Şu Proje Okulları’na bir ara. Suriye’ye
dönmek istiyorum. ABD ile Ankara’nın Suriye’de farklı politikaları, bir çatışma olasılığını gündeme getiriyor.
Çünkü ikisi de “askeri saha”da ve silahlı kuvvetler üzerinden konuşuyorlar.
Gerçi TSK ile ABD’nin doğrudan çatışacağını hiç varsaymamak gerekir. ABD,
oradaki güçlerden durum ve koşullara göre bazen birini bazen diğerini
kullanıyor.
Irak’ı konuşturuyor
şimdi.
Irak “bağımsız”, “kendi kararlarını kendi
alan” bir ülke mi? ABD tarafından işgal edilmiş bir yer. Irak bir ülke
politikası değil mezhep politikası izliyor. Kim izlemiyor ki; burada temel
politika mezhepleri – etnik varlıkları birbirine düşür, savaştır ve sen de
bölgeyi istediğin gibi tasarla.
Mezheplerin ve bölgedeki devletlerin
hepsi de buna hazır zaten.
Irak
üzerinden ABD- Ankara savaşı
ABD’nin Irak’taki “sorumlu askeri
sözcüsü” net konuştu. Türkiye’nin Başika’da varlığının “koalisyon” dışında
olduğunu söyledi. Tehlikeli görüyorlar TSK’nin orada bulunmasını. Musul’un
“kurtarılması”na karıştırmıyorlar... Ankara da Irak’a sayıp duruyor. Aslında
ABD’ye! Sözde “iki müttefik”, üstelik NATO içinde! Ama sahada, vasileriyle de
olsa çatışmayı göze alacak düzeyde bir ilişki içindeler.
ABD Irak’ı bölecek üçe. Ama işin içine
Suriye de katılınca ve bu ülkenin de üçe bölünmesi gündeme gelince, işler
uzadı, çatallaştı. Şimdi Irak’ı ve Suriye’ye bir torbaya koydu, çalkalıyor da
çalkalıyor, oradan 3-4 parça çıkartma peşinde.
ABD IŞİD’e düşman mı? Görünüşte öyle. Bütün güçler IŞİD’e yönelmelidir
dediğine göre!
Ama hangi güçlerin hangi kompozisyonda ve
nasıl IŞİD’e yöneleceğini kendi belirleyecek. Çünkü her şeyin tasarladığı plana
ve yaratmak istediği devletler senaryosuna göre yürümesini istiyor.
IŞİD ise bu senaryonun baş aleti.
Kullanışlı oyuncağı.
Bundan iki yıl önceye kadar Ankara için
de öyleydi! Şimdi ise ABD için daha çok öyle!
Sünni’yi
Şii’yi kırdır birbirine
ABD’nin yanı başımızda ana politikası
Suriye PYD (tabii arkasında PKK) güçlerine özellikle siyasi alan açmak. PYD
işgali altındaki bölgede kendi binalarına Amerikan bayrağı çekiyor: Buraya
dokunamazsın.
Musul için de yine bu güçleri ve Iraklı
Şii güçleri kullanacak.
Düne kadar Irak yönetimini, Sünnileri
dışlayan “Şii politikası” nedeniyle eleştiriyordu.
Şii ile Sünni birbirini kırmaya hazır
zaten. Birbirlerini yerlerse, bundan ABD yararlanacak ve bölgede tasarımını
gerçekleştirecekmiş, umurlarında değil.
İslam ülkelerinin ve bölgelerinin neden
sefalet içinde, yoksul, boyunduruk ve sömürü altında yaşadıklarını merak eden
yok. Varsa yoksa dini ayrımlar, cihatçı, siyasal bile olamayan İslamcı
düşmanlık politikaları..
Zavallı sıradan “müslüman yığınlar”!
İşleri güçleri ölmek, öldürmek, savaşmak, yoksulluktan sürünmek.
PYD
varlığı ana politika
ABD’nin hiç vazgeçmediği ve sürekli
askeri ve siyasi yatırım yaptığı bölgedeki PYD güçleri.
Kürt silahlı güçlerini kullanıyor. Bu
güçler, IŞİD’e karşı Amerikan şemsiyesi altında ilerledikçe, egemenlik
alanlarını genişletiyorlar. Ve PYD/PKK varlığı Suriye içinde giderek büyüyen
bir güce dönüşüyor.
IŞİD bu açıdan, ABD’nin kullanışlı aleti.
“Suriye’nin
bütünlüğü” yalanı
ABD’nin dilinde “Suriye’nin bütünlüğünü istiyoruz” sözü bir yalan.
Plan yıllardır biliniyor: Üçe bölme. PYD
(PKK), Esad ve Sünni (IŞİD).
Herhalde Iraktan bir parça ama çoğu
Suriye’de, bir Sünni devlet olacak. Bu IŞİD olmuş veya bir daha ılımlısı,
önemli değil. Bu nedenle Şiilerin durdurulacakları yeri sonra görecekler. Hele
işler ilerlesin!
Ankara’nın da “Suriye’nin bütünlüğünü
istiyoruz” sözleri yalan.
Bizimkilerin ağzında “masada pay kapmak”
eksik olmuyor. Ne payı kapacaksınız?
Ankara da ABD’de, gerçekten ise
Suriye’nin bütünlüğünü isteselerdi, Esat ile işbirliği yaparlardı ve IŞİD
meselesi de bir kaç ayda biterdi.. Suriye’nin devlet egemenliği sağlanırdı.
Kişi de bundan uzak duruyor.
Bu açıdan, Ankara’nın Suriye politikası
değişmedi. Sahaya indi, ama ÖSO ile! Esad’ın yerine onu istiyor. Veya ÖSO’ya
ayrı bir egemenlik alanı!
Tabii Moskova’nın varlığı, bütün bu plan
ve senaryoları bozucu nitelikte.
Fotoğrafı net görelim. Ivırmadan
kıvırmadan, karmaşıklaştırmadan.
Evet ABD Türkiye dolaylı da olsa çatışır
mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder