Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

23 Aralık 2015 Çarşamba

MHP, seni en iyi biz başkan yaparız mı diyecek?


Dün, dışta oluşturulmaya çalışılan “kahramanlık efsanesi”nin çöküşünü yazmıştım. Peki iktidarın PKK kartı, MHP’yi Erdoğanlaştırmaya yeter mi? MHP’lilerin ve bu ülkenin birliğini arzulayan herkesin düşünüp karar vermesi gerekir:
İktidarın, şimdi PKK ve Kürtlere karşı izlediği ağır savaş kartı, Kürtlerle bölünmeyi daha mı hızlandıracak, yoksa diğer yarımızla birliğimizi daha mı pekiştirecek...
PKK’nın, sivil-demokratik politika izlemek yerine, öldürme ile “hak arama”ya kalkışmasını lanetlemekle bir yere varamayacağımız açık. Ayrıca bunun bir “hak arama”dan öte, türlü çeşitli aşamalar ileri sürerek ve gerçekleştirmeye çalışarak “ayrılma”, “kendi rejimini-ülkesini kurma” amaçlı olduğunu bilmek ve yazmak da bir işe yaramıyor.

Elde kalan ne işe yarayacak
Burada sorun, bugünkü, epey vahşi bir şekilde sürdürülen ve 200’e yakın sivilin de öldürülmesiyle süren “Kürt halkını ve toprakları PKK’dan kurtarma” operasyonu sonucunda, o bölgede elde kalanın ne işe yarayacağını anlamaya çalışmaktır.
Ordu ordudur, ne kadar “ihtimam” gösterse, aman sivil halk incinmesin lafı, sonuçta sadece bir masal olur çıkar. Toplamda günlerce sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentler adeta bir harabedir; yüzbinler, savaş nedeniyle yer değiştirdi ülkesini terketti. Çocukları, ne kılıkta olursa olsun, yüzlercesi can veriyor. Bölgede bir savaş- ve insani felaket yaşandığı açık. Bu hepimiz için bir utanç meselesi. PKK’lıların, bunu istismar ederek bir kıyım yaşandığı karşı propagandasının dışında, bizim açımızdan da vahşet tablosu vardır, birinci derecede bizi ve Kürt yurttaşları ilgilendiren. Askerler, polisler de ölüyor.
Bu tablonun yaratıcılarından biri ve başlıcası, şüphesiz ki RTE iktidarıdır.

İktidar ve elindeki savaş-barış kartı
Ellerindeki “Kürt Kartı”nın bir yüzünde “barış-süreç” vardı, bu sürecin sandıksal meyvelerini yiyip tükettikten, sonra derhal kartın ikinci yüzündeki savaşı çevirdiler. 
Çocukça palavralarla milleti kandırmaya yöneldiler derhal: Biz barışla uğraşırken onlar meğer savaş hazırlığı yapıyorlarmış! Bu masala inanan şüphesiz saf bakir Anadolulu var.
PKK’nın silahlanması, bölgede kendini yönetim mekanizmalarını kurması, mahkemeleri, vergi toplaması, silahlanması vb hepsi biliniyordu, yazılıp çiziliyordu. İktidar PKK’nın silahlanmasına karşı güvenlik güçlerini durduruyordu. Ne için, oy için.. Ayrı bir yönetim kuracak kadar izin ver, sonra büyük bir savaş başlat.
Barışla topladığın oyu, şimdi ise savaşla da topla!
Siyasi tercihler ve oyunlar bu kadar acımasız.
Oysa yazdık hep: Kürt meselesi AKP’nin değil, bu ülkenin temel meselesidir, ne olacaksa milletin çoğunluğunca olmalı, parlamentoda tartışılmalı vb. Ama RTE ve adamları Kürt meselesinin yağını balını yemek için milletten hep kaçırdı.

Düşmanlığın neresi milletseverlik?
Şimdi MHP’liler, iktidarın adeta kaybettiği toprakları geri almak için bölgede fil gibi tepinip durduğunu bilmeyecek kadar cahil, vurdumduymaz, her şeyden habersiz mi ki, Erdoğanlaşacaklar ve ona başkanlık yolunu açacaklar.. Cezalandıracaklarına...
Tablo kötü mü kötü. Bırakın savaşın vahşet tarafını. Sonuçta Türkü-Kürdü birbirinden ayırma politikasına karşılıklı hizmet eden bir fotoğraf var.
Türk ile Kürdün birbirine düşmanlığını daha da arttıran bir sonuçtan, kendisine milliyetçi diyecek bir politik anlayışın neden memnun olacağını, biri bana izah etsin.
Bahçeli, nutuk atıp durur, ama son tahlilde RTE’nin en büyük kurtarıcısı olur. Partisinin büyük oylar kaybetmesi pahasına. Örneğin 7 Haziran ve 1 Kasım seçim sonuçları.
MHP, Kürt ve Türk’ün birliğinin şampiyonu olmalı! Bu amaca yönelik politikalar için 7 Haziran’da iktidar bile olmalıydı. Ama MHP’yi egemen olan politikasızlık, küçük ve arkaik düşüncedir.
Şimdi Genel Başkanlığa aday olacakların politikalarını görelim. Yoksa RTE’ye, seni en iyi biz başkan yaparız mı diyecekler?!

21 Aralık 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder