Hemen aklınıza Vasıf Öngören’in “Asiye Nasıl Kurtulur”u gelmesin. Bu epik tiyatroyu Vasıf, sanırım
1970’lerde yazmadan önce Berlin’e gelmişti; dönemin ünlü Berliner Ensembl tiyatrosunu
ziyarette ve bir oyun seyretmekte tıfıl bir öğrenci olarak kendisine eşlik
etmiştim. Bu tiyatronun kurucuları, efsane Bertolt
Brecht und Helene Weigel idi.
Vasıf’ın “kötü
yola düşmüş” Asiyesi’ni kurtaran yoktu, tersine, devlet durmadan Asiyeler
doğuran, üreten toplumsal yapının destekçisiydi… Ancak toplumcu bir düzende
belki Asiyeler kurtulabilirdi..
Ama aynı devlet bakın benzer bir şekilde “kötü yola düşmüş” Osmanım’ı nasıl da kurtarıyor! Demek ki isterse yapabiliyormuş!
Osmanım dediğime bakmayın, bir
tabir bana ait değil, “gizli tanık” olarak dinlenirken, polisin savcıların
kendisine “Osmanımmmmm” diye
seslenmesiyle kimliği açığa çıktı!
Davada tanıktı,
sanıktı hem de gizli tanıktı! Dünyada bir kez daha asla görülemeyecek bir “atipik”
durum, Propaganda şefi ve uydurukluk makinesi gibi çalışan H. Çelik’in deyimiyle! Yani savcılar ve mahkeme etinden, sütünden,
budundan herşeyinden yararlandılar; bu kadar hizmetten sonra, tabii ki
salıverdiler! Neymiş? “Osmanım”ın Danıştay cinayetinde parmağı olduğu kanıtlanamamış..
Oysa telefon sinyalleri, Yıldırım’n 10 dakika mesafede olduğunu gösteriyordu!
Yani “çetenin” asli elemanlarından…
***
Osman Yıldırım’ı Danıştay cinayetiyle tanıdık..
“Türban kararları” bahanesiyle Danıştay’ı basan ve Yücel Özbilgin’i öldüren Alparslan Arslan ve ayrıca Cumhuriyet
gazetesini de bombalayan çete üyeleri, Ankara’da yargılanıyor ve müebbet ve
ağır cezalar alıyor. Bitmiş sonuçlanmış bir dava..
Ergenekon’la ilişkisi ne? Savcıların, Cemaat ve
iktidarın, Ergenekon davasında “kanlı bir olay”a ihtiyaç
duymalarından.. Danıştay baskını iktidar yandaşlarınca hemen “Ergenekon’un eylemi” diye damgalanmıştı,
anımsayın! Didindiler, çırpındılar bu bağı kurmak için.. Öyle ki, İlhan Selçuk’u, Mustafa Balbay’ı ve Cumhuriyet
gazetesini, kendi binalarını bombalamakla suçlamaya kadar vardırdılar işi!
“Osmanım”ı ikna bu nedenle önemliydi.. Ergenekon
savcıları, iktidar, yüksek yargı organları eşgüdümle çalıştılar mı ‘Osmanım’ı
iknada? Ergenekon eski yargıçlarından Köksal
Şengün olayı bütünüyle biliyor, bu nedenle soruyor: “Osman Yıldırım’la Ankara’ya gidip kimler konuştu?”Arkadaşımız İlhan Taşçı, Cumhuriyet’te 7 Ağustos’ta “Osmanım’ın sır dolu görüşmesi” başlıklı haberinde açıkça yazıyor: Zekeriye Öz ve Mehmet Ali Pekgüzel
Bakanlığın da izniyle Ankara’ya gidiyor, F tipi cezaevinde yatan Osman
Yıldırım’la konuşuyor, onu ikna ediyorlar…
“Osmanım” ikna odasında halledilince, hemen yargı tepeden çalışıyor. Yargıtay
savcısı Danıştay davası Ergenekon
davasıyla birleşsin diyor, Yargıtay kabul ediyor, dava bozuluyor ve dosya
Silivri’ye gönderiliyor…
Böylece “Osmanım”ın ulvi görevi başlıyor!
Sorguya alıyorlar, Danıştay baskınını Ergenekon işledi dedirtiyorlar, bazı sanıkları
suçlattırıyorlar ve olayı bitiriyorlar. Artık hem sanık hem tanık o, üstelik
bir de “gizli tanık”, iyi mi! Yemede yanında yat! Önemli olan hukuk mukuk
değil, “Osmanım”ın tek eveti ile idam sehpasının kurulması! Osmanım’ın
söylediklerini destekleyecek tek bir kanıta ihtiyaç olabilir mi?!
“Osmanım”
olayı, aslında bütün Ergenekon davası sanıkları arasında kurulan “suç”
bağlarının tıpkısının aynısıdır!
Ama allahları var, Osmanım’a verdikleri sözü
tuttular, yattığı süre kadar ceza ile salıverdiler. Yüzünü değiştirecekler,
yeni kimlik verecekler, koruyacaklar..
Ohh ne ala, Osmanım için Mualla!
Ama ben
inanıyorum, şu günler geçsin, Osmanım’ın vicdanı dile gelecektir..
Tabii Danıştay cinayeti dosyası da sahipsiz
kaldı, çünkü Ankara’daki yargılamada ağır ceza alanların hepsi “delil
yetersizliği” ile beraat etti! Peki kim kaldı geride? Tetikçi Alparslan Arslan..
Tetiği onun çektiğinden en küçük bir “karartma” yapabilselerdi, o da dışarıda
olacaktı..
***
Ergenekon davası ile Yurt gazetesi genel yayın
müdürü ve televizyon programcısı Merdan
Yanardağ’ın bir ilgisinin olduğunu anımsayan var mı? Sorguya çağırmışlardı,
ifadesini verip normal hayatına dönmüştü.. Sevgili Merdan’a da suç örgütü
üyeliği yüklemezler mi? Hadi bakalım, şimdi arıyorlar! Merdan, gazetesiyle
programlarıyla Cemaate ve iktidara karşı dik duran bir sosyalist gazeteci
arkadaşımız.
“Torba karar”a son anda adeta bir geceyarısı maddesi ekleyerek, suçlu ilan
ediverdiler!
İşleri güçleri hayatları karartmak… Solculara
karşı bitmek tükenmek bilmeyen kinleri her daim devrede!
--- 11 Ağustos 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder