okumuş ama özgür olamamış beyinleri derseniz şaşırmazsınız. Okumuşların cehaleti.. Bu tipleri örneğin “Neden melez ülkeyiz, neden yarı özgür ülkeyiz” diye alanlarda göremezsiniz, bildiri de imzalamazlar, bunu tartışmazlar bile..
***
Şimdi bu kafaları bağlananları, son TÜBİTAK raporu, bi çarptı pir çarptı! Ama yine de onları, örneğin Çağdaş Ulus’un haberleştirdiği TÜBİTAK’ın son raporu ayıltır mı bilemem.. Belki de O da ne derler.. Söyleyelim, o da ne:
Hani “Balyozcuları Aklama” diye altına imza attığın bildiri var ya.. İşte, mahkumiyetlerinde rol oynayan ve bu davanın bir parçası oan Payrozköy davasında delil olarak kullanılan 5 nolu CD’nin (CD nedir diye sormazsın umarım!) orijinal olmadığını, kullanılmayan bir harddisktan kopyalanarak, başka bir harddiskte 2008’da yeniden düzenlendiğini ve virüsle çoğaltıldığını belirtiyor...
Çok mu karışık oldu senin için.. Davayı inceleyip öyle imzanı kullansaydın, hiç zor olmazdı. Ama şu kadarını söyleyelim: Savcı CD’nin 2003’te yazılıp kapatıldığını söylüyordu!.. Biraz çaktın mı durumu!
Haa bir de şunu belirtelim: İçinde tek bir ıslak imzanın bile bulunmadığı, bu CD’de hani seni inandırdıklarıSuga, Oraj, Sakal gibi Türk jetinin düşürülmesinden cami bombalanmasına kadar birçok planın yazıldığı belgeler” vardı.. O “belgeler”i şimdi CD’lerin içindeki sıçanlar yemiş!  Kapi!
Yo yoo, bu CD’lerin sahteliği ilk kez Tübitak raporlarıyla belgeleniyor değil.. Daha iki yıl önce ulusal ve uluslararası uzmanlardan alınan sayısız raporla, bu zaten kanıtlanmıştı. Ama, şimdi seni ketenpereye getiren Cemaatin güttüğü mahkeme, bunu hiç dikkate almadı mahkeme sürecinde, hepsini reddetti.. Biz bu sahtekarlığı başından beri biliyorduk, yazıyorduk ve çiziyorduk.. Ama, hadi söyle bakiim, bizler senin gözünde neciydik!?
 Köşe dönücü yazarlar, dansçılar, koccaaaa mathematikten proflar, bağnazlar, uyduruktan siyasetçiler, sanat- kanaat yazarları falan filan.. Leblebi fıstık.. Hala aptalca bağırıyorlar “Balyozcuları aklama”..
***
Neyse ben şu yarı özgür raporuna döneyim: Hani, “tek demokratik müslüman ülke” söylemi var ya, tam palavra.. Senegal, İslam ülkesi, ama özgür ülke statüsünde (puanı, 2), En özgür İslam ülkesi!
Bosna Hersek, Tunus, bizden iyi, yarı özgürler ama puanları 3.. Bangladeş’le ise aynıyız: puanı 3,5.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde tek özgür ülke var: İsrail! Yarı özgür ülkeler, en iyiden kötüye doğru: Tunus, Lübnan, Fas, Libya, Kuveyt.. Diğerlerinde özgürlük yok. Hepsi İslam!
Genel hakkında bilgi: Dünyada “Demokratik Liderlik Açığı” var..
Türkiye dahil 59 yarı özgür ülke, toplam ülkelerin %30’unu ve dünya nüfusunun ise %25’ini oluşturuyor.
88 özgür ülke, toplam ülkelerin %45’ini ve dünya nüfusunun ise %40’ını oluşturuyor.
Özgür olmayan 48 ülke, ülkelerin %25’ini, dünya nüfusunun ise %35’ini oluşturuyor.
Dünya özgürlüğü koşmuyor.. Bunlar arasında at gibi koşturan Türkiye ve bazı okumuşları da var..
Yine de, iyi pazarlar...
--
 (*) Bknz: Hey Türkiye Nasılsın? Cumhuriyet Kitapları, Orhan Bursalı
--
26 Ocak 2014, Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder