Okul
ve öğrenci yetiştirmek konusu her ülkenin candamarıdır. Dünyada ülkeler
okullarının kalitesini yükseltmek ve çok iyi öğrenciler yetiştirmek için her
türlü yönteme bavururken, Türkiye’de iktidardakilerin yaptığına bakın: İşleri
güçleri hinlik üzerine proje geliştirmek, nasıl
bizim iktidar çocuklarını bedavadan ve hızla yükseltiriz, laik ve başarılı
okulların kuyusunu kazar, yok ederiz..
Yok
ettikleri aslında ülkenin geleceği.. Buna şiddetle karşı çıkmalıyız.
Başarılı
liselere tepeden tırnağa ne kadar yandaş öğretmen varsa atamanın yolunu
açacaksınız, hukuku çiğneyeceksiniz, güzelliği, iyiyi ve kaliteyi dağıtacaksınız..
İmam hatipleriniz olmadı mı?
155
en iyi okulu böyle ele geçirdikten sonra müdürlerine ortaokul açma hakkı
vereceksiniz, buralara sözlü olarak öğrenci alacaksınız, seçtiğiniz çocuklara
bu ortaokulları bitirteceksiniz..
Durun
yetmedi: Sınavsız olarak, TEOG’tan muaf tutacaksınız ve istediği liselere girme
hakkını vereceksiniz.
Dışladığınız milletin çocukları ise çırpınıp duracak..
İmam hatipleriniz olmadı mı?
Okulları bir bir imam hatipleştirmeniz kesmedi mi!
Oradan mezunlar durmadan çuvallıyor mu?
O halde 155 gözde okulu, yukarıda anlattığımız
mekanizma ile tamamen devşirme yoluna gideceksiniz.
155
okula atanan öğretmenlerin hepsi, çeşitli sicil, sınav, mülakat gibi aşamalardan
geçerken, sizlerin oraya yaptığınız atamaların tamamen keyfi ve yanrdaşlık
sınavından geçmiş olmaları yeterli oluyor.
Bir taşla iki kuş
Böylece
bir taşla iki kuş vuracaksınız:
Hem Atatürkçü, laik, çağdaş öğretmen ve okulları ve
aileleri dağıtıp okulsuz bırakacaksınız.. Hem de iktidar yandaşlarının
çocuklarını hızla tepelere çıkartmış olacaksınız.
Evrensel
eğitim almışlar veya almamışlar hiç önemli değil.
“Proje
Okulu” garabeti, tepeden tırnağa, FETÖ elemanlarının, soruları çalıp kendi
müritlerine dağıtarak yükselmelerini sağlamaktan farklı bir olay değil.
Bu bir AKP usulü FETÖ olayıdır.. İktidar hem soru çalıyor (kendi aralarında sözde sözlü sınavla) hem de
okul çalıyor!
Çaldıkları
geleceğimizdir.
Hüseyin avni Sözen Lisesi
Eser Kongur’un mesajını özetliyorum:
Geçen yıl bu konu ile ilgili ilk icraat,
okula atanan müdürün isteği ile hukuksuz yönetmeliksiz biçimde Hüseyin Avni
Sözen Anadolu Lisesi'nden 25 öğretmenin il emrine alınması ile
gerçekleştirildi. Medyada az yer buldu… Keşke bizler hukuk savaşı ve onur
savaşı verirken biraz destek olup biraz farkına varılsa idi. Belki o zaman işler
bu kadar fütursuzca aleni yapılamazdı..
Bir öğretmenden: “İzmir Fen Lisesinde yaşanan
haksızlık karşısında hiçbir şey yapamamak beni çok üzüyor. Bu okula yıllar önce
çeşitli aşamalardan geçerek
(sicil-sınav-mülakat) çok yüksek puanla atanmış değerli öğretmenlerimize
yazık oluyor. Tabii öğrencilerimize de. Hakları ellerinden alınıyor. Çok
üzgünler.
Yıllarca
bu memlekete büyük bir özveriyle hizmet eden idealist aydın öğretmenlerimiz
onurlu bir biçimde uğurlanmayı hak ederken onlara “haydi bakalım; şimdi git, başka okulda çalış!” demek doğru
değil.”
Lozan’ın
sis perdesi ardındaki
“Deneyimli
ve idealist öğretmenler, genç öğretmenler için birer liderdir. ‘Öğretmen Okulu’
mezunu olup çalışan az sayıda değerli öğretmenimizin -istemediği halde-
seviyesinin çok altında bir okulda çalışmaya zorlanması hiç doğru değil. Bu
uygulamadan bir an önce dönülmesi herkes için çok iyi olacaktır...”
***
Proje okulu meselesinin, yasalara
anayasaya aykırı bulunarak mahkemeye taşınması bir umuttur.
Lozan üzerine kopmakta olan
boş gürültüye bakıyorum da, adamlar sis perdesi ardında büyük bir malı götürüyor,
dönüşümü gerçekleştiriyor.
Bırakalım siyasetin köpüğünü de gerçek
şeylere eğilelim...
Yapmacık köpüklere bir ayıralım, gerçek
olgulara bin..
CHP’ye bir
siyaset önerisi..
4 Ekim 2016 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
--
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder