İki olay üst üste
düştü, tabii ki cuk diye örtüştü, hem de nasıl!
İlki, Freedom
House’un her yıl yayımladığı “Dünyada Özgürlük-2014”
araştırmasının sonuçları.
İkincisi de
Cemaat’in organize ettiği “100
Aydın’dan Hükümete, Yetti Artık, Yolsuzluğu, Ergenekoncuları ve Balyozcuları
AK’lama” imzalı bildirisi..
***
İlkinde, Türkiye yarı
özgür ülkeler arasındaki konumunu koruyor. Puanı 3,5. (bilgi:1-2,5
puan: özgür; 3-5 puan: yarı özgür; 5,5-7 puan: özgür değil..)
Türkiye’nin bu
özgürsüzlüğü yeni değil, yıllardır böyle (*). Başka araştırmalar da bunu
destekliyor ve bizi diktatörlüklerin bir üzerindeki sınıfta, Melez Ülkeler arasında gösteriyor (The
Economist Intelligence Unit)... Türkiye bu son araştırmada Medeni Haklar-İnsan
Haklarından 4 puan, Politik Haklar’dan 3 puan almış (1 en iyi, 7 en kötü). Ama alt başlıklarda eksilere düşüş var.
***
İkinci olay, Cemaatin son bildirisine imza koyan
okumuşlarımız konusu. Türkiye Yarı Özgür haberinden iki gün sonra bu bildiri
sökün etti! “Yolsuzluğu Aklama”ya
tamam da, “Ergenekon ve Balyozcuları
Aklama” ne oluyor? Bu davaları sürdüren Cemaat polisi ve yargısı..
delilleri sahte, yüzlerce kişi yıllardır içeride.. Neden? Darbeye mi
kalkıştılar? Bunun belgesi nerede?
Bu bildiriye imza koyanlardan birinin bile,
namusluca, dürüstçe, kendi aklı ve beynini kullanarak suçlamalara, delillere ve
savunmalara bakarak, davalar hakkında bilgi sahibi olduğunu %99 sanmıyorum.
Bunları bir araya getiren unsurlar şöyle:
a) Kalıplaşmış
önyargıları var, atom bombasıyla bile bunu parçalayamazsın (aralarında
akademisyenler de var, düşünün artık!);
b) Ciddi bir delilin
olup olmaması zerre kadar önemli değil, “bu
siyasi davadır; asker- subay olsun da defteri sonuna kadar dürülsün, soyuna
sopuna kadar”;
c) Bir kısmı Cemaat
gazetelerinde yazıyor, yani çıkarları böyle gerektiriyor;
d) Bir kısmı
Cemaatçi veya Cemaate yakın..
e) Bir kısmı arkadaş
çevresinin kurbanı, “gel bi imza at”...
Siyasi ve Cemaatçi
konumlar dışındakilerin ortak özellikleri, araştırma, öğrenme, bilgi, bilgi
edinme özürlü olmaları. Bunlara “özgür
olmayan beyinler” rahatça diyebilirsiniz.
“Yarı özgür”
ülkenin, okumuş ama özgür olamamış beyinleri derseniz şaşırmazsınız.
Okumuşların cehaleti.. Bu tipleri örneğin “Neden melez ülkeyiz, neden yarı özgür
ülkeyiz” diye alanlarda göremezsiniz, bildiri de imzalamazlar, bunu
tartışmazlar bile..
***
Şimdi bu kafaları
bağlananları, son TÜBİTAK raporu, bi çarptı pir çarptı! Ama yine de onları,
örneğin Çağdaş Ulus’un
haberleştirdiği TÜBİTAK’ın son raporu ayıltır mı bilemem.. Belki de O da ne derler.. Söyleyelim, o da ne:
Hani “Balyozcuları Aklama” diye altına imza
attığın bildiri var ya.. İşte, mahkumiyetlerinde rol oynayan ve bu davanın bir
parçası oan Payrozköy davasında delil olarak kullanılan 5 nolu CD’nin (CD nedir diye sormazsın umarım!)
orijinal olmadığını, kullanılmayan bir harddisktan kopyalanarak, başka bir
harddiskte 2008’da yeniden düzenlendiğini ve virüsle çoğaltıldığını
belirtiyor...
Çok mu karışık oldu
senin için.. Davayı inceleyip öyle imzanı kullansaydın, hiç zor olmazdı. Ama şu
kadarını söyleyelim: Savcı CD’nin 2003’te yazılıp kapatıldığını söylüyordu!..
Biraz çaktın mı durumu!
Haa bir de şunu
belirtelim: İçinde tek bir ıslak imzanın bile bulunmadığı, bu CD’de hani seni
inandırdıkları “Suga, Oraj, Sakal gibi Türk jetinin düşürülmesinden cami bombalanmasına
kadar birçok planın yazıldığı belgeler”
vardı.. O “belgeler”i şimdi CD’lerin içindeki sıçanlar yemiş! Kapi!
Yo yoo, bu CD’lerin sahteliği ilk kez Tübitak raporlarıyla belgeleniyor
değil.. Daha iki yıl önce ulusal ve uluslararası uzmanlardan alınan sayısız
raporla, bu zaten kanıtlanmıştı. Ama, şimdi seni ketenpereye getiren Cemaatin
güttüğü mahkeme, bunu hiç dikkate almadı mahkeme sürecinde, hepsini reddetti.. Biz bu sahtekarlığı başından beri
biliyorduk, yazıyorduk ve çiziyorduk.. Ama, hadi söyle bakiim, bizler senin
gözünde neciydik!?
Köşe dönücü yazarlar,
dansçılar, koccaaaa mathematikten proflar, bağnazlar, uyduruktan siyasetçiler,
sanat- kanaat yazarları falan filan.. Leblebi fıstık.. Hala aptalca bağırıyorlar
“Balyozcuları aklama”..
***
Neyse ben şu yarı
özgür raporuna döneyim: Hani, “tek
demokratik müslüman ülke” söylemi var ya, tam palavra.. Senegal, İslam ülkesi, ama özgür ülke
statüsünde (puanı, 2), En özgür İslam ülkesi!
Bosna Hersek, Tunus, bizden iyi, yarı özgürler ama puanları 3.. Bangladeş’le ise aynıyız: puanı 3,5.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde tek özgür ülke var:
İsrail! Yarı özgür ülkeler, en iyiden
kötüye doğru: Tunus, Lübnan, Fas, Libya, Kuveyt.. Diğerlerinde özgürlük yok.
Hepsi İslam!
Genel hakkında
bilgi: Dünyada “Demokratik Liderlik
Açığı” var..
Türkiye dahil 59 yarı özgür ülke, toplam ülkelerin
%30’unu ve dünya nüfusunun ise %25’ini oluşturuyor.
88 özgür ülke, toplam ülkelerin %45’ini
ve dünya nüfusunun ise %40’ını oluşturuyor.
Özgür olmayan 48 ülke, ülkelerin %25’ini, dünya
nüfusunun ise %35’ini oluşturuyor.
Dünya özgürlüğü koşmuyor.. Bunlar arasında at gibi
koşturan Türkiye ve bazı okumuşları da var..
Yine de, iyi
pazarlar...
--
(*) Bknz: Hey Türkiye Nasılsın? Cumhuriyet Kitapları, Orhan Bursalı
--
26 Ocak 2014, Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder