Dün, dışta oluşturulmaya çalışılan “kahramanlık efsanesi”nin çöküşünü
yazmıştım. Peki iktidarın PKK kartı, MHP’yi Erdoğanlaştırmaya yeter mi?
MHP’lilerin ve bu ülkenin birliğini arzulayan herkesin düşünüp karar vermesi
gerekir:
İktidarın,
şimdi PKK ve Kürtlere karşı izlediği ağır
savaş kartı, Kürtlerle bölünmeyi daha mı hızlandıracak, yoksa diğer
yarımızla birliğimizi daha mı pekiştirecek...
PKK’nın, sivil-demokratik politika izlemek
yerine, öldürme ile “hak arama”ya kalkışmasını lanetlemekle bir yere
varamayacağımız açık. Ayrıca bunun bir “hak arama”dan öte, türlü çeşitli
aşamalar ileri sürerek ve gerçekleştirmeye çalışarak “ayrılma”, “kendi
rejimini-ülkesini kurma” amaçlı olduğunu bilmek ve yazmak da bir işe
yaramıyor.
Elde kalan
ne işe yarayacak
Burada sorun, bugünkü, epey vahşi bir şekilde
sürdürülen ve 200’e yakın sivilin de öldürülmesiyle süren “Kürt halkını ve
toprakları PKK’dan kurtarma” operasyonu sonucunda, o bölgede elde kalanın ne işe yarayacağını anlamaya çalışmaktır.
Ordu ordudur, ne kadar “ihtimam” gösterse, aman sivil halk incinmesin lafı, sonuçta
sadece bir masal olur çıkar. Toplamda günlerce sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentler
adeta bir harabedir; yüzbinler, savaş nedeniyle yer değiştirdi ülkesini
terketti. Çocukları, ne kılıkta olursa olsun, yüzlercesi can veriyor. Bölgede
bir savaş- ve insani felaket yaşandığı açık. Bu hepimiz için bir utanç
meselesi. PKK’lıların, bunu istismar ederek bir kıyım yaşandığı karşı
propagandasının dışında, bizim açımızdan da vahşet tablosu vardır, birinci
derecede bizi ve Kürt yurttaşları ilgilendiren. Askerler, polisler de ölüyor.
Bu tablonun yaratıcılarından biri ve başlıcası,
şüphesiz ki RTE iktidarıdır.
İktidar ve
elindeki savaş-barış kartı
Ellerindeki “Kürt Kartı”nın bir yüzünde “barış-süreç” vardı, bu sürecin
sandıksal meyvelerini yiyip tükettikten, sonra derhal kartın ikinci yüzündeki savaşı çevirdiler.
Çocukça palavralarla milleti kandırmaya
yöneldiler derhal: Biz barışla uğraşırken onlar meğer savaş hazırlığı yapıyorlarmış!
Bu masala inanan şüphesiz saf bakir Anadolulu var.
PKK’nın silahlanması, bölgede kendini yönetim mekanizmalarını kurması,
mahkemeleri, vergi toplaması, silahlanması vb hepsi biliniyordu, yazılıp
çiziliyordu. İktidar PKK’nın silahlanmasına karşı güvenlik güçlerini
durduruyordu. Ne için, oy için.. Ayrı
bir yönetim kuracak kadar izin ver, sonra büyük bir savaş başlat.
Barışla
topladığın oyu, şimdi ise savaşla da topla!
Siyasi tercihler ve oyunlar bu kadar acımasız.
Oysa
yazdık hep:
Kürt meselesi AKP’nin değil, bu ülkenin temel meselesidir, ne olacaksa milletin
çoğunluğunca olmalı, parlamentoda tartışılmalı vb. Ama RTE ve adamları Kürt meselesinin
yağını balını yemek için milletten hep kaçırdı.
Düşmanlığın
neresi milletseverlik?
Şimdi MHP’liler, iktidarın adeta kaybettiği toprakları geri
almak için bölgede fil gibi tepinip durduğunu bilmeyecek kadar cahil,
vurdumduymaz, her şeyden habersiz mi ki, Erdoğanlaşacaklar ve ona başkanlık
yolunu açacaklar.. Cezalandıracaklarına...
Tablo kötü mü kötü. Bırakın savaşın vahşet
tarafını. Sonuçta Türkü-Kürdü birbirinden ayırma politikasına karşılıklı hizmet
eden bir fotoğraf var.
Türk ile
Kürdün birbirine düşmanlığını daha da arttıran bir sonuçtan, kendisine milliyetçi
diyecek bir politik anlayışın neden memnun olacağını, biri bana izah etsin.
Bahçeli, nutuk atıp durur, ama
son tahlilde RTE’nin en büyük kurtarıcısı olur. Partisinin büyük oylar
kaybetmesi pahasına. Örneğin 7 Haziran ve 1 Kasım seçim sonuçları.
MHP, Kürt ve Türk’ün birliğinin şampiyonu
olmalı! Bu amaca yönelik politikalar için 7 Haziran’da iktidar bile olmalıydı.
Ama MHP’yi egemen olan politikasızlık, küçük ve arkaik düşüncedir.
Şimdi Genel Başkanlığa aday olacakların
politikalarını görelim. Yoksa RTE’ye, seni en iyi biz başkan yaparız mı
diyecekler?!
21 Aralık 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder