CBT Gündem Sayı
1364, 10 Mayıs 2013-05-07
Son yılların en önemli teknolojisi nedir? Bu
soruya yanıt vermek zor olabilir, çeşitli kategorilerde farklı teknolojiler öne
çıkabilir.. Ama hemen pek çok alanda ekonomik değer, yeni iş vb üretmek ve iş
alanları açamak; çok yaygın kullanımı ve bu açıdan demokratik özelliği
nedeniyle sanki 3 Boyutlu Yazıcılar diyeceğiz.. Gazetelerde 3 boyutu yazıcılarla
neler yapılabileceğine ilişkin uçuk haberler bile yayınlandı.. Mesela 3D ile
yemek basılacak, gibi!
Dergimizde daha önce bahsetmiştik 3 D yazıcılardan..
Bugün üçüncü sayfamızda özellikle kullanım alanlarına ilişkin yeni bir yazıyı
bilginize sunuyoruz.. Amacımız bu yazıyı bahane ederek, ülkemizde çok sık lafı
edilen teknoloji üretmek konusunda bir kaç söz söyleme fırsatını da yakalamak..
Lafı döndürmeden soralım: Acaba ülkemizde 3D
yazıcılar üzerinde çalışan, araştıran, kafa yoran herhangibir kimse, kurum vb
var mı? Yok.. Ülkemizde yazıcı teknolojileriyle uğraşan da yok.. Hadi iki
boyutlu yazıcılar harcıalem, bunu geliştiren devasa şirketler fiyatlarını dibe
vurdurdular neredeyse.. 2D yazıcıları üretseniz bile anlamı yok. Ama 3D öyle
mi?
3D yazıcılar öyle büyük sır da değil. Taa
1980’li yıllara gidiyor ilk fikri.. hemen her yıl bu yazıcılar konusunda
dünyaya yansıyan bilgi bulabilirsiniz.. Bugün onlarca şirket, esası aynı ama
yöntem farklılıklarıyla onlarca 3D yazıcısı üretti ve piyasaya sundu. Tabii
bunların büyük çoğunluğu Amerikan şirketi (Hala teknoloji üretme konusunda
güçleri yerinde). Dolayısıyla bütün dünya bu teknolojiyi satın alacak. Kişisel
kullanıma ilişkin en ucuzu 1000 $. Verdiği hizmete ve sanayi tiplerine göre 5
bin doların üzerinde olanları da var.
Ülkemizde topyekün bir ulusal bilim ve
teknoloji stratejisi olmadığı ve ülkenin yeteneklerine, birikimlerine,
ihtiyaçlarına ve bilim güçlerine göre odaklanması gereken sektörler seçilip
ilan edilmediği için (el yordamıyla yapılanlar var), devletten böyle bir teşvik
beklemiyoruz. Ama özel sektör?
Şüphesiz kendi üretim-faaliyet alanlarına
yönelik ciddi araştırmalar yapan şirketler var. Koç, Vestel vb.. Ama bu şirketlerin örneğin dünya ekonomisinin
yakın zamanda geleceğini belirleyecek ve toplumsal ve iş hayatında büyük
dönüşümlere imza atacak geleceğin teknolojilerini araştıran birimler yok. Bu
geleceğin teknoloileri neler diye sormayın, geçen haftaki sayımızda Prof. Osman Çoşkunoğlu, en önemli teknoloji
üniversitesi MIT’nin belirlediği alanları duyurmuştu.
Mesela Koç
Holding’in Koç Vakfı var. Şirketleri bu vakfa faaliyetleri oranında pay
aktarırlar her yıl. Neden bir de İleri Teknolojiler Araştırma Birimi’ne destek
vermesin Vakıf? Oradan belki Koç’ta yeni iş-teknoloji alanları fikirleri
gelişir. Belirli sınırlı alanlarda araştırmalara yoğunlaşırlar. Mesela yılda 5-10
milyonluk bir katkıyla, çok önemli bilim ve teknoloji insanlarımızın
birikimleri büyür, ülkede gelecek için sıçrama alanları yaratırlar..
Biliyorum,
düş gibi, iş adamı somut alan ve sonuç görmek ister.. Sabancı’nın Nano
Teknoloji yatırımı nasıl gidiyor? Ülkemizde ileri teknoloji üzerinde çalışan
üniversite birikimlerinde tıkanıklar varsa, nedeni nedir?
***
Ülkemizde devlet/millet bütçesinden
araştırmaya, özellikle üniversitelere verilen bol kepçe paralar var. Hele
üniversitelerin sayıları 180’e dayayınca, verilen “araştırma” paralarıyla elde
edilen çıktıların değeri konusunda yoğun soru işaretleri var. Türkçe mesleki
dergileri de yayın değerlendirme ve telif ödeme kapsamına girince, sadece yayın
yapmış görünmek ve üstelik para kazanmak için onlarca on para etmez ticari
“sektör” dergisi yayın hayatına sokuldu.
Bunlardan bir kaçı uluslararası
indekslerden atıldı, pek çoğu da atılacak. Çünkü kuruluş amaçları gerçekten
ciddi bilimsel araştırma yayınlamak değil. TÜBİTAK “bilimsel yayın”lara
ödenecek telif paralarını yeni bir kurala bağlamış. Uluslararası endekslerde
yayınlanacak makalelere ödenecek telifleri, niteliklerine göre 5 bin TL’ye
çıkarmış... Türkiye 10 yılda yayın bakımından 18.ciliğe gelmiş, ama nitelik
bakımından nal topluyor.
Bırakın artık üçüncü sınıf uluslararası
dergilerde (Türkçeler dahil) yayınlanan makalelelere telif ödemeyi.. Bu, 20 yıl
öncesinin konusuydu! Amaca ulaştı! Sade suya tirit konulara para vermeyi
kesin.. Paranız var, anlaşılıyor, o zaman bu gücü, önemli bilimsel
araştırmalara, alanlara, nitelikle yayınlara ayırın..
Unutmayın 11 yıldır
iktidarsınız, GSYİH’da ARGE payını 0,87’nin üzerine çıkartamadınız.. Soın
hedefiniz yüzde 3!!! Düşünün, neden acaba? Sakın sıradan işlerle meşguliyet
bunun nedeni olmasın? O halde, ciddi ve büyük araştırma alanları yaratmaya
yönelmelisiniz. TÜBİTAK Başkanı Altunbaşak,
yanlış mı yazıyoruz?!
Mesela bugünkü
kapak konumuza bakın. Kentlerin
soğutulması konusuna.. Geleceğimiz iklim bakımından karanlık. Hele
İstanbul, kent içi inşaat politikası ve üçüncü köprünün mahvedeceği yeşil
alanlar nedeniyle, giderek yükselen sıcaklıklar bu kenti daha da yaşanmaz hale
getirecek.. Yapacağınız işler yok mu burada? Bilim kurumlarımız, bu çok sıcak
güncel sorun konusunda ne düşünüyorlar? Var mı bir fikri olan.
Gelecek Cuma yeniden irlikte olmak
dileğiyle..
***
Teşekkürler teknoloji sitesini de ziyaret edebilirsiniz..
YanıtlaSil