Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

15 Mart 2015 Pazar

Kadın Eşitliği: Değişimin Ana Aracı Ne?

Öncelikle Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Bütün kadınlara çiçek vermekle hoş davranmakla canım cicim sevgilim şekerim bi tanem demekle bu iş geçiştirilebilecek gibi değil.. Yılın bir tek günü tırnaklarını saklayacaksın, 364 günü ise çıkartacaksın..
Gözümün önünde bir karikatür canlandı geçen yıldan, bir dağ ayısı sevinç içinde, karanlık ağzını açmış, kirli dişleri, tüm bakımsızlığı, yarı açık madalyonla göğsü ve kirli yüzü ile sırıtıyor ve diyor ki: Nihayet kadınlar günü geçti, artık bizim 364 günümüz başladı..
O tip erkeğin tüm aşırı uçtaki hallerinin toplamı.. Zaten karikatürün üstünlüğü ve sanatçılığı da budur.. Çizer, gözümüze sokuyor o tipi, belki de diğer tüm erkekleri ayırıyor olabilir. Erkekler, “Bu biz değiliz” diye istedikleri kadar haykırsın.. Evet o görünüşte, düşüncede olmayabiliriz.. Çoğumuz o tipin ipini çeker.
Ama o tipin bütünlüğünde bizden hiç mi parça yok? Tutumunda, düşüncesinin kenarında var.. Kadınların toplumsal konumlarına baktığımızda görürüz..
***
Kadının toplumsal konumunun değişmesi, daha doğrusu aralarında bir dengenin sağlanması, evrimsel bir süreçtir. Değişim sürecidir. Toplumların önünde iki yol, aslında tek yol var:
Bu değişimin, türlü çeşitli araç-gereçle hep yolunu açacaksın. Kadınların konumlarında gözlü gürülür, mesela 4-5 yıllık süreçlerde ölçülebilir değişimi izleyeceksin. Kadın, toplumsal eşit yurttaş konuma adım adım gelecek..
Bu kültürel–toplam değişimin tek yolu. Eşitliğe giden tek yol. Eğitimin, çocukluktan başlayarak aile içine kadar sokulmasını, çocuk yuvalarında ve okullarda, taviz vermez şekilde her tür ayrımcılığın dışlanmasını gerektirir.. Kızların mutlaka okuması için de devletin tüm desteğini gerektirir. İşe alımdan ücret eşitliğine kadar ayrımcılığın kaldırılmasını da.
Şüphesiz ki, ülkede toplumsal gelirin-refahın artması bu değişim sürecinin çok önemli bir parçası. Yoksulluk, kadınların ve çocukların daha çok ezilmesi mekanizmalarını harekete geçirir..
Gelelim işin bam teline: Değişim sürecinin en önemli aracı siyasal iktidardır.
***
İktidar, kadınların konumunu eşitleyici yönünde mi değiştiriyor? AKP’nin kadın erkek eşitliğinden anladığı tek şey var: Türban takma özgürlüğü. Bu işi bebeleri türbanlamaya kadar indirgediler. Bütün politikaları kadınların toplumsal konumlarını hatta geriletici bir bütünsellik gösteriyor. Evde, kocanın karısı. Çocuk doğurma makinesi. En iyi kadın, başları türbanlı kadın ve çocuk. İş hayatında ne işi var? Bunlar resmi politikalar.
Gazeteler geçen gün TÜİK istatistiklerine dayalı, kadının toplumsal konumunu açıklayan olumsuz haberlerle doluydu. Avrupa ülkelerinin ancak yarısı kadar kadın çalışma hayatımızdı (%28). Yüzde 50 ortalamayı alsak, yüzde 22 açık var. Kadın nüfusunun çalışma hayatında yüzde 22 eksikliği, Türkiye’de işsizlik oranına eklenmesi gereken bir sayı..
AKP’li milletvekili kadınların siyasal rolleri, eşitsizliği perçinleyici yönde. AKP kadınları siyasal oy amaçla “kullanıyor”. Kabataş yalanı bunun tipik göstergesi.. Üstelik neredeyse tüm erkek yazarlarını bu oyun için seferber ederek.
Türkiye kadınların daha çok eşitsizliği yönünde, geriye doğru giden bir ülke. İslami politikalar ve inançlar doğrultusudaki toplumsal tutuculuk, sorunu ağırlaştırıyor. Eşitlik yönünde gelişmesi gereken süreç, tersine çalışıyor.
Ana siyaset, erkeklerin fiziksel, fizyolojik, toplumsal, çalışma hayatı, aile içindeki güçlü konumlarını, her alanda toplam egemenliklerini kısıtlayıcı yönde olması gerekirken, yapılan erkek egemen yapıyı ve kültürü daha da arkaikleştirmek.

Bu politika nasıl değişecek, umut nerede?
8 Mart 2014 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder