SAYFALAR

21 Nisan 2014 Pazartesi

Gül-Erdoğan Gearilimi: Okurlarım Şaşırmamıştır

Gül ile Erdoğan restleşmesi... Bu köşenin okurları şaşırmamıştır. Tıpkı Cemaat-Erdoğan çatışmasında olduğu gibi... Tek adam, MİT, HSYK yasası ile ditatörlüge benzer yönetiminin temel taşlarını koydu.. Dar bölge seçim sistemini de dayatacak ve herşeyi kontrol edecek. Tarihteki tüm diktatörlerin “kontrol” mekanizması.. Bu konuya yarın gireceğim.
Bu arada, Cemaat-Erdoğan ve Gül çatışmasını yazıyorum, biter yakında kitap.. Bugün kitapta kullandığım kısa bir bölümü alıyorum buraya.. Yaşadığımız Cemaat- Erdoğan-Gül çatışmalarını 2011 Aralığı’nda yorumlayan yazılarımdan kısa notlar..
***
Gül- Erdoğan- Cemaat Kavgası: İktidar odakları arasında mücadele ateşlenmiştir. Bu, sorun çözülünceye kadar sürecek. Güçlü bir olasılıkla, bu mücadele sonunda saflar ve destekler değişecektir.. Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi en geç 2014’de yapılacaksa, Türkiye’nin zirvesinde Üç Koltuk boşalıyor. Kişiler ve şapkalar değişecek. Gül, Cumhurbaşkanlığından ayrılıyor. Erdoğan, Başbakanlıktan. Ve Erdoğan Parti Başkanlığı’ndan..” (11 Aralık 2011; “3 Koltuk Boşalıyor”)
***
 “Cemaati siyaset yükseltti, siyaset batıracak”: Siyasi çatışmanın dozu yüksektir ve çözüm hiç de öyle yağdan kıl çeker gibi olmayacak. Çünkü arada üçüncü bir güç var: Cemaat! Cemaat siyasetin göbeğinin de göbeğinde. Bu siyasi –dini kurum, bir süredir Erdoğan’ın bazı bakanlarını hedef aldı... Cemaat, güç topladığı emniyet ve adalet gibi kurumlarda, AKP ile çatışıyor. Erdoğan’ın, boş koltukler meselesini yağdan kıl çeker gibi çözmesine engel, bu durumdur. Tehditler ve yeni saflaşmalar dönemindeyiz.. Cemaati yükselten, doğrudan siyaset yapması ve iktidar odağı haline gelmesidir! İktidarın nimetlerinden menfaat dağıtması, iktidar olanaklarıyla örgütlenmesidir. Cemaati yükselten siyaset, batmasına da neden olacaktır!”(12 Aralık 2011: 3 Koltuk Boşalıyor-2)
***
Cemaat Erdoğan’ı Suçluyor: Cemaat.. Erdoğan’ın Ergenekon’u tafsattığı ve bugün gelinen noktada artık bir uzlaşma ile davaları sonuçlandırmak istediği düşüncesinde... Bu iki yapının arasında büyük bir çelişki olduğu açık. Ama gelinen noktada, AKP, büyük bir baskı altındadır, hem dış hem iç.. Burada durmak istiyor!
Subayları daha ne kadar, artık esarete dönen yargılamada içeride tutabilirsin? Gazetecileri daha ne kadar terör örgütü faaliyetleri şaklabanlığıyla, uydurmacasıyla içeride tutabilirsin? İçeriyi ve dışarıyı daha ne kadar aldatabilirsin veya oyalayabilirsin? Seçilmiş milletvekillerini içeride tut...
Erdoğan ile Cemaat çatışıyor.. Anlıyoruz ki, siyasi davalar üzerinde süren cemaat vesayeti, hukuksuzluğu ve zorbalığı, AKPyi bunalttı!.. Şike olayı da, Cemaat ile Erdoğan arasındaki kırılmanın tam dışa vurumu...Cemaat herşeyi “organize ağır suç”a sokarak, sözde temizlik yaftası altında, aslında futbolda kendisine yer açmak istiyor.” (13 Aralık 2011: 3 Koltuk Boşalıyor-3; Cemaat-Erdoğan İkiliği)
***
 “Cemaat: Bedel Ödeme Zamanı..” : Cemaat, üçüncü “eşit güç” olarak büyüdüğünü düşünmektedir! Dolayısıyla tepelerde 3 Koltuk için 3 Güç çarpışmaktadır! Erdoğan ile Cemaat arasında, eski ittifakın yürüyeceğini artık sanmıyorum. Camlar kırılmıştır. Cemaat, varlığını, Erdoğan’ın iktidar ve gücüyle eşitlediği(ni düşündüğü) zamandan beri, bu böyle!
Bazı yorumlara göre, Cemaat-AKP ittifakı bozulmaz. Tartıştığımız bu değil. Cemaat, kendisi için en uygun koşulları yaratmak için, liderlikte kimin olacağı konusuna ağırlık koyuyor.. Bu “politika oyunu”nu kaybetmesi durumumda, bir de bedeli olacaktır! Cemaat, artık bir siyasi iktidar odağıdır! Bunun de bedelini er geç ödeyecektir!” (15 Aralık 2011)
***
Erdoğan 10 yılın Denklemini Kuruyor: “Temel siyasi gerçek şudur: Erdoğan bugün sahip olduğu liderlik gücüne dayanarak, eğer siyasetten emekli olmaya niyeti yoksa, Cumhurbaşkanlığını, Parti Başkanlığını ve Başbakanlığı, öyle bir şekilde “bağlamaya” çalışacak ki, önümüzdeki 10 yılda kendisini ve geleceğini görebilsin.
Lider konumundaki bir politikacı, bu hesaplamaları ve buna yönelik stratejileri, zirvede olduğu sırada yaparsa, en yüksek yararı sağlayacak denklemler kurar!.. Öyleyse, Erdoğan için temel soru: 10 yıl sonra da Türkiye’de egemen kişi olma hesabı, politik denklemi nedir?
Şunu söyleyebiliriz: Parti Başkanlığını ve Başbakanlığı da himayesi-vesayeti altına alacak bir Köşk... Bunun en kestirme çözümü ise, şüphesiz Başkanlık Sistemi’ne geçiştir. Erdoğan iki-üç yıldır bunun iklimini yaratacak çalışmalar yapıyor.
Bu arada Gül’e gelince, cemaat güçleriyle ittifak yapabilir.. Ama hiç bir siyasi lider, bir Cemaat politikacısı olarak liderlikte kalamaz. Ta ki, cemaat, AKP’nin içini tam oymuş olsun. Zaten o zaman AKP diye bir şey kalmamıştır.” (20 Aralık 2011, Erdoğan Vesayet Arıyor)
***
Cemaat’in Erdoğan’ı Kuşatması: Yargı ile Erdoğan’ı vurur mu? Cemaatin devleti ve AKP’yi- Erdoğan’ı kuşatması.. Cemaatin üzerinde çalıştığı yeni hedefi, MİT’te yapılanma... Cemaat- Erdoğan siyasi çatışmasında, akla gelen fantastik sorulardan biri de, acaba cemaat Erdoğan’a da hukuk mızrağının ucunu gösterir mi? Bu fantezi sorunun ardındaki olgu, Cemaatin kendisine karşı olan ve rakip olarak gördüklerine her türlü hukuki tuzağı kurabilecek bir güce ulaştığını sanmasıdır. (2 Ocak 2012: 2012 Beklentiler: Erdoğan- Cemaat)
***
Bu son nottan bir ay sonra, Cemaatin yargısı, MİT üzerinden Erdoğan’a yönelmişti.. 
Ama ne demiştik: Siyasetle yükselen siyasetle düşer.. 
Şimdi Gül konusuna bakacağız..

--20 Nisan 2014 / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder