Et ve Tırnak Masalı-3:
Sayıyı
karıştırmamalıyım, 25.maddeye kadar gelmiştik, pehlivan tefrikasını tam
bitirecektim ki hem Arınç hem Cemaat
açıklama yaptı.. Ama zaten “şu işbirliği sürer mi nereye kadar” diye
yazacaktım.. Siyasetimiz renk kazandı.. Dumanlı’nın “çekilin aradan” lafına hiç
alınmadım, çünkü ben tepeden gözlüyorum.. Meydandaki savaşla doğrudan bir
ilişkim yok, kılıç şakırtıları ortalığı kasıp kavuruyor.
Kesin gürültüyü
kardeşim, şurada sessiz bir tatil yapmaya izin yok mu (tatilde ortalık
müziğinden nefret ederim!)
26) Dünkü
Cumhuriyet’te Cemaatin açıklamalarında “şifreler” üzerine yazılmıştı, bunları
okuyun. Benim ve sizin için hiç bir yeni tarafı yok, ama özetle:
“Yargıçlarımızı temizlediler, “Gezi’de bizim
polisimize de emri RTE bizzat verdi”, “bol sayıda medya organımız var”, “Balyoz
ve Ergenekon’da iktidarla işbirliği yaptık”, “devlet bürokrasisinde
adamlarımızı temizlemeye kalkarsanız bu demokratik olmaz”, “üç polis bir savcı
ile bir çete kurulur, biz bunu sizle birlikte yaptık ve sistem tıkır tıkır
işledi, şimdi bize karşı mı bunu deneyecek ve çeteye mi sokacaksınız, yok öyle
lolo molo”, “dershaneleri mi bize karşı kullanacaksınız..”, “bunlar postmodern
darbe yöntemleri ve derin devlet refleksleridir..”
27) Bunları
yazıp çiziyoruz yıllardır, bize de “hani
delil hani delil” diye aptalca sorular soruldu.. Ben görünen köye delil
falan aramam, burası polis, suç kanıtı arama bölümü değil! Siyasi olayları
siyasi okur ve yazarsınız.. Ama kör gözüm parmağına isteyenler, 11 maddelik
açıklamayı okusunlar; fakat bilirim ki bu da onları tatmin etmez, tam yatakta
baskın isterler..
28) Peki, tamam
mı, ayrıldılar mı? Gezi sloganı ile karşılık verebilirim: Dur, bu daha
başlangıç.. Böyle birlikteliklerin ayrılıkları da zordur, kanlıdır.. Bu nedenle
de taraflar uzun uzun düşünür, uzun süre zaman alır. Kaybedeceklerini,
kazanacaklarını tartar.
F. Gülen,
savaşçılarına bu çatışma ile ilgili son fetvalarından birinde şöyle diyordu: Önemli bir karar vermeden önce bin (1000)
kez düşünün. Tartışın. Acele karar verirseniz, kazandıklarınızı
kaybedebilirsiniz...
Yani mesele siyasi ve uzun soluklu. Şimdi ben bir iki
deneme fikir ileri süreceğim:
29) Gülen için
en büyük düşman RTE’dir. Onun başını yerse AKP’yi rahat halleder.. Yazmıştım:
RTE karizmasının dibinde (seçmeninde henüz tam değil, ama bu ikincil bir
konu!). ABD ve AB çiziklerini attı da, 2005’lerin meşhur sifon çekme hikayesi
için RTE seçmeninin davranışını gözlüyor olabilirler.
Bir de AKP içindeki
rahatsızlıkları, verecekleri teminatlarla körükleyebilirler.. Medyaya da
“özgürlük alanı” açılır. “RTE bir
seçim daha başta kalabilir, engelleyemeyiz”, derlerse, Gülenciler “Bizi tamamen
temizleyebilir mi”, diye düşünecek. Yanıtları evet olursa, o zaman kayıplarını
alt alta koyup bakacaklar, ki abovvv biz
ayvayı yiyoruz, en iyisi kayıpları azaltacak bir uzlaşmaya gidelim! RTE’nin
verdikleri ölçüsünde bir uzlaşma ile güzel çocuk rolüne geçerler..
RTE mutlak
egemenliğine dayalı bu düşük konum
olası mı, evet, ama Türkiye ve çevresinin, muhalif toplumun dinamik yapısı
nedeniyle her zaman bozulabilecek bir olasılık..
30) Veya şöyle:
Uluslararası koşullar çok uygun, ABD de
hadi diyor. Ekonomi bozuluyor. Kürt meselesi RTE yi zaten zora soktu. Ha
deyince onu indiririz.. Gül, alacağı işaretle RTE ile anlaşmasını bozar,
Arınç, H. Çelik, “sosyal demokrat kökenliler”, Gülen ve diğerleriyle ittifaka
girer. Yeter Söz Milletin diye sağcıların işlettiği yasayı gündeme getirirler.
Söz onlardadır, millet de arkalarında... Bu hareket, AKP içinde ve
ititfaklarında güçlü bir parçalanma ile RTE’yi indirme ve Partiyi ele geçirme
şeklinde gerçekleşir, büyük olasılıkla..
31) Tabi diğer
bir olasılık da AKP’nin ikiye bölünmesidir. Parti RTE’ye bırakılır, güçlü bir
ayrılışla ikinci bir parti ortaya çıkar. Bu olasılık, hem zayıf hem güçlü
olabilir, koşullara bağlı..
32) RTE,
zayıflığını görerek, önemli tavizlerle, ittifakları ve birliği ayakta tutar mı?
RTE’nin mutlak kişiliği ne kadar esner bilmiyorum. Olabilir. O zaman “güçlü
liderlik”ten de vazgeçmiş olur. Güçler parçalanmışlığına dayanan bir tür
“koalisyon” ortaya çıkar. Buna “daha
demokratik bir yönetim” modeli de diyebilirsiniz. AKP hareketi, ilk kuruluş
yıllarına döner, RTE’nin otoriter-totaliter dönemi zayıflar veya biter..
Olabilir mi?! Belki de RTE, şüphesiz ki aynı nitelikte değil ama partisinde
benzer siyasi otoriter kişiliğe sahip merhum Ecevit gibi küllerinden yeniden doğmayı tercih eder..
33) RTE bir
Mursi’dir.. Gerektiğinde de Mısır’daki darbecilerin rolünü üstenebilir bir
kişilik yapısına sahiptir.. Şapkasını alıp gitmeyi bilmeyen bir siyasetçi,
herşeyi göze alabilir!
34) Bütün
bunlar “iktidar cephesi”ne ilişkin bazı varsayımlar. Muhalefet ve halk hareketi
ne der ne yapar ve iktidar cenahındaki bütün bu hesaplamaları parçalayıp atar
mı? Mesela yerel seçimlerde büyük kentleri kazanacak ittifak olasılıklarını
özgüven ve özveri ile gündeme getirebilir ve iktidar ortaklarına ilk darbeyi
indirebilir mi?
RTE için CHP başdüşmandır. CHP için AKP ittifakı, aynı şey
midir? İktidar, 2011 seçimlerindeki ahlaksız politikayı yeniden devreye sokar
mı?
35) Tabii,
bütün bu yazılanlardan en güçlü olasılıklar nedir derseniz, biraz bekleyelim..
Ama Cemaatin kolay pes etmeyeceğini de belirtelim...
-- 15 Ağustos 2013 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder