1) Üniversitede Milli
İrade
Bugün 3 önemli
konu var: İlki: İstanbul Üniversitesi’nde rektör seçimi yapıldı. Ve şaşırdığım
bir sonuç çıktı: Raşit Tükel 1202 oy
aldı, rektör vekili Mahmut Ak 908. Harun Cansız 382.
Yani Üniversite’nin milli iradesi yüzde 40
oyla Tükel’in arkasında. Sandık sandık diye bağıran muktedirler, bu iradeye
saygı gösterir mi? Doğmamış çocuğa don biçmek istemem. Ama bugüne kadarki
pratikleri üniversite iradesine yüzdeyüz saygısızlıklarının belgesidir.
Son rektör
seçimlerinde Akademi camiasına boykot çağrısı yapmıştım. Neden? Çünkü YÖK ve Gül, en çok oyu alanlara, bizim
adamımız mı diye baktı! Adamıysa, kuyudan çıkardı rektör yaptı. Ne oyu
taktılar ne demokratik teamülleri.. Bu standart uygulama olunca, üniversitelere
dedim ki, bu oyunu bozun, sandığı büyük
çoğunlukla boykot edin. Tabii bu olmadı.
Mesele şöyle:
ilk aşama, seçim. Seçimlere katılan 6 aday arasında YÖK keyfince 3 aday
sıralıyor. Cumhurbaskanına gönderiyor. O koltuğun kimi atayacağı bilindiği için,
isterse 6.olsun, ilk o sıraya yerleştiriliyor ve atama yapılıyor. Üniversitenin
iradesi sıfır: “Ederim 1.ye oy verenlerin pusulalarının içine..”
Bu seçimlerde
de, Tükel aleyhine büyük kampanya yürütüldü: Seçilse bile atanmayacak, oyunuz
boşa gitmesin bize verin.. Ama bu tutmadı, şimdi Üniversitenin adaylarına
sonuna kadar sahip çıkmalı. Dahası ortalıkta toptan istifa dedikoduları bile dolaşıyor.. İşte bu muazzam, haklı
bir eylem ve demokratik deprem olur..
Üniversitenin
iradesine saygı gösterilmeli!
2) Ergenekon ve Kontr-Gerilla
Can Dündar, önceki günkü “Derin Devlet Sığ Çıktı” yazısında, çok
sorunlu bir alana “doğruymuş” gibi girdi: “2000’lerde
‘Ergenekon davası’yla dosya (kontr-gerilla dosyası) yeniden açıldıysa da AK Parti-Cemaat ittifakınca öyle sulandırıldı ki,
hiç ilgisiz isimler cezalandırılırken, asıl ‘Ergenekon’ gözlerden saklanmayı
başardı.”
Dündar,
Ergenekon davasının kontr-gerilla davası olarak asla açılmadığını bilmiyor
sanırım. Yığınla insan, birbiriyle ilgisiz, sağdan soldan toplandı, vay siz hepiniz Palmiye Oteli’nde hükümeti
devirme toplantıları yaptınız.. genel kurmayda generallerin hazırladıkları
darbe plan ve girişiminin adamlarıydınız.. cart curt.
Davayı bir terör
örgütü davasına dönüştürmek için İbrahim
Şahin gibi adamlar, jitem gibi bazı unsurlar da davaya bulaştırıldı. Yetmedi,
Osmanım
adında bir suç makinesine yalan itiraflar yaptırılarak, Danıştay Cinayeti bu “örgütün eylemi” gösterildi. Yetmedi, Zır
Vadisi ve İstanbul’da tertipçilerin gömdükleri silahlar da “darbe hazırlığı” olarak servis edildi.
Ergenekon Davası budur ve büyük şef olarak da İlhan Selçuk örgüt şemasına “fikir babası” yerleştirilmişti..
Ergenekon davasının ardında İlhan Selçuk ve diğerlerinin katilleri vardır. Cemaatçi
yapı tam kadro!
Dava çöktü,
afedersiniz, paçayı kurtaran kontr gerillacılar kimlerdi? AKP- Cemaat davayı
sulandırmadı. Sonuna kadar gittiler ama sonuçta yalan çöktü. Cemaat/iktidar
ayrı, davayı açan Zekeriya Öz ve
tayfası ayrı değildi, hepsi aynı yapının bütünleşik-işbölümü yapmış
unsurlarıydı. Öz’lerin savunucuları kimlerdi?
3) En Büyük Casusluk Olayı
Düşünün, bir
kumpasla devletin gizli odalarına giriliyor. Ne var ne yok talan ediliyor.
Savcılar işin içinde, hakimler, polisler, bir yapı ki, casusluk şebekesi gibi..
Ve bir işgale karşı tasarlanan sivil halk içindeki bir örgütlenme ve bunun
içindeki kont gerilla yapısı deşifre ediliyor.
1. yönü, belki de asrın en büyük bir casusluğu. Şimdiki
Cumhurbaşkanı da, Başbakan iken “bırakın
arasınlar” demiş. Yani olayın içinde. Başbuğ engellemiş, ama Özel zamanında
ip kopmuş. Var mı bir babayiğit savcı, soruşturma açacak?
2. yönü: Sovyetler
çökmüş.. hala ne bu sivil kontrgerilla örgütlenmesi? Neden dağıtılmadı? Hangi iç
olaylarda kimlerin emriyle kullanıldı, kimler katledildi? Maraş’ta, Sivas’ta
varmıydılar? Kimler, ülke içi iktidar çatışmalarında, böyle bir örgütü kullanma
pisliğine bulaştılar. Bu örgüt amaç dışıdır ve hemen hemen dağıtılmalı. Bırakın ülke savunması palavrasını.
Gerekirse halk örgütlenmesini bilir..
---- 9 Mart 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder