Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

12 Haziran 2012 Salı

Atardamarda Dolaşanlar:: Yargıyı ele geçiren iktidardır


Vali beyin, “Türkçe Olimpiyatları”ın İsparta kısmıyla ilgili konuşmasında, “En büyüğü hürmetle selamlıyorum” demesi ile eski DGM savcısı Nuh Mete Yüksel’in açıklaması aynı zamana denk geldi. Odatv’de okuduğum mesajında, Yüksel, Fethullah Gülen’in ses kasetlerinde hepimizin bildiği etkili cümleleri hatırlatıyor yeniden:
Esnek olun, sivrilmeden can damarları içinde dolanın.. İstikbalde yürümek için sistemin püf noktalarını keşfedin…Kuvvet dengesi yoksa kuvvete başvurmayın… Çok iyi planlayarak ona göre yürüyeceksiniz… Fuzuli kahramanlık yerine ele geçirmeyi tercih edelim..”
Fethullah Gülen akıllı – kurnaz bir insan. 1980’lerden bu yana çizdiği, devleti ve oradan da ülkeyi yönetme stratejisini başarıyla sürdürdü ve meyvelerini yemektedir.. (Her ne kadar büyük lokma şu günlerde boğazına tıkanmış olsa da!) Meyvesi, üç tarafı denizlerle çevrili büyük ülkedir. Ama karşısında, gücünü seçim sandığından alan en az kendisi kadar kurnaz Erdoğan’la göğüs göğüse gelince… kıyameti seyrediyoruz. 
Tabi caizse bir süngü savaşına tanıklık ediyoruz! (İki ayrı devlet olsalar, toplar, uçaklar çalışacak!)
***
Vali Memduh Oğuz bey kim? Derin hürmet ve şükranlarını sunan?
İşte Gülen’in taa 1980-1990’larda tebasına verdiği komutların ürünlerinden biri (mi).. Spor Bakanı da Gülen’in “şiirinden mısra” sormamış mıydı öğrencilere? Bu kişi de Gülenci mi; olabilir de olmayabilir de.. Önemli değil bu..
Sadece şunu belirtmek isterim, “sivrilmeden can damarları içinde dolanın” talimatının bugünkü ürünleri devletin her yerinde.. Vali, kaymakam, üniversitede öğretim üyesi, polis, MİT’çi.. Asker.. artık aklınıza devletin “önemli mevzile”nden aklınıza ne gelirse..
Tabii, çoğu sessiz sakin işini yapıyor, ve Gülen(ciler)’in devleti-yönetimi devralacağı zamana çalışıyor!
Ama bu iş zor gülüm zor.
Gülencilerin derli toplu ortaya çıktıkları iki alan, emniyet ve adalet mekanizmaları oldu! Bu da zorunluydu çünkü Gülen-Erdoğan ittifakının en şahane günleri olan Ordu’nun vesayetini sona erdirmeye yönelik her türlü düzeni kurmak için, bu zorunluydu..
ÖYM’ler, Gülencilerin kilitlendikleri ve iyice ortaya çıktıkları alan.. HSYK vb ne durumda? Ben Adalet Bakanı’nın da onların değirmenine epey su taşıdığını düşünüyorum. Ama diyebilirsiniz ki, hükümette kim su taşımadı? ÖYM’ler konusunda Cemaatin başlattığı büyük muharebeye bakılacak olursa, güvendikleri yer HSYK- yüksek yargı örgütlenmesi olsa gerek..
Erdoğan, bu yargıdaki örgütlenmenin hesabını kitabını önündeki abaküs ile yeni yeni yapmış olsa gerek: Şu ondan, o da.. Eyvah bu da!
Adalet Bakanı’na, “yahu Sadullah bu ne biçim tablo böyle, sen ne yaptın..” demiş midir?! Tam da, MİT- Hakan Fidan olayında, daha önceki tabirimle “hukuk mızrağının ucu” kendisine çevrildikten sonra!
Evet, kendisine! Karşısında belki de “kontrol edemeyeceği” bir adalet mekanizmasını gördü! Geçen haftaki bir tv sohbetinde, soru üzerine, MİT-Hakan Fidan olayının henüz sonlanmadığını da açıkladığına göre! Başka ne demişti: Fidan yerine gelip beni tutuklayın!
Yooo, dünyanın hiç bir yerinde bir Başbakan böyle bir duruma düşmez ve bunu da böyle büyük bir acizlikle dile getirmez! Demek ki...
Özel yasa ile Fidan-Erdoğan’a yönelen saldırıyı durdurdu, ama henüz “tehlike büyük”! Hiç görmediği bir anda bir “hançer” daha saplanabilir! Hele, Cemaat savcılarının Fidan’ın peşini bırakmadığına ilişkin haber-yorumların ortalıkta dolaşmasına bakılacak olursa (Av. Hüseyin Ersöz’ün yazısı, Odatv)
Özel yetkili Mahkemelerin yasasında değişiklik üzerine kopan kıyameti, ancak böyle anlamlandırabiliriz!
Gülen, devlet içindeki en büyük gücü olan özel yetkili mahkemeler yapısının değiştirilmesine ve buraların Erdoğan’ın denetimini girmesine şiddetle karşı çıkıyor.. Zaman gazetesi elinin altında kim varsa konuşturuyor, ÖYM’lerin yasasına müdahale edilmesin.. Yoksa öcüler gelir!.. Gülen tv’si, Erdoğan’ın İzmir konuşmasını vermiyor! Cemaat yazarlarından hükümete tehdit üzerine tehdit!!
Ergenekon, Balyoz ve Odatv-gazetecilere kurulan komploların en esas sahibi, eserinin yıkılmasını seyretse rahatlayacak… Ama gönlü dayanamıyor!
***
Cemaat istediği kadar yazsın, bağırıp çağırsın, Erdoğan kararlı, ÖYM’leri denetim altında tutacak bir değişikliği geçirecektir.. Sonra yüksek yargıda başka adımlar da bunu izleyebilir (olayın doğası gereği)!
Güç Erdoğan’dadır. Gülen(ciler) çırpınmasın.. yargıdaki yapıyı kontrol etmeden Erdoğan’ın gözüne uyku girmez!
Bugün için iktidar demek, yargı egemenliği demektir!
Onlara tavsiyem: Gülen’in eski talimatını devreye sokun: “Kuvvet dengesi yoksa kuvvete başvurmayın… Çok iyi planlayarak ona göre yürüyeceksiniz… Fuzuli kahramanlık yerine ele geçirmeyi tercih edelim..”
Bunu da benim mi söylemem gerekiyor!
***
Not: Dünkü yazımda, Gül, Uludere için Devlet Denetleme Kurulu’nu istese devreye sokardı, demiştim. Bazı görüşler, DDK’nın TSK’yı denetlemesine yasal engel olduğu yolunda.. eğer bu engel olmasaydı, belki de Gül-Erdoğan arasında başka bir çatışmaya şahit olacaktık..
---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder