Başkan’ın Adamları’nın
meydana salınmasının ardındaki esas niyetin Başkanlık Anayasası olduğunu yazıp çizdik
ya, bu yeni yetmez ama evetçi ekibin
okşana sevile ilanını, AKP’nin Başkanlık
Anayasası’nı açıklaması izledi.. Burada benim için yeni bir şey yok,
şüphesiz bu anayasa konusuna yeniden gireceğiz, ama gözden kaçan çok daha
önemli bir siyasi gelişmeye dikkat çekeceğim: RTE’nin Gül’e çalımı...
Uzun süre önce gündeme taşıdığım Gül-RTE analizine bu yeni bir gelişmeyi
eklemeliyim..
***
Bir süredir
Recep Tayyip ve Ahmet Beylerle ABD’nin egemenleri arasında özellikle İsrail ve
Ortadoğu politikasında kriz hüküm sürüyordu. Bizim ikilinin Irak’ı parçalama ve
ABD’yi Suriye’yi savaşa sürme veya TSK’ni Suriye’ye sokarak “işi bitirme”
politika ve niyetleri, Vaşington’da ciddi sorunlara yol açmıştı.
ABD Dışişleri
Bakanı John Kerry’nin Mart başında
Ankara’ya yaptığı ziyarette bilindiği gibi Siyonizm-İsrail sorunu yaşanmış,
Başbakanın siyonizm bir insanlık suçudur açıklaması, gerilime yol açmıştı.
Kerry,
Çankaya’ya yaptığı ziyarette ise Gül’e alışılmışın dışında övgülerde
bulunmuştu. Anımsayalım: “Bölgede herkesi iyi tanıyorsunuz.
Hem siz hem de Başkan Barack Obama’ya büyük güven var. Ortadoğu’da barış
arayışlarında bu güveni çok iyi değerlendirmek lazım. Akil adamsınız. Tecrübeli
bir devlet adamından bu meseleleri dinlemekten büyük memnuniyet duyuyorum,” demişti.
Kerry’nin gezisinde Erdoğan’ın yanıp tutuştuğu Obama
ile görüşme randevusu ise gerçekleşmemişti.
Gül ile Erdoğan arasındaki siyasi çekişmede, ABD ve AB
bir süredir Gül’ü destekleme eğilimi içindeydi. Gül’ün daha mutedil ve
uzlaşmacı niteliği, Erdoğan ile Gül arasındaki çekiymede, ‘”Batı desteği’
açısından, Gül’e avantaj sağlıyordu.
***
RTE, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidilirken, hele
hele başkanlık sistemli Anayasa, Apo ile ittifak gibi zorlu konularla
boğuşurken, Gül’ün bu avantajını elimine etmek için önemli bir atak
gerçekleştirdi: İsrail ile anlaşma!
Obama’ın on gün kadar önce gerçekleştiridği İsrail
gezisinin önemli hedeflerinden biri, RTE ile İsrail’i barıştırmak ve
Ortadoğu’da bu Amerikan ititfak ekseninin yeniden kurulmasını sağlamaktı.
Obama, ziyaretten önce bu barışın altyapısını karşılıklı görüşmelerle
hazırladı. Netanyahu’nun yanında Erdoğan’ı aradı ve özür dileme-affetme/barışma
görüşmesi gerçekleşti.
Böylece, RTE ile Obama arasındaki en önemli
anlaşmazlıklardan biri çözüldü. Bu barışmadan sonradır ki Erdoğan’ın Obama’yı
ziyareti kesinleşti!
ABD ve Batı, henüz halk nezdinde oy ve desteğe sahip
bir lideri, öyle kolay kolay gözden çıkarmazlar. Beklerler, bu desteğin inmeye
başladığı koşullarda harekete geçer ve yeni müttefiklerini ararlar.
Cemaat, şüphesiz ABD açısından iyi bir güvenilir
güçtür. Ancak cemaatten şimdilik daha çok operasyonel güç olarak söz etmek
doğru olur. Çünkü Cemaat devlet ve toplumda iktidar alanlarını tepeden geçirme
politikası izliyor ve seçim alanlarında boy göstermiyor. Politikası, iktidara
gelebilecek partilere destek vererek, devlet ve toplumda güç birikimini
sürdürme odaklıdır. Ta ki, herşeyi tepeden devralıncaya kadar! Cemaatin şimdi
özellikle Ordu üzerinde çalıştığı söylenebilir.
***
RTE’nin yeniden İsrail ile sarmaş-dolaş olması,
RTE/Davutoğlu-Vaşington geriliminin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez.
Örneğin Vaşington, Ankara’nın Irak’ı parçalama, Suriye’ye girme politikalarıyla
henüz fikirbirliği içinde değildir. Kerry ve Büyükelçi Ricciardone,
RTE/Davutoğlu’na “Irakın sadece Kürt
tarafındaki petrollerle değil, Irak’ın bütünündeki petrollerle”
ilgilenmesini tavsiye ederek, Ankara’nın Irak merkezi hükümetini tanımama ve
Kürt’lerle ittifak politikasını eleştirmişti.. Bu eleştiri hala geçerlidir.
ABD ve Batı, ilk
siyasi düşüşünde/inişinde RTE’den kurtulmayı tercih edeceklerdir.
RTE’nin Apo ile Başkanlık sistemli anayasayı
Türkiye’ye giydirme ittifakı, sonbaharda muhtemel bir Anayasa referandumunu
gündeme getirecektir.
Bu referendum, RTE için ya devam ya tamam ayrımıdır. Eğer anayasa referandumuna giderse,
buradan galip çıkması zor gözüküyor. Bu mümkün bile olmayabilir..
İşte bu koşullarda Gül seçeneği AKP ve ABD açısından çok güçlü bir seçenek olarak
gündeme düşecektir.
***
Dün Caddebostan
Kültür Merkezi’nde Vardişya Biz de’nin çok şenlikli paneli gerçekleşti..
Silivri esirlerinin aileleri af gündeme gelir mi diye sordular.
Evet gelir. Erdoğan’ın
Referandum’a giderken, en büyük kozlarından biri af olacak. Silivri
rezaletini temizlemenin de başka seçeneği yoktur.
RTE sorumlu olduğu bu büyük haksızlık, adaletsizlik ve
yasasızlıktan, siyasi bir rant elde etmeyi
planlıyor..
Af kaldıracı RTE’ye referandumu kazandırır mı?
Hiç sanmıyorum!
Peki yeni seçilen ve sahaya sürülen Başkan’ın
Adamları bu “Kirli Barış”
sürecini (Çağlar’a selamlar) referandumu bu millete kabul ettirmede katkısı olabilir
mi?
Söyleyeyim:
Sıfır..
--- 7 Nisan 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder