CBT Gündem, 16 Ocak 2014, sayı 1400
Arkasında
bir bilim insanı olarak gereken her şeyi bıraktı: Öğrenci, sevgi, saygı,
düşünce, sistem, eser, bilgi, araştırma, yönetim, laboratuvar, müze, kazı nasıl
yapılır, uluslararası saygınlık, düşünce, gelecek... Halet Çambel, bir öncü
kadın bilimci..
İstanbul
Üniversitesi’nde uğurlama ve anma töreninde o güzel kalabalıkla, Çambel
hakkında anlatılanları dinliyoruz.. Halet Hocayı, bayrağa sarılı olarak
alkışlarla uğurlarken, Prehistorya Laboratuvarına çıkıyoruz. Burası Hoca’nın
kurduğu taş gibi laboratuvar. Mehmet
Özdoğan, laboratuvarın tarihi ve Hoca’nın eğitim modeli üzerine bilgi
veriyor. Güzel bir kalabalıkla söyleşiyoruz... İki ay içinde Hoca üzerine
bilimsel bir kongre düzenleniyor.. Özdoğan, bu laboratuvarın yanısıra Çambel’in
odasını da eski haliyle koruduklarını anlatıyor.
Çayönü kazı evinin önünde kazı ekibinin bir bölümü
(ayaktakiler, sağdan sola): Bayan Shirmer, Sevil Gülçur, Behin Aksoy, Prof.
Robert J. Braidwood, Prof. Wulf Shirmer, Ruth Biniossek, Erhan Bıçakçı, Linda
Braidwood, aşçı Hamit Usta, Halet Çambel, serbest fotoğrafçı Josephine E.
Powell, (oturanlar sağdan sola): aşçı Sait Usta, kazı evi bekçisi, Mehmet Usta,
Ayşe Baykal, Harriette Watrous, Werner Schnuchel, Sara Atabay, Nezih Başgelen,
(öndekiler): Prof. Shirmer ekibinden.
Sonra
Oğuz Tanındı’ya, Çambel ve sonra
diğer hocaların kullandığı odaya gidelim diyorum. Yeşil eski alçak koltuklar ve
ortada bir masa.. Duvara dayalı üzeri eprimiş ama sapasağlam duran bir çalışma
masası...
Odayı
koruyorlar, kim kullanırsa kullansın. Bir tarihle soluk alıp veriyorsunuz..
Çambel ve diğerlerinin konuşmaları uçuşuyor odada. Oğuz, anlatıyor: Hoca orada
otururdu, biz de diğer koltuğun kenarlarına ellerimizi dayar bedenimizi biraz
aşağı bükerek, kısa süre içinde, Hoca’nın söylediklerini dinlerdik. Ellerini ve
ayaklarını biraz titreterek, “işte böyle..”
Ayşe Akyıl ile söyleşiyoruz. Annesi Afife Batur tanıştırıyor. Çambel’in Kuruçeşme-Arnavutköy’deki o
kırmızı köşkünün restorasyon ve arkeoloji araştırma merkezine dönüştürme
planlarını anlatıyor. Hoca’nın, bu amaçla köşkünü Boğaziçi Üniversitesi’ne
bağışladığını biliyoruz. Hoca, bütün planları görmüş, tartışmış, onaylamış..
Ayşe hanımın birlikte çalıştığı genç restorasyon uzmanları da aramızda. Bir
tanesi anlatıyor: Elimizde lazermetrelerle mesafe ölçüyoruz. Halet Hoca çok
ilgileniyor, alıyor evirip çeviriyor nasıl çalıştığını, ölçümleri nasıl
yaptığını sorup öğreniyor. Köşk, iki yıl içinde merkeze dönüşecek durumda,
çalışmalara yakında balayacaklar, iskele kurma izinlerini almışlar. Boğaziçi
Üniversitesi çok yakından ve büyük bir titizlikle ilgileniyor.
Halet
Hoca herşeyi planlayarak, aramızdan ayrıldı. Arkasından neyin nasıl olacağını
çok iyi bilerek. Gözü arkada kalmayarak. Akyaka’da mezar taşını yazdırarak,
üstelik!
İçeride
okuyacağınız Çambel’le 2010’da yapılmış söyleşiden öğreniyoruz ki, 1936
olimpiyatlarına, Atatürk’ün “kız sporcularımızı gönderin” talimatı
üzerine, Paris’teyken katılmış. Babası dolayısıyla Atatürk’ün bir sorfarsınad
bulunmuş, diyor ki “Hareketleri bir kaplan gibi yumuşaktı.”
***
Mehmet Özdoğan ile Nezih Başgelen’in birlikte yazdıkları “İş’i Görev, Arkeolojiyi
bilgi, bilimi değer olarak gören bir insan: Halet Çambel” başlıklı yazılarını okuyorum
Hasan Cemil Çambel (1879-1967) ve
Ayşe Remziye Çambel’in kızı olarak 27.08.1916’da, Berlin’de doğmuş. O dönemde
Osmanlı Devleti’nin Berlin Büyükelçisi, Çambel’in anne dedesi,
Darülfünun’un Devletler Hukuku müderrisi, sadrazam, eski Roma Büyükelçisi
İbrahim Hakkı Paşa (1862-1918)’dır. Babası Hasan Cemil Bey,
Atatürk dönemi Bolu milletvekili ve Türk Tarih Kurumu Başkanı’dır. İlk
öğrenimini Almanya’da, orta öğrenimini ise 1927-1935 arasında İstanbul
Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde yapmış.. Devlet Olgunluk Sınavı’nı da 1935’te,
Galatasaray Lisesi’nde vermiş...1935-1939 arasında, Fransız Hükümeti’nin bursu
ile Paris’te, Sorbonne’da okumuş…
Nasılsa daha çok
yazacağız..
Ardından, Türkiye’ye kattıklarının ve verdiklerinin önünde saygıyla
sevgiyle eğilerek..
1400. Sayımıza Davet
Elinizde
tuttuğunuz 1400. Sayımızdır! 1000. Sayımızı bir toplantı ile kutlamıştık.
1400’ü de kutlayalım dedik okurlarımızla birlikte. Bundan sonra her 100 sayıda
bir kutlama yapmayı kararlaştırdık.. Davet okurlarımıza
ve yazarlarımıza. Cumhuriyet gazetemizin küçük Bilim ve Teknoloji Çalışma
Ofisinde (16 Ocak 2014). Belki Doğan Kuban hoca, Celal Şengör hoca bile kalkar gelir
kimbilir?!.. Saat 15’ten itibaren! Simit + kaşar peyniri ve başka şeyler..
Sakin ve mütevazi..
Yaşasın
bilim ve yaşasın Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji diyelim!
Halet Çambel; bin yıldız yağacak, toprak sevgi çiçekleri açacak...Anısı önünde saygıyla eğiliyorum...
YanıtlaSil