Yazılarımda Cumhurbaşkanı RTE’nin ana iç
politika hedefinin MHP’yi hammm yapmak olduğunu sık belirtmiştim. Bu 2011’de
böyleydi, 2015’te de değişmedi.
2011’de seks
kasetleri siyasi suikastiyle MHP baraj altına itilseydi, bugün RTE’nin
derdi çözülmüş olacaktı; Meclis’te 367’yi aşan milletvekili ile Referanduma
gerek kalmadan Anayasa’yı değiştirip Başkan koltuğunda oturuyor olacaktı! Bu
olmadı, ama hedef hiç değişmedi.
RTE’nin
gündeminde Başkanlık Sistemi’nden daha önemli hiç bir şey yok.. Bunun altını çizin. 7
Haziran seçimlerinden sonra da uyguladığı strateji tamamen buna yönelikti. O
seçim sonuçları kendisi için büyük felaketti; Başkanlığı da yerin dibine gömmekti,
kaybedeceğim hiç bir şey yok diyerek
1 Kasım seçimlerine kilitlendi. İki seçim arası yaşadığımız her şey, seçimi
kazanmak amacını taşıyordu.
Oyunu tuttu, kazandı; ama referanduma götürecek
çoğunluğu yakalayamadığı için Meclis’te bir
ayağı topal kaldı.
Ayağına bir protez
takması gerek, kendi 316 milletvekilinin oyu garantiyse, en az 16-17
milletvekillik protez ki, 330’la yeni anayasayı referanduma götürebilsin. CHP
ve HDP’den en az 10 milletvekili oy vermediği sürece, referandumsuz başkanlık
anayasasını geçirmesi mümkün değil. MHP’nin tüm oyunu yese, 316+41=357 yapıyor.
Hayatının
oyunu
Hayatının oyununu oynuyor Cumhurbaşkanı: Ya
başkan olacak ya başkan olacak. Başkan olamazsa, kendisiyle başlatmayı
planladığı “Yeni Türkiye” (2. Türkiye) propagandası, rüyası düşecek. Atatürk’ün
Kurucu pozisyonuna ulaşamayacak.
Herkes gibi başbakan, cumhurbaşkanı olarak kalacak. Kendisi için tarih yazımı,
bu açıdan en azından sıradanlaşacak.
Oysa tüm hazırlığını Başkanlığa göre yaptı.
Atatürk’ün artık ancak mütevazi diyebileceğimiz Çankaya’yı bile boşalttı, ama
Atatürk’ün halka mirası olan Atatürk Orman Çiftliği bir sürü yasadışı karar ve
uygulamalarla adeta gaspedildi, oraya bugün dünyada hiç bir liderin yapmaya
cesaret edemeyeceği bir Saray inşa edildi.. Tüm bunlar Başkanlık için
hazırlıktı.
Yasal olarak Başkan olamazsa, düşünün artık, tüm
bunlar tarihsel büyük bir ironi olarak kayda geçecek. Yani yazmaya çalıştığı
tarihle anakronik bir duruma düşecek. Mesele budur.
MHP’lilere
4 mesaj
RTE’nin 2016’da Başkanlık anayasasını ülkeye
kabul ettirmeyi planladığını düşünebiliriz. Bu işin onun açısından artık
bekleyecek tarafı kalmadı. Davutoğlu’nun da hükümetin tüm eylemlerinden sorumlu
ve yetkili olduğunu vurgulaması aslında bu durumdan rahatsız olduğunun da
göstergesi. Bu yıl dananın kuyruğu kopacak gibi, de kuyruk kimde daha kimde
kalacak belli değil.
Bu nedenle oyunun kilit noktada duran tek parti
MHP.
RTE’nin tüm dış politika girişimlerinin ardında
MHP’yi siyasi ve ideolojik olarak çökertmek yatıyor aslında. Yoksa, bu dış girişimlerden
elde edeceği hiç bir şey gözükmüyor. Var da ben mi göremiyorum!? Bakın:
1) Suriye’deki Türkmenlerin büyük koruyuculuğuna
soyunması da.. (MHP’nin Türkmen Duyarlığını kaşıma, elinden alma ve AKP’ye
geçirme..)
2) Rus uçağının vurulması da.. (Hem Rus uçaklarının
bölgeye saldırısına karşı Türkmenleri koruma gösterisi.. MHP’lilerde geçmişin
“Moskof” edebiyatını canlandırma, Çeçen dayanıması çağrısı vb)
3) Musul’da askeri birlik bulundurma ve bu
birliği takviyeye girişme de.. (Musul bizimdir bizim olacaktır, fetih
edebiyatı..)
Bütün bunlar, MHP’lilere “yahu MHP diye bar partiye gerek mi var, nedir o öyle pısırık pısırık
oturuyor yerinde. Hükümet biziz, istediğiniz her şeyi yapma iktidarı bizdedir, biz
milliyetçiyiz, Türkçüyüz, daha ne istiyorsun, gel katıl bize..” mesajıdır.
Yeniden
seçime bile gidilebilir
Şimdi MHP’yi kıstırma ve yutma planının en
önemli dönemecine gelindi. MHP’de koltuk kavgası mı veriliyor yoksa AKP
karşısında bütünlüğü koruma ve büyüme mi, bilmiyorum.
RTE, MHP milletvekillerinden yerse başarır.
Yiyemezse, MHP seçmeninin AKP’ye akacağını ve partiyi baraj altına iteceğini
görürse, gündemde 3.seçimv ar demektir.
Her şey başkanlık için..
20 Aralık 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder