CBT Gündem 1361, 19 Nisan 2013
Bir yandan, ARGE ve inovasyon olmadan, orta ve yüksek
teknoloji ürünleri ve dışarıdan bunca ithal ettiğimiz makine techizat,
hammaddeleri burada üretir hale gelmeden, Türkiye’nin bir üst ekonomik sınıfa
atlayamayacağı gerçeğinin aslında ayırdında bir iktidar elemanlaır var.. Ama
bir o kadar da ne yapacağını bilemeyen veya yapmak istemeyen...
Araştırmacı B. Ali
Eşiyok’un bu hafta bir yazısını daha yayımlıyoruz; Eşiyok 1960 başlarında
hemen hemen aynı ekonomik ve sosyal göstergelere sahip olan Türkiye ile Kore’nin bugünkü durumlarını karşılaştırıyor ve başarımlarını
ölçüyor bu kez de!
Eşiyok’un, geçen sayılarımızda Türkiye’nin üretim ve
ihracatında orta ve yüksek teknolojinin yerini araştıran yazılarına yer
vermiştik.. Fotoğraf çok netti: Türkiye imalat sanayisi düşük teknolojili
yapısıyla, ülkenin kaderini değiştirecek bir yapıda değildi. Türkiye dört
yıldır bir adım ileri gidemiyor, çünkü ulusal milli gelir 10 bin dolar
civarında donmuş durumda. İktisatçılar bunu “orta gelir tuzağı” olarak
tartıştı..
Düşük
teknolojik yapı, ülkeyi daha ileriye götüremez..
Ne zamana kadar? Kısa ve orta vadede büyük bir atılım gerçekleşinceye..
Bu nasıl olacak? Konuyu yeni anlamaya
çalışan bazıları gazete köşelerinde yazıyor: Türkiye üniversitelerinde büyük araştırmalar yapılıyor, bunlar
ekonomiye yansıyacak ve büyük bir patlama yaşayacağız! Ölme eşeğim ölme!
Evet tam anlamıyla öyle!
Biz
onlarca yıldır bu “büyük patlama”yı
biliyoruz, izliyoruz. Üniversitelerde yapılan araştırmaların sonuçlarının
ekonomiye yansıması o kadar kolay bir olgu değil, oralardan tek tük iyi
araştırmaların çıkacağı muhakkaktır, zaten çıkıyor da..
Ama,
düşük teknolojik sanayi üretimini aşmak, orta ve yüksek teknoloji tabanlı
üretime ve ihracata geçmek, ancak devletçe, iktidarlarca hazırlanacak ve
gerçekleştirilecek büyük ulusal (hay allah, ulusal
diyebiliyor muyuz hâlâ!) bilim teknoloji ve ekonomik stratejilerle mümkün
olabilir. Bakınız, Kore, Çin ve diğerleri!
Dışarıda bizden ucuz
yapıyorlarsa tabii ki oradan alacağız,
mantığını tersine çevirir, ulusal politikalar.. Örneğin Kimya sanayini ele
alırsınız, ki ithalatımızda çok önemli bir sektördür, ithal ettiklerinizin
önemli bir bölümünün burada üretilmesi için üretici ve destekleyici devlet
politikaları izlerseniz! Hatta bizzat siz soyunursunuz bu işe! Böylece adım
adım ekonominin, sanayinin, ülkenin yazgısını değiştirirsiniz..
İktidar
ise ekonomiyi imar rantlarıyla, inşaat alış verişiyle bir üst sınıfa
yükselteceği gibi bir hayali pompalıyor ülkeye. Bu hayal bile değil, sadece
bilinçli bir seçim, para kazanmanın kolay yolu.. Bu yolla adam olmuş bir
ekonomi dünyada yoktur! Hep bir örnek veririz burada: Savunma Sanayi’nin nasıl
bağımlılıktan kurtulmakta olduğu örneğine baksa iktidar, ne yapacağını görecektir.
Biliyor ama yapmak istemiyor.
Gelecek
Cuma yeniden birlikte olmak umuduyla.. Dostlukla ve sevgiyle..
Sağlıkta İnovasyon:
Üniversiteden Sanayiye
Sağlıktaki yeni fikirleri sanayi ile birleştirmek adına
“Sağlıkta İnovasyon: Üniversiteden Sanayiye’’ adlı eğitim çalıştayı 16-17 Mayıs
2013 tarihlerinde İzmir Dokuz Eylül Üniversitesinde gerçekleşecek. TÜBİTAK ve
Sanayi Bakanlığı’nın etkin destek programları ile ülkemizde bireysel
girişimcilerin, teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini, katma değeri yüksek
çalışmalara/üretime dönüştürebilmeleri için, fikir düzeyinden pazara kadar olan
faaliyetlerin desteklenmesi, bu yolla nitelikli girişimciliğin özendirilmesi ve
uluslararası rekabete girebilecek, yenilikçi, Ar-Ge yoğun, yüksek teknolojili
ürün geliştirebilen başlangıç firmalarının oluşturulması amaçlanmakta.
Dokuz Eylül Üniversitesi İleri Biyomedikal ARGE Uygulama ve
Araştırma Merkezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Moleküler Tıp Anabilim Dalı ve Türk Biyokimya Derneği İzmir Şubesince ortak
düzenlenecek olan eğitim çalıştayında, girişimciliğe yönelik tüm ulusal
destekler, ülkemizde ve İzmir’de sağlık alanında ARGE ekosisteminin paydaşları
tanıtılacak. Başarııl v edeneyimli bir araştırmacı tanıtılacak vb. Ayrıntılı
bilgi http://inovasyoncalistayi2013.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder