Medya’dan İki Türk
Büyüğü Meclis’te
AKP’nin gazetecilikten devşirerek milletvekili
yaptığı, düşünce / bakış olarak sorunlu iki milletvekili var.
Biri ekrandan devşirildi, bakan yapıldı, üstelik
gençlik ve spordan sorumlu..
Bu “sorumlu kişi”, Suat Kılıç, Trabzon’da cemaat liderinden yarım bir “şiir” okuyor, öğrencilerden
de gerisini tamamlamalarını istiyor. Arkadaşımız Ahmet Şefik’in yazdığına göre, şiirin sahibi edebiyatımızın büyük
ismi imiş, nasıl bilinmezmiş, ne olacakmış bu eğitimin, öğrencinin hali!
Türk Büyükleri’nin kökü ülkemizde hiç bir zaman
kurumaz! Birileri onları nerede olurlarsa olsunlar keşfeder ve ülkenin başına
salar! Onların da pirince döktükeri taşları, yüzyıl ayıklarsınız!
***
İkinci Türk Büyüğü gazeteci milletvekili ise, Şamil Tayyar!
Arkadaşımız Erdem
Gül’ün haberine göre, Meclis’e sevkedilen “Yargı Reformu” paketine,
tutukluluk sürelerinin 1-2 yıl indirilmesi için bir ekleme yapılması tartışılmış
AKP Merkez Yönetim Kurulu’nda.
Böylece, çok eleştirilen uzun tutukluluk sürelerinin
azaltılarak “hukuk vicdanını” rahatlatılmasını savunmuş bazı AKP’liler.
Biliyorsunuz, özel yetkili mahkemelerin hukuklarındaki
bir garabet sonucu, görev alanlarına giren “suç atımları”nda, insanlar, yargı
sonuçlanmasa bile 10 yıla kadar hapishanede çürütülebiliyor..
Suçsuz bulunur ve serbest kalırlarsa “pardon” deniyor!
Böylesine insafsız ve Amerikalıların Guantanamo toplama kampı uygulamasına
sahne oluyor Türkiye!
Bu yasaya bir madde eklenmesine karşı itirazın
nedeni önemli: AKP’nin yargı politikalarına
destek veren taban ve çevresi bize küser!
Kim bu taban ve çevre?
Söyleyelim: Esas olarak Cemaatçiler!
Ve aralarında, adı geçen o Büyük Türk
Milletvekili ve Gazeteci!
Adalet Bakanından “tutukluluk süreleriyle ilgili bir düzenlemenin pakete girmeyeceği
konusunda kendilerine söz verilmesini” istemişler, iyi mi!
Kendisi, savcı iddialarını çarşaf çarşaf
yayınlayarak hem suç işledi hem para kazandı hem de bunlar üzerinden
milletvekili oldu!
Bunlar yetmedi, yeni yasa tasarısıyla, hakkında
açılan gizliliği çiğneme suçlarından da kurtuluyor!
Medyada iken sürdürdüğü misyonuna Meclis’te
devam!
Şimdilik hepsini hapishanede öldürmenin kabul
edilebilir ve kolay yolu olarak, 10 yıl üstelik hücrede tutukluğu deldirmemeye
çalışıyor!
Ama bu yetmez, yanına Türköne adlı, insanları
yağlı kazığa oturtma uzmanını da almalı...
İkili olarak müthiş iş yaparlar, 32 kısım
tekmili birden filmlere konu olurlar!
***
Ünlü yazar Paul
Auster “Hapiste yatan yazar ve
gazeteciler yüzünden Türkiye’ye gelmeyi reddediyorum! Kaç kişi oldu? 100’ü
geçti mi?” demişti ya, Başbakan da ona maşallah bir yanıt
veriyor “gelsen ne olur gelmesen ne
olur!”
Adını bile ilk kez duymuştur!
Ama Türkiye’deki garabeti sonuna kadar
savunmaktan geri kalmıyor.
***
Dikta hukukun savunucusu, sahibi ve uygulayıcısı
iktidarbaşıdır.
Kendi iktidar etekleri altına uzanan Deniz Feneri davasının savcılarını,
iktidarının hukuk sistemi, sürüm sürüm süründürme yoluna gitmiştir.
Ne diyor bakar mısınız: “Yargı sizin militanlarınızdan arındırılıyor!”
Kılıçdaroğlu’nun
söze yerindedir:
“Ahlak ve
İnsanlık iflas etmiştir! Savcılar hırsızların peşinde, siz de savcıların
peşinde..”
Sadece “yargıyı arındırmak”la yetinmiyorlar..
Bütün Türkiye’ye AKP alehtarlığından
arındırıyorlar, ellerindeki yargıyla..
1000’i aşkın HES protestocusunun tepesine polis
ve iktidarın yargısı bindiyse hele..
Mare Nostrum,
demişti önce Romalılar, sonra adını anımsamadığım bir italyan, Akdeniz için..
Herşey muktedir için...
--- 2 Şubat 2012, Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder