CBT
Gündem, Sayı 1359, 5 Nisan 2013
Hükümet neden frene
bastı ve bizim gibi gelişmekte olan ülkeler liginde rezalet
sayılabilecek bir oranda yüzde 2,2 gerçekleşti ekonomik büyüme? Ekonomiyi salt ithalatla (mal ve sermaye!) çevirebildiği için! Bu durum cari açığı tehlikeye boyutlara ulaştırmaya başlayınca, dışarıdan da gelen uyarılar üzerine, frene bastılar ve büyüme düştü! Ekonomiyi büyütecek öz kaynaklar/tasarruflar az.. İç kaynakları seferber edecek, ithal ettiğiniz pek çok şeyi içeride üretebilecek bir dinamik siyasetiniz yoksa, hiç bir şeyinizi yok demektir!
Türkiye’nin bu kısır döngü içindeki açmazını çok
net anlatan yeni bir yazı ile, ekonominin esas görülmesi gereken fotoğrafını,
geçen haftaki sayımızdan sonra, yeniden ve daha ayrıntılı olarak gözler önüne seriyoruz.
Bayram Ali Eşiyok yazısında diyor ki “İmalat
sanayi ihracatı esas olarak düşük ve orta teknolojilere dayalı gelişiyor,
yüksek teknoloji ihracat değeri ise son derece marjinal... Türkiye imalat
sanayi sadece düşük teknoloji içerikli sektörlerde net ihracatçı (dış ticaret dengesinin fazla verdiği), diğer tüm kategorilerde ise net
ithalatçı...”.. Tablolarda durumu inceleyin lütfen..
Bu dergi, yıllardır bu
konuyu gündeme getiriyor, Aykut Göker,
PolitikBilim köşesinde yayımlanan 505 makalesinin büyük çoğunluğunda yazdı
durdu. Şimdi Ali Akurgal ve Müfit Akyos, konunun yine en iyi
bilirlerinden iki uzman da, başka açılardan damardan konuya giriyorlar..
Yurtseverliktir bu… Bu köşede ve gazetedeki köşemde onlarca yazı yazdım ben de,
yıllardır..
Nihayet,
Türkiye ekonomisi, düşük teknoloji- sanayi ürünleri üreticisi/ihracatçısı
konumunu değiştirmedikçe, bu kötü sarmaldan kurtulamaz. Olayın bir başka
boyutu, artık geçen süre içinde, bütün paydaşların bu gerçeği/olguyu kabul
etmiş olmalarıdır. Hükümet dahil! Sanayi kesimi bunu çok sık dile getirir oldu.
Dahası,
yeni teknolojilerin geliştirilmesi, yenilikçi olmak, yüksek teknolojiye
yönelmek, temel sloganlar olarak piyasada konuşulup duruyor… Bu konularda
önemli teşvikler veriliyor.
İSO
ÖDÜLÜ
Mesela
İstanbul Sanayi Odası bir kaç yıldır
üyelerini yenilikçi olmaya özendiriyor. İSO İNOVASYON ÖDÜLLERİ 2013
yarışmasına katılmak için son tarih 10 Nisan.. Duyuruda deniyor ki, “İstanbul Sanayi Odası
tarafından ülkemizin inovasyon altyapısının gelişimine ve inovasyon bilincinin
Türkiye’de yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla “İSO İnovasyon
Ödülleri” verilecektir. Ödüle, sektör ve büyüklüğüne
bakılmaksızın Türkiye’de yerleşik tüm sanayi kuruluşları başvurabilir. Aday
firmaların www.iso.org.tr/inovasyonodulleri
internet adresinde yer alan “Başvuru Formu”nu 10 Nisan 2013
tarihine kadar İstanbul Sanayi Odası’na iletmeleri gerekmektedir.”
***
İzmir Genç
İşadamları Derneği de, 2013
İnovasyon Ödülleri kapsamında en inovatif projeleri ödüllendirilecek bir
organizasyon yaptı.. İGİD Başkan Vekili ve İzmir
Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Selim Doğanata diyor ki:
“İzmir
Üniversitesi, Gediz Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Ege
Üniversitesi Bilim-Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi-EBİLTEM, Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB ve üyesi bulunduğumuz ESİDEF
desteği ile gerçekleştireceğimiz bu program ile inovasyonun, şirketler ve
işletmecileri için tercih değil zorunluluk olduğunu vurgulamayı amaçlıyoruz.
‘İzmir İnovasyon Ödülleri, 2013’ programı ile İzmirli işletmelere; ‘
İnovasyonun güçlü rekabetin temel unsuru haline geldiğini, vizyonunda inovasyon
olmayan firmaların geleceklerinin risk ve bilinmezlikler ile dolu olduğu’
mesajını vermeyi hedefliyoruz.”
Gördüğünüz gibi herkes yenilikçi bir ekonomi
peşinde! Alphan Manas, konunun girişimcisi olarak diyor ki:
Yenilikçi
düşünüp cesaretle davranan girişimciler dünya ekonomisini yönlendiriyor, bilgi
teknolojileri üreten, yeniliklerle toplumların karşısına çıkanların hüküm
süreceği, inovatif düşüncenin kazanacağı yeni bir döneme girildi; bu döneme uyarlanabilen
girişimciler kazanacak, uyarlanamayanlar ise kaybedecek. Artık parlak bir
fikri, tüketim alışkanlıklarını değiştirecek projesi bulunanlar kazanabilecekler.
Bunun için mekan ve koşullar önemini yitiriyor ve bir nevi fırsat eşitliği
oluşuyor.”
Tabii, bu
döneme girileli çok oldu! Ayrıca bu saptama tek tek üretenler için geçerli
değil, ülke ve devlet politikası olarak da geçerli!
Bir haber daha:
“İstanbul Aydın
Üniversitesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen, TÜBİTAK ve GRİMED
tarafından desteklenen Enformasyon Teknolojileri Proje Yarışması 21-23 Mart
tarihleri arasında yapıldı. Haberleşme Sistemleri, Elektronik, Görüntü İşleme,
Bilgi Teorisi, Elektrik Sistemleri, Güç Elektroniği, Kontrol Teorisi, Gömülü
Sistemler, Robotik, Endüstri, Endüstriyel Optimizasyon, Sistem Dizaynı, Çok
Disiplinli Mühendislik, Bilgisayar Mühendisliği, Optik Mühendislik, Enerji
Uygulamaları ve ilgili konuları ile tasarlanan projeler yer aldı. 73 başvuru
arasından ilk üçü paylaşan gençlerin ödülleri verildi. “Sıvı azotunu buzdolabı
vb sistemlerde kullanarak soğutma zamanını düşürmek” adlı projesi ile Gökhan
Aldemir, Elif Güler ve Ali Güler birincilik; Mobil Uygulamalar Konusunda
Birinciliği “Ambulans sistemleri için hasta kabini dijital kontrol paneli” adlı
projesi ile M. Hakan Yusufoğlu ve Deniz Sümbüllü, 3D Modelleme Konusunda
Birinciliği, “Görüntü işleyen internet kontrollü 3G mobil robot” adlı projesi
ile İlyas Küre aldı.."
Bütün
bunlar iyi güzel de, biz Türkiye ekonomisinin
en kısa zamanda temelden büyük bir değişime uğrama zorunluluğundan
bahsediyoruz! Bu, büyük bir yeni ulusal bilim, teknoloji ve yenilikçi
politikaların geliştirilmesi ve amansızca uygulanması konusudur. Bu, Türkiye’de yoktur.. Neler yapılması
konusunu anlamak için de, Eşiyok’un tablosu bize net olarak anlatıyor: En
önemli ithal ürünlerin ülke içinde üretilmesi için büyük teşvikler…
TÜRKİYE İNTERNETİ
Ülkemizde
İnternet 12 nisanda
20. yılını
doldurmuş olacak.
8-21 Nisan'da
16. İnternet
Haftası toplantıları düzenleniyor. Bilişim
STK Platformu
olarak bütün etkinlikleri http://bt-stk.org.tr
ve http://internethaftasi.org.tr
sitelerinden izleyin, katılın ve katkıda bulunun.
“İnternet Haftası toplumda
internet kültürünü
yaymak, internet
bilincini yaratmak,
interneti tanıtmak,
büyütmek, yeni
projeler başlatmak,
sorunları ve
çözüm yollarını
tartışmak, kısaca
interneti Türkiye
gündemine yerleştirmeyi
amaçlamakta. Türkiye
internetinin gündemindeki
sorunları tartışmak,
özellikle yönetişim,
yasal düzenlemeler,
serbestleşme, internet
ve telekom
sektörünün gelişimi,
iş yaşamı,
eğitim, kültür
ve demokrasi
boyutlarını gündeme
getirmek; bireysel
güvenlik, internetin
güvenli kullanımı,
mahremiyet, bilgi
güvenliği, sosyal
ağlar ve
Bilgi Toplumu
kavramlarıyla tüm
toplumu tanıştırmak,
bu İnternet
Haftası için
seçtiğimiz önemli
bir hedef...”
Unutmadan:
İnternet konusunun, Bilgi Toplumu ve Bilgi ekonomilerinin de ana damarı
olduğunu unutmayalım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder