Evet bu kez Erdoğan söylemiyor: Batsın bu gazeteciliğiniz,
televizyonculuğunuz.. Kim demişti: Gazeteler çıkmasa televizyonlar sussa, bu
iktidarın milletin beynini satın alma olasılığı hızla düşer! Ama hayır,
sağcısından solcusuna neredeyse bütün medya iktidarın değirmenine su taşıyor! Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en
önemli noktasında, en çok konuşulacak ve tartışılacak bir zamanda, herkes
susuyor veya tek taraflı beyinler satın alınıyor..
1) Türkiye, tarihinin en önemli kavşak noktalarında birinde.
RTE, neredeyse tek başına, Türkiye’den başka bir ülke çıkarma peşinde.. Türkiye
Cumhuriyeti yerine, örneğin anadolu
islami federasyonu gibi bir ucube, bir yeni yapı kurma niyetinde.. Ne
olduğunu ne olacağını, planı programı niyeti amacı konusunda bilen kimse yok,
herhalde en yakın bir kaç adamı dışında, asıl niyetler bütün Türkiye’den
saklanıyor.
2) Ama, eğer kafanız çalışıyorsa, izlediği yol, yöntem ve
politikalarından bütün çıkarsamaları yapabilirsiniz; aptalsanız veya kasıtlı
olarak RTE’nin bu programının destekçisi iseniz, susarsınız! Dahası iktidarın
çözümünü tartışanlara bile saldırırsınız, vay
bak çözüme karşı çıkıyorlar diye.. Veya “barışın galibi mağlubu yoktur, barış olsun da nasıl olursa olsun,
isterse Türkiye’nin de adı ortalıktan silinsin, esas olan anaların
ağlamamasıdır” diye ortalıkta aslanlar gibi dolaşırsınız..
Bir kara sis perdesi Türkiye’nin halkın kamuoyunun üzerine
örtülüyor. İktidarbaşı bugünler için ve kendi geleceği için 11 yıldır
medya özgürlüğünü baskılıyor..
3) Bursa’da miting yapılıyor. Belki de Bursa’nın tarihinde görülmemiş bir kalabalık bayraklarını kaparak
alanlara akıyor. Çağrıyı MHP yapıyor, ama gelenlerin büyük çoğunluğu MHP’li
değil. Kimisi 1 milyon kişi diyor, ama yarısını atın 500 bin kişi.. Hadi yine
fazla mı buldunuz, onun da yarısını atın 250 bin kişi.. Ama Cumhuriyet dahil
gazetelerin birinci sayfasında haberi yok! Neden? Hiç bir fikir alış verişi
içinde olmadığım MHP çağırdı diye mi?
Konu MHP değil, Türkiye! İzmir’deki
kalabalığı bilmiyorum, ama onun da haberini göremiyoruz gazetelerin ilk
sayfalarında..
İktidarın eli, yaşamakta olduğumuz
büyük olayları karartıyor.. Medya, muhalefette olanı bile, halkın eğilimini,
tepkisini görmezlikten gelerek, bir şekilde iktidarın değirmenine su taşıyor.
***
4) Halkın oyunu alarak iktidara
gelenler, adeta tam bir hak gaspı içinde. Ve büyük bir suskunlukla
geçiştiriliyor yaşamakta olduklarımız. Türkiye Cumhuriyeti siliniyor. Tayyip Erdoğan, Atatürk ve
Cumhuriyeti’ni ortadan tamamen kaldırarak, yerine kendisini geçiriyor yeni bir kurucu lider havasında...
Türkiye Cumhuriyet yerine, Kürtleri, Apo’yu, PKK’yı, BDP’yi, yani tüm Kürtleri kullanarak, şimdiik
onlarla birlikte hareket ederek (yarın onları ne yapacağını bilemem..), bir
islami devlet kuruluşu peşinde
koşuyor..
5) RTE, zaten geçenlerde İslamın,
birlikteliğin temeli olduğunu açıkladı. Bu demektir ki artık Türk, bir tür
mürktür.. Kürt vardır, Kürt sorunu vardır, ama artık Türkler ortadan
kaldırılarak bu sorunu “çözecektir”! Oysa Türk denen olgu, kendini öyle
hisseden yüzmilyonları bütün dünyada birleştirici tek duygudur.. Selanik’te bir satıcı abi
Türk müsünüz diye yaklaşıyor bize.. Kimse müslümanlığımı sormuyor!
Çünkü İslam bir birliktelik, bütünleşme aracı değildir ve hiç olmamıştır
geçmişte de! Dile bakıyor, Türkçe ve hemen yakınlaşıyor.. Kendini de Bulgar Türkü diye tanımlıyor. Bulgar
lafını da, yaşadığı coğrafi bölge tanımı olarak kullanıyor.. Biz Türküz diyor..
Olay bu kadar basittir..
6) Ulusal devletler zamanında, üstelik
ulusal devletlerin dışında başka hiç bir devlet tipine yaşam hakkı olmadığı
dünya koşullarında, RTE-Davutoğlu
ikilisi ve adamları, bir ümmet toplumu yaratmak gibi bir hayal peşinde
koşuyor.. İslamın, ülkenin birleştirici temeli olabileceği gibi, tarihsel
herşeye aykırı, asla hayat bulamayacak bir pan islamist düşünce peşinde
koşuyor.
Bu amaçla Türkiye Cumhuriyeti ile
ilgili ne varsa hepsi değişmeli ve yokedilmelidir..
Yokedecekleri aslında Türkiye’dir, millet bu büyük tehlikenin farkında, bu
amaçla bayrağını kapıp alanlara koşuyor. Milletin bir kısmı da, eski ve yeni
milletvekilleri, sendikalar, çeşitli kitle örgütleri ve liderleri,
önderleri, Ankara’da Milli Anayasa
Forumu ve Merkez Kurultayı topluyor..
Bazı aymazlar sanıyor ki Kürt
meselesini çözüyor iktidar, aslında Kürtler dahil Türkiye’yi çözüyorlar..
7) Bir iktidar seçilmiş de olsa, devletin, ülkenin, milletin
benimsediği temel ilkelerde, değerlerde, varoluşta, ülke isminde ve biçiminde
hiç bir değişiklik yapamaz..
Bu yolda ileri süreceği bir değişiklik milletin nitelikle
çoğunluğunun onayını almak zorundadır!
CHP yönetimi sessiz bir işbirliği içinde midir? “RTE’nin çözümüne destek çık yoksa eriyip
gidersin” diyen küstahların ve utanmazların tehditlerine boyun mu eğmiş
durumda?
CHP’den bir kişi görevden ayrıldı mı, konuyu hemen ülkenin ana meselesine dönüştüren ama muhalefeti ve milleti hiç görmeyen tam bir dikta medyası
ortamında, nereye gider bu ülke!
***
8) Şimdi ileri sürülen temel kepaze görüş şu: Türkiye,
kuruluşunda yanlış kuruldu!
İnsanın ne diyesi geliyor, biliyor
musunuz..
Biliyorsunuz biliyorsunuz...
-- 23 Nisan 2013/ Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder