CBT Sayı 1318, Gündem, 22 Haziran 2012..
Hükümet TÜBA'sına atanan doğa ve sosyal
bilimcilerin bilimsel başarımlarını geçen haftaki sayımızda ayrıntılı olarak
duyurmuştuk. Bu konu bilim dünyasında hatta bazı tvlerde gevezelik temelinde
tartışıldı! Bir takım insanlar bana ve CBT’ye saldırmak için de vesile
bulduklarını sandılar: Vayy TÜBA’ya
atanan sosyal bilimcilere haksızlık yapılmış, sıfır yayınları varmış gibi
gösterilmiş.. (*) Programa katılan ve anlattıklarından din konusunda derin
bilgiye sahip olduğu görülen bir “bilimci de”, “makalesi var yok yayınlarıyla bilimciler
üzerinde terör estiriliyor,” demez mi!
TV programı TÜBA’ya da veryansın
biçiminde geçti. Ne yapıyor TÜBA diye bilgisizce sorular yöneltildi, bilgisizce
yanıtlar verildi! Ama bugünkü TÜBA kepazeliği üzerinde tek söz edilmemiş olması
da, doğrusu bu “tarih gevezeliği” programına çok yakıştı..
***
Araştırma sonuçlarında evet bazı hatalar
vardı. Biz hatalarımızı hep düzeltiriz! Araştırma, bütün dünyada en saygın
tarama – değerlendirme, veri tabanı olan Web
of Science’a dayanarak yapılmıştı. Bunu ilan etmiştik. Burada doğa
bilimcileriyle ilgili veriler esas olarak doğrudur. Ancak bir kaç bilimciyle
sınırlı olmak üzere, kullandıkları farklı isimlerden kaynaklanan bir kaç
yanlışlık yapıldı. Bunları iç sayfamızda nedenleri ile birlikte düzeltiyoruz..
Esas problemli alan, sosyal bilimcilerde. Web of Science, sosyal bilimcilerin Türkçe
kitap ve makalelerini yeterince ayrıntısıyla taramıyor ve değerlendirmiyor. Web
of Science tamamen hakemli dergileri tarayan bir veri tabanı. Dolayısıyla
kriterlerine uymayan yayınlardan da “bihaber” kalıyor.
Sosyal bilimcilerden haklı sayılabilecek
tepkiler gelince, bu kez sosyal bilimciler için bilimsel veri taramasını, Google Scholars isimli, bir kaç yıldır
devreye sokulan başka bir veri tabanı ile gerçekleştirdik. Bu veri tabanının
Publish or Perish (PorP) programı ile, bir kaç kez kontrol ederek elde
etttiğimiz verilere dayanan yeni bir tablo oluşturduk. İçeride bu tabloyu ve
yazısını sunuyoruz. Yaptık ettik derken, tabii ki Burak Avcı bunları gerçekleştirdi.. Eline sağlık diyorum!
***
Bu yeni tarama internet üzerindeki en geniş veritabanını oluşturuyor. Öyle
ki, bilimci olmayanların etkinliklerini de buradan izlemek mümkün.. Mesela
gazeteci Fehmi Koru ve Mehmet Ali Birand’ı taradığınızda, elde
ettiğiniz veriler, listemizdeki bilimcilerin pek çoğunu katlıyor ve geride
bırakıyor!
Evet, bu veri tabanı sayesinde “sıfır
puanlı” sosyal bilimci kalmadı! Bilimsel değerini ölçemediğimiz çok sayıda
yayın ortaya çıktı! Ama baktığınızda yine de çok çok düşük yayın değerlerine sahip üyeler Hükümet TÜBA’sına atanmış!
Burak Avcı, ayrıca, dağılım grafiklerini de yeniledi ve bu grafiklerin geçen
haftaki grafiklerden önemli bir değişiklik göstermediği de ortaya çıktı! Hükümet
TÜBA’sına atanan üyelerin “çoğunluğun h
indeksi 0 ile 5, yayın sayısı 20 ile 40, atıf/yayın oranı ise 0 ile 5 arasında.
Yani, kral hala çıplak!” Unutmayalım, konumuz, atanan üyelerin bilimsel
başarımlarının yeri!
Bu arada İlber Ortaylı ve bazı sosyal bilimcilerin bilimsel faaliyetleri
şüphesiz çok daha doğru olarak yeni listede yer alıyor. Bizim derdimiz sadece
gerçeği bulabilmek..
Sosyal bilimciler genel
olarak Web of Science taramasını hiç sevmez. Ama, Türkiye’deki sosyal
bilimcilerin yayınlarının da dünya tarafından izlenmesi ve ölçülmesi gerekli.
Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yapılmalı.. Liyakat bu şekilde oluşabilir
ancak. Avcı diyor ki: “Avrupa'da sosyal
bilimler konusunda farklı dillerde yayın yapan çoğu dergi bu indeksler
tarafından taranıyor.” Bizimkiler orada yer yer almasın ve izlenmesin?
Dergi kalitesini ve standartlarını yükselteceksiniz!
Mesela Social Science
Citation Indeksinde yer alan dergilerin listesini şuradan görebilirsiniz: http://ip-science.thomsonreuters.com/cgi-bin/jrnlst/jloptions.cgi?PC=J
Sanat ve İnsani Bilimler, “Art and Humanities” Citation Indeksinde
yer alan dergiler de şurada: http://ip-science.thomsonreuters.com/cgi-bin/jrnlst/jloptions.cgi?PC=H
Ayrıca Türkiye en çok
bilim hırsızlığının olduğu ülkeler arasında.. Utanmadan sıkılmadan çalan çalana
ve bunlar ne yazık ki hiç bir ceza görmüyor, dahası ödüllendiriliyorlar.. Bu
konuda yayın yapacağız yine. Bilim hırsızlığı ayyuka çıkarken, hakemsiz
dergilerde yayınların, bilimsel araştırma diye kabul edilmesi söz konusu bile
olmamalı! İsterse İlber Ortaylı, Celal Şengör veya başka şöhretli insanlar
olsun!
Gelecek hafta yeniden
buluşmak üzere..
(*) Habertürk’te programı yöneten kişi, Einstein’in İsmet
İnönü’ye gönderdiği ve bizim dergimizde de yayımlanan mektubu diline doladı
yine! Gazeteciler Cemiyeti bu mektubun yayınlanması nedeniyle hiç haberim bile
olmadan bana ödül verdiğini duyunca, bu ödülün zırvalık olduğunu söyledim ve
ödülü hemen o sabah reddettiğimi açıkladım. Aynı mektubu, bizden bir kaç gün
önce yayımlayan program sunucusu, “vay
ben karşı çıkmasaydım, ödülü alacaktı” biçiminde söylenip durdu. Ben de
hemen Gazeteciler Cemiyeti’ne bir mektupla başvurup bu konunun resmen
soruşturulmasını istedim. Ama yapmadılar! Bu kişi, tv’de hala “karşı çıkmasaydım ödülü kabul edecekti”
zırvalığını dile getiriyor. O haberin altında imzam bile bulunmadığı halde!
Utanmıyor mu? Tekrar ederse, çok ağır bir yanıt alacak buradan artık.. Şimdilik
edepli duruyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder