İşte totaliter bir gün daha
geçirdik.. Başbakan’ın ülkeyi yönetme biçiminin bir gün içine sıkıştırılmış,
yoğunlaştırılmış bir örneğiydi dün! Aslında Başbakanın neredeyde günde beş
posta konuşmalarını incelerseniz, içlerindeki şiddeti görürsünüz. Şiddet sadece
polis copu değildir, gaz tüfeği dipçiğiyle eve sığınmış insanların kafasını
kırma şeklinde gerçekleşmez.. Biber gazı değildir her zaman şiddet.
Şiddetin kaynağı siyasaldır.. En tepeden kaynaklanır. En tepenin
kullandığı dilde saklıdır. Bu barış dili midir yoksa savaş dili mi.. Erdoğan’ın
dili savaş dilidir. Hergün yerden yere vurduğu birileri vardır.. Hergün
rakiplerini, kendisini desteklemeyenleri, muhalefet edenleri ötekileştirir,
sözle yerden yere vurur..
Bu nedenle ülkede şiddetin kaynağı en tepede gerçekleştirilen siyaset ve
kullandığı dildir..
Bu dil, halk, ülke ve emekçi dostu bir dil değildir. En samimi göründüğü
zamanlarda bile içinde ötekileştirmenin, savaşçılığın izlerini görebilirsiniz..
***
Dünkü 1 Mayıs şiddeti şüphesiz yeni değil.. Üç yıl önce de yine kafalar yarılmış, biber gazları
İstanbul’un üzerine çökmüştü.. Birileri o zaman “İzin verelim sayın Başbakanım, görüntü hoş değil, sonra bizim için işte
ileri demokrasileri diye yazıp çiziyorlar” demiş olacak ki, 1 Mayıs
bayram ilan edildi ve Taksim açıldı..
İki yıl çok renkli, bütün herkesin kucaklaştığı 1 mayıslar yaşadık..
Büyük bir sevinç ve mutluluk alanına dönmüştü Taksim.. Halaylar çekildi, anti
kapitalist müslümanlar bile Taksim’e çıktı.. Sokak sakinleri, mahalleliler,
irili ufaklı çok ilginç dernekler vb.. Taksim’e aktılardı!
Şüphesiz ki iki yıl yaşanan bu mutluluğun öteki yüzünde, Taksim’in
tamamen Erdoğan ve AKP iktidarına büyük
bir muhalefete dönüşmesi vardı!
Erdoğan, muhalefete en küçük bir sabır kırıntısı bile gösteremeyen bir
kişiliğe sahip. Hele bu muhalefetin beşyüzbinler
şeklinde bütün Türkiye’ce izlenen bir şenlikli miting olarak gerçekleşmesine
ise anlaşılan hiç tahammül edemiyor.
Başbakan en çok iki yıl
sabredebildi Taksim’e! İnşaatı bahane göstererek, Taksim’i yasakladı! Oysa
yapacağı çok basitti, güvenlik önlemleri aldırmak!
Ama amaç yüzbinlerin Taksim’de
protestosunu önlemekti! Gerisi boş laf!!
***
Başbakan Taksim’i kendisine ait sanıyor..
Hayır! Bin kere hayır!
Taksim bütün önce İstanbulluların, sonra 1 Mayıslarda ise tamamen
emekçilerindir, devrimcilerindir, sosyalistlerindir, çalışanlarındır,
sendikalarındır, yeni bir dünya kurmak isteyenlerindir… kahrolsun rezil, soyguncu, sömürücü, halk düşmanı, doğa ve insan
düşmanı, bu düzen diye haykıranlarındır!
Taksim alanı, Erdoğan ve iktidarının babasının malı hiç olmayacaktır!
Oraya kurulacak avm türü herneyse, herşeyi, bu iktidarın yerine
kurulacak yeni bir iktidarın yıkacağı ilan edilmelidir!
MİLLİ MERKEZ KONUSU
Milli Merkez yazım üzerine Ufuk
Söylemez aradı. Milli Merkez, sağ sol
ayrımı yapmadan Atatürk temelinde birleşmenin adıdır dedi. Parti oluşumu
konusunda düşüncesini paylaştı, özetle: “Partileşme
düşündüğümüz en son seçenektir.. Biz seçimlerde milletvekilleri adaylarından
tutun partilere destek verebiliriz. Atatürk ve ilkelerinin yıkılmayacağını
anlatmak istiyoruz. AKP iktidarına karşı Atatürk ülkesini koruyacağız..
Güçbirliği yapabiliriz… Son seçenek olarak da partileşebiliriz.. Kılıçdaroğlu
da Kurultay’a çelenk gönderdi..”
CHP eski milletvekili Şahin Mengü
de aradı ve “Önder Sav bu hareketin
içinde ve arkasında değil, Sav benim 40 yıllık arkadaşım, çok dostuz, ama
birisinin adamı olarak bir yerde bulunmam..” dedi.
Okurlar da görüşlerini ilettiler. Hepsine teşekkür ederim. Bazı okurlar
“CHP’ye karşı Milli Merkez oluşumunu
destekleyeceğinize inanmıyorum” dedi. Ben sadece nesnel bir fotoğraf
çekmeye çalıştım.. Bu konu çok daha su kaldırır. AKP’nin ükeyi tepeden tırnağa
değiştirme eylemleri karşısında CHP’de önemli
bir zafiyet görenlerin sayısı az değil. CHP bu oluşumden kendisi için ne sonuç çıkarır, önemser mi, boşver mi der, bilemem. İş nutuk atmakla olmuyor..
CHP: UYUMAYIN
CHP’ye önerim, çok temel konularda, bütün ülkeden temsilcilerin, örgütün
katılacağı, sürekli konferanslar düzenlemek ve kararlar almaktır.
Bütün Türkiyeyi, bütün muhalefeti, bütün örgütü, bütün insanları,
düşünenleri, tartışanları, aydınlarınızı katacağınız hemen her ay büyük kurultaylar yapın..
Hem kendinize bir heyecan gelir, hem halkın heyecanını kanalize
edersiniz.. Örgütte insanlar birbirlerini yiyeceğine iş sahibi olurlar!
En önemlisi, halkla birlikte çok önemli ulusal kararlar alır ve bunları
yasalarınız yaparsınız..
Ne kokar ne bulaşır tavrınızla sadece Tayyibistan kuruluşuna destek olursunuz..
Güçlü bir karşı tez, güçlü bir karşı odak oluşturmadığınız sürece,
Tayyibistan kuruluşuna destek olursunuz..
Ama iki arada bir derede bir merkez yapısı ve ip üzerinde canbazlık ile
CHP bunu başarabilir mi.. yoksa gider mi gider..
Hey uyumayın! Elinizin altında sandığınız herşey kayıp gidiyor
olabilir..
--- 2 Mayıs 2013 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Sayın Bursalı ,
YanıtlaSilYazınızda ''Oraya kurulacak avm türü herneyse, herşeyi, bu iktidarın yerine kurulacak yeni bir iktidarın yıkacağı ilan edilmelidir!'' demişsiniz. Aman CHP böyle bir şey demesin. Başbakan altı avm , üstü cami bir kışla yapmaya kalkar ve cami diye kimsede yıkamaz(kendilerinde başka tabiki).