15
Temmuz 2018 Pazar / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Cumhuriyet Halk Partisi çok sayıda milletvekili ile
yetkisizleştirilmiş, işlevleri öz olarak budanmış Meclis’te temsil ediliyor. Ne
yapacak 146 milletvekili?
Üstelik durmadan seçim
kaybeden parti suçlamasıyla karşı karşıya olan CHP önümüzdeki 5 yıllık
süreç içinde nasıl bir politika izleyecek? “Demokrasi böyle, seçim zamanı
seçim, seçimden sonra parlamento” anlayışını, “normal” ve “doğal” olarak
sürdürecek mi? Parlamento odaklı bir oluşumun şüphesiz bundan başka bir yapıya
dönüşmesi zordur.
Fakat bugün icraat, hükümet etme, tamamen meclis dışına
kaçırılmıştır.
“Başkan”ın elinde “Meclis gibi çalışma” yetkisi vardır. Bu birincisi..
İkincisi ise, Meclis’e işi düştüğü zaman da, işini gördürecek bir yedek
partisi vardır.
Demir pençe yönetimi
Bu yedek parti ile iktidar partisinin Meclis’ten geçmesi zorunlu
yasalar konusundaki çekişmesi, pazarlığı, itiş-kakışı, Türkiye- Millet-
Demokrasi –Gelecek- insan hakları – özgürlükler konusunda olmayacaktır.
MHP’nin laf ola beri gele “denetlemesi”, partinin güçlenmesi,
devlet içinde daha da büyük kadrolaşması yönünde olacaktır. “Denge denetleme
görevi bize verildi” lafı palavradır. Bu parti OHAL konusundaki hemen ilk
tutumuyla, ülkenin demir pençelerle yönetilmesi için hem iktidara destek
vereceğini hem de zorlayacağını gösterdi. Bu tutum, “Başkan”ın ruhuna uygundur.
Hukuk- özgürlük- demokrasi / ekonomi ikilemi veya çatışması, iktidarın en büyük
çıkmazıdır.
CHP’nin Meclis’te boyu kısalır, uzamaz
CHP veya tüm muhalefet Meclis’te şüphesiz laflarını
söyleyeceklerdir. O kadar. 16 yıl boyunca laflarını söylediler, ama boyları bir santim uzamadı.
Hele şimdi, Meclis’in daha çok Cumhurbaşkanlığı sarayında
kurulduğu bu dönemde, boylarının kısaldığını bile görebiliriz.
Hele medyanın, tvsi ve gazetesiyle tamamen iktidarın kontrolü
altına sokulduğu bugün, milletin çoğunluğunun, muhalefetin varlığından ciddi ve
anlamlı haberi bile olmayacağını varsayarsak...
Ya Meclis’in içine hapsolacaksın ve yok olacaksın..
Ya da Meclis dışına çıkacaksın ve varlığını büyüteceksin.
Gerçeği biraz abartıyor görünürseniz meramınızı ve günün
gerçeklerini daha iyi anlatırsınız.
Bence Meclis’e bir kişi
nöbetçi bırakmak yeter.
Sayı pazarlığa açıktır! Olmaz, yetmez diyene önerim 3 kişi olur,
veya 5 kişi.. daha fazlası değil.
Yerel ve tabanda iktidar olmak
Bunun yerine, CHP’nin – milletvekillerinin, parti örgütünün
yapması gereken, planlı programlı halk içine yayılmak ve 5 yıllık bir süre
sonunda iki kat güçlenerek çıkmaktır.
Güçlenmenize önümüzdeki dönem yaşayacağımız konjonktür de yardımcı
olacaktır.
Ne yapacaksınız? Gençlerle, sivil toplum örgüt ve liderleriyle,
tabandaki büyük demokrasi – özgürlük- insan hakları, emekçi hakları – kadın
hakları talepleriyle organik
birleşeceksiniz.
Yeni bir model yaratmalısınız. Yeni bir dil. Yeni bir örgüt.. Var
olanları dağıtarak işe başlayın! Bu işe girişirseniz, zaten örgütünüz de
tepeden tırnağa değişecektir.
Ve CHP’de bunu başarabilecekler ayakta kalacaktır.
Yerelden, tabanda politikanın dibi yapılmalı, belediyelerde parti
iktidarda olmalı. Politika yukarıda, anlamını yitiren Meclis’te, Salı günleri
toplantılarında yapılmamalı.
Yerelde, tabanda iktidar olmayı öğrenip başaran parti, çağ atlar.
Belediyeleri, her birini, Türkiye’de
iktidara gelmiş gibi yönetmelisiniz, saydam, katılımcı, halkla birlikte
yönetmelisiniz, yönetimde demokrasiyi gerçekleştirin hele.
Mesele artık CHP vb meselesi olmaktan çıkmış ve ülkenin varlığı
yokluğu meselesine doğru yol almaktadır. Böyle bir bilinç yaratılmalı.
Önümüzdeki dönem, büyük fırsatlar çıkacaktır.
Ama bu fırsatlar Meclis’te değil tabanca- yerelde olunduğu sürece
yakalanabilir. Balıklar denizde yüzüyor!
Ülke çapında tabanda- yerelde, halk önderleri ile birlikte hareket
edenin geleceği olacak ve Türkiye için bir gelecek yaratabilecek.
Sorayım: 146 milletvekili ve parti örgütü ne yapmalı sizce?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder